16 NİSAN KÜFRÜN MAĞLUBİYETİ OLACAKTIR
Selman Soğukpınar
26 Mart 2017 Pazar 09:30
İslam dinine karşı savaşmada ve İslam’ın hayata hâkimiyetini engellemede kâfirler bir bütündürler.
Kâfirleri İslam’ın karşısında bütünleştiren küfre dayanan itikadi kardeşlikleridir.
Çünkü kâfirler küfürde kardeştirler.
Kâfirler arasında kalbi ve fiili bir bağlılık vardır.
Bugün dikkat edilirse önceki kâfirlerle sonraki kâfirlerin tekrarladıkları küfür mesajı aynıdır.
Çünkü kâfirler küfrün mensuplarıdır.
Müslümanlar ile kâfirler arasındaki ayrılık din ayrılığıdır.
Ancak kâfirlerin kendi aralarındaki din ayrılığı Müslümanlarla olan din ayrılıkları gibi değildir.
Kefirlerin muhtelif olan dinleri batıl olma noktasında birdirler.
İslam’a göre kâfirler hem itikadî ve hem de amelî yönde birbirlerini destekleyen kardeşlerdir.
Allah’ın ayetlerini red ve inkâr etmede bütün kâfirler birleşirler.
Allah-u Teâlâ değişmez hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor:
“Şüphesiz ki onlar ayetlerimizi inkâr etmiş ve kafir olarak ölmüşlerdir. İşte Allah’ın meleklerin ve bütün insanların laneti onların üzerinedir.” (Bakara Suresi 2/161)
Evet insanların Allah’a ve Allah’ın hükümlerine karşı isyan etmeleri küfrün varlık ve sağlık sermayesidir.
Dolayısıyla kâfirler; Allah’a ve Allah’ın hükümlerine karşı gelme küfründe lanete uğramış kardeşlerdir.
Kâfirlerin tağut yolunda savaşmaları küfürdeki kardeşliklerinin en bariz alametidir.
Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor:
“İman edenler (İslami hayat sistemi edinenler) Allah yolunda savaşırlar küfredenler (beşeri ideolojileri hayat sistemi edinenler) de tağut yolunda savaşırlar; öyleyse Evliyauşşeytan/şeytanın dostlarıyla savaşın. Hiç şüphesiz şeytanın hileli düzeni pek zayıftır.” (Nisa Suresi 4/76 )
Bu ayet-i kerimenin ışığında günümüz İslam dininin dünyaya hükmetmesinden korkan kâfirler yedi düvel bir olmuş ülkemize karşı açıktan savaş ilan etmişlerdir..
Türkiye’nin yükselişini hazmedemeyen Almanya’sından Hollanda’sına, İngiliz’inden Avusturya’sına varana kadar solaklar ve salaklar tam bir ittifak içerisindedirler.
Bunlar kâfirler topluluğu oldukları için küfür caddesinin sağında veya solunda olmak kendi aralarında birleşmeye ve dost olmaya engel değildir.
Çünkü küfür caddesinin sağında ve solunda yürüyenlerin arasında hiçbir fark yoktur.
Her iki tarafın da üzerinde bulundukları cadde sırat-ı müstakimin dışındadır.
Şunu unutmayalım ki; Kapitalizm putuna tapanla Siyonizm ve Emperyalizm putuna tapanın arasında herhangi bir fark yoktur.
Bunlar zaman içerisinde dostluklarını ilerletmiş ve müesseseleşmiştir.
Ve bu müessesenin adını da “Birleşmiş Milletler Teşkilatı” koymuşlardır. “Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın hakiki ismi de aslında “Birleşmiş Kâfirler Teşkilatı’dır;
Çünkü Birleşmiş Milletler Teşkilatının temeli İslam dinine değil tamamen insanlar tarafından uydurulmuş beşer kaynaklı batıl ve atıl dinlere dayanmaktadır.
Dolayısıyla Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nı dost edinip kendisiyle itikadî ve amelî ittifakların içerisine girenler; İslam milletinden değil küfür milletindendirler.
Açıkça yazmak gerekirse Birleşmiş Milletler Teşkilatı; Enternasyonal küfür mafyasıdır.
Diğer taraftan bu kâfirler topluluğu Avrupa Birliği adı altında bir Hıristiyan birliği kurmuşturlar.
Bu, Papa XII'nci Pius, 1954'te, Roma'ya gelen 3 Katolik başbakana "evlatlarım, buraya gelin, asırlardan beri birbirinizi öldürüyorsunuz; Amerika gibi tek devlet olun, artık Katolik evlatlarım birbirini öldürmesin" demiş ve böylece ‘’Avrupa Birliğini" kurmuşlardır.
Bu Hristiyan Kulübü'nün; yüzyıl önce Osmanlı'ya dikte ettirilen Sevr'i hayata geçirme hedefinden hiçbir zaman vazgeçmediğini dünde gördük.
Bugünde en açık bir şekilde görmekteyiz.
Bu Hristiyan topluluğunun tek hedefi ise Türkiye’yi bölmek ve büyük Ermenistan hedeflerine ulaşmaktır.
Yanı bu birliğin açık adı da Enternasyonal Terör Birliğidir.
Çünkü bütün teröristler bu birliğe bağlı ülkelerde hayat sürmektedirler.
Bugün artık acı ama gerçek olan tek şey elli yıldır kapısında beklediğimiz bir gerçeği ülke olarak geçte olsa anlamış olmamızdır.
Sonuç olarak görüyoruz ki birbirlerinin kıblelerine uymayan kâfirlerin ortak birleşme noktaları heva ve heveslerine tapmaları başkalarını da kendi heva ve heveslerine tapmaya mecbur ve mahkûm etmeye kalkışmak istemeleri Türkiye’nin onların bu heveslerini kursaklarında bırakması onları topyekûn rahatsız etmektedir.
Bunun sonucunda da atlarını ve itlerini üzerimize salmaya başlamıştırlar.
Bize düşende yekvücut olup bu kâfirlerle gerekirse cihat meydanlarında şehadete ulaşmaktır.
Şunu unutmayalım ki biz Türk Milleti olarak karşımızda tek millet haline gelmiş küfür cephesine karşı tek yumruk olduğumuzu ortaya koymazsak fitne iktidar olur ve ülkemizde büyük bir fesat meydana gelir.
Bunun için 16 Nisa Referandumu çok daha büyük bir önen kazanmıştır.
Enternasyonal Küfür ve Enternasyonal Terör Birliği Bilsin ki
Bizler 16 Nisan’da
Bir olacağız,,
İri olacağız..
Diri olacağız..
Hep Birlikte Büyük Türkiye’yi Yeniden Kuracağız.
Ve Biz Yeni Bir Dünya İnşa Edeceğiz.
Ve Bu Dünya’da İnşallah Hakkı Hakim Kılacağız..
İnşallah 16 Nisan bütün küfrün Türk Milleti karşısında mağlubiyeti olacaktır.
VESSELAM!
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Erzurum Olay
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.