26 Nisan 2024
  • Erzurum16°C
  • İstanbul17°C
  • Ankara20°C

VALİ BEY YALNIZ BIRAKILMAMALI

Ömer Faruk Kızılkaya

02 Haziran 2020 Salı 11:46

ER-VAK Başkanı Sayın Erdal GÜZEL’den her zaman duymuşumdur: Mehmet KAPLAN “İstanbul’da ahaliyi, Erzurum’da halkı görürsünüz.” der.

Bu çok kıymetli bir söz ama maalesef o eskidenmiş. Birlikte 5 yıl yol yürüdüğümüz ve benim çok sevip saydığım, kendisinden de çok güzel tecrübeler edindiğim Erdal Başkan’dan dinlediğim ve yanlış hatırlamıyorsam kitabında da okuduğum bir olay daha aktaracağım:

Erzurum- Tortum karayolu yapılırken Vali Bey’in de bulunduğu bir heyet, yerinde inceleme yaparken köylüler yolu kendi arazilerinden geçirtip para almaya çalışır, tartışmalar uzar; bu durum da Vali Bey’i biraz sıkar. Vali Bey, orada tartışmaları izleyen ve bir şeye karışmayan bir dedeye biraz takılmak ister. İhtiyarın yanına giden Vali Bey,

  • Dede, sence yol nereden geçmeli, der. Bunun üzerine dede, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın da muhteşem eseri “Beş Şehir” de vurguladığı Erzurumlu nüktedanlığıyla cevap verir:
  • Ben o işten anlamam Vali Beg!  Ben devleti ciddi, yolu düz isterem!

Şimdilerde nerede o eski dadaşlar? Eğriye eğri, doğruya doğru deyip doğrunun yanında olmak her şeyden önce iman ve ahlak ister. Kendi çıkarları için eğriye doğru diyenlerin şehri olup “G… öpmekle dudak kirlenmez.” diyecek kadar değerlerimizi ayaklar altına aldığımızdan beridir eriyip hak ettiğimiz değerin altına düştük. Hamasete gelince “cumhuriyeti kuran şehir” olmakla övünürken şimdi düzenini devam ettiremeyen şehir olduk. Bunun sebebi de duruşunu kaybeden omurgamız olabilir mi?

Eski valilerimizden Ahmet ALTIPARMAK geldiğinde Aziziye Tabyası’nda bir iftar yemeği vererek tabyalara dikkat çekmek istemişti. Erzurum’un bürokratları ile toplantı düzenlemiş, fikrini ortaya atmıştı. Erzurum’un bazı oturaklı bürokratları işi yokuşa sürünce Vali Bey kızıp kestirip atmıştı:

  • Yarın iftarı Aziziye Tabyası’nda yapacağız, gidin çalışmalara başlayın!

Bunun üzerine dışarı çıkan bürokratlar şaşkınlıklarını dile getirirken birileri şunu söylemişti:

  • Vali Bey bürokrasinin “hayır” cevabını bilmiyor herhalde, zamanla öğrenir.

Bir arkadaşım da sosyal medyada şöyle bir paylaşım yapmıştı:

İstanbul’da son teknolojinin kullanılabildiği, her türlü imkânın olduğu biner yataklı iki hastane 45 günde yani bir buçuk ayda yapılabilirken Erzurum’da 1300 yataklı bir hastanenin yapımı on yıl sürüyor. 3,5 km mesafeli uçak pisti iki yılda bitirilemeyip CAT-3A sistemi kurulamıyor. İki yıldır süren bu rezalet yüzünden Erzurum turizmi büyük darbe yemiş, Erzurumlu büyük mağduriyet yaşamıştır.

Gelelim bunları anlatma sebebime:

Dün, Vali Bey’i izledim. Havaalanındaki rezalete isyan ediyordu. Bir yılı aşkın süredir Erzurum medyası da bazı STK’ler de aynı isyanı yapıyordu.

Defalarca  yazılıp çizildiği halde yaprak kımıldamadı. Bunun sebebi nedir?

Ankara, bizi yeterince samimi mi görmedi yoksa birileri oraya gidince bizi sattı mı? Veya Erzurum’u engelleyen karanlık bir el mi var?

Bu rezalette parmağı olanlar kimlerdir ve bu kişiler, kimler tarafından korunmaktadır?

Artık İnternet Çağı’nda yaşadığımızı ve bakanlıklarla yazışmaların günlük yapıldığını göz önünde bulundurursak bu olayın uzamasının yazışmalardan olmayacağını biliyoruz. Bu işi engelleyen veya savsaklayan neden bulunamıyor ve neden bu durum cezasız kalıyor?

Neden uçuş ücretleri Erzurum’da fazladır? Buradan eşiyle Erzincan’a gidip oradan İstanbul’a uçan, aracını oradaki otoparka bırakıp üç gün sonra dönen arkadaşım, aynı bileti Erzurum’dan alması halinde zararda olduğunu, Erzincan’dan uçunca otopark parası da dâhil olmasına rağmen kârda olduğunu söyledi ve ödediklerini de gösterdi. Bu durum karşısında benim sorguladıklarımı bu şehrin bürokratlarının ve siyasilerinin çoğu sorgulamıyorsa orada gaflet, dalalet ve hatta hıyanet baş göstermiş demektir. O zaman demek ki bu şehirde değişmesi gereken koltuklar var. Eğer biraz şerefleri varsa ya istifa etsinler ya da emekli olsunlar.

Vali Bey de kendini üzeceğine bunun müsebbiplerini bulup ibretiâlem için gereken cezayı keserse bu sorun daha rahat çözülür. Tabii bunun için bazı şartların daha gerçekleşmesi lazım:

Halk da uyanmalı ve işini yapmayan vekil, siyasetçi, bürokrat vb. kim varsa “senden, benden” demeden sorunluluğu olanlara tepkisini koymalı ve bir duruş göstermeli. Vali Bey’e ve çalışan kişilere sahip çıkmalı. Çakallık yapıp ateşe başkalarını sürmeye çalışmak yerine  aslan gibi ortaya çıkıp son sözü söylemeyi öğrenmeli, dedenin koyduğu dadaş tavrını koymalı. Yoksa ahali olmaya ve verileni yemeye devam ederiz.

Son söz: Havaalanındaki rezalet sona erdirilip hizmete başlanınca 2015 yılında TV programlarımda da dile getirdiğim gibi havaalanına, kendi kesesinden uçak alıp devlete hediye eden Nafiz KOTAN’ın ismi verilmeli ve çatıdaki maket uçak oradan indirilerek otoparkın uygun bir yerinde kaide üzerine veya havaalanının girişine (Atatürk Üniversitesinin girişindeki kartal heykeli gibi) yerleştirilmeli ve Nafiz Bey’in kısa öz geçmişi ile sergilenmelidir.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.