AHMET DAVUTOĞLU: SELAHATTİN DEMİRTAŞ YALAN SÖYLÜYOR
Ağrı'daki terör olayıyla ilgili olarak Selahattin Demirtaş'ın iddiaları Başbakan Davutoğlu'nu çok kızdırdı.
13 Nisan 2015 Pazartesi 09:15
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ağrı'daki terör olayıyla ilgili olarak HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın ortaya attığı iddiaları da yalanlayarak, "Meşru bir siyasi partinin genel başkanı mı, yoksa bölücü terör örgütlerinin silahlı unsurlarının baskı yaparak, halkı yönlendirmek için yaptığı bu tür terör faaliyetlerini savunan, meşru kılmaya çalışan bir terör savunucusu mu? Gün, herkesin tavrını açık bir şekilde ortaya koyma günüdür" dedi.
"DEMİRTAŞ YALAN SÖYLÜYOR"
"Sayın Demirtaş yalan söylüyor ve gerçekleri saptırıyor" diyen Davutoğlu, olayın, Türkiye seçim ortamına girerken bölücü terör örgütünün bir provokasyonu olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Geçtiğimiz 4 Nisan günü, Doğubeyazıt'ın Güngören Köyü, Kule mezrasında benzer bir çalışma yapılmış ve oradaki köylüler bölücü terör örgütünün silahlı unsurları tarafından seçimlerde bir partiye destek vermek için propagandaya maruz bırakılmasının ötesinde, baskı altına alınmıştır. Benzer bir faaliyet Yukarıtüfek Köyü'nde tekrar yapılmak istenince, bu sefer Türkiye'de kamu düzenini koruma görevini üstlenen Valiliğimiz ve ilgili güvenlik birimlerimiz, seçimlerde şu veya bu yönde oy kullanma yönünde baskı ortamının oluşmaması için gerekli tedbirleri almak üzere bölgede faaliyete geçmişlerdir. Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiye'nin her bir köşesinde kamu düzenini tesis etmek için gereken her türlü çalışmayı yapar. Bu konuda hiçkimseye de hesap verecek değildir."
"TSK GEREKLİ TEDBİRİ ALIR"
Bölücü terör örgütü unsurlarının Yukarıtüfek Köyü civarında ağaç dikme törenini bahane ettiklerini anlatan Davutoğlu, "Gerçekten ağaç dikilse, gerçekten barışçıl bir ortamda şenlik yapılsa, Silahlı Kuvvetlerimiz de oraya onlarla birlikte, o şenliğe katılmak için gider. Bizler de gideriz. HDP'yi kast ediyorum, siyasal bir parti propaganda yapsa, onun propaganda yapması için bütün güvenlik şartları oluşur. Ama eğer bölücü terör örgütü dağdaki unsurlarıyla köylere inerek baskı yapmaya kalkarsa, işte orada demokrasinin ve seçim şartlarının bittiği, kamu düzeni probleminin ortaya çıktığı bir süreç başlar. Demirtaş, olayları karartmak suretiyle, bölgede uygulamakta oldukları baskıyı örtbas etmeye çalışıyor. Silahlı Kuvvetlerimiz orada gerekli tedbirleri alarak vatandaşlarımız üzerinde ortaya çıkabilecek baskıları engellemeye dönük bir çalışma yürütmüştür. Bu onların görevidir. Her yerde de bu görevi yapacaklar. Seçim güvenliğini sağlamak üzere her türlü tedbiri alacağız" diye konuştu.
"DEMİRTAŞ KARAR VERSİN"
"Sayın Demirtaş karar versin" diyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İstanbul'da Kadıköy Meydanı'nda barışçıl bir söylem güya tutturup, legal bir siyasi partinin eş başkanı olarak konuşup, Doğubayazıt'ta olan olaylar söz konusu olduğunda bölücü terör örgütünün sözcülüğünü yapmak ona yakışmaz. Bir tercih yapmak zorunda. Meşru bir siyasi partinin genel başkanı mı, yoksa bölücü terör örgütlerinin silahlı unsurlarının baskı yaparak, halkı yönlendirmek için yaptığı bu tür terör faaliyetlerini savunan, meşru kılmaya çalışan bir terör savunucusu mu? Gün, herkesin tavrını açık bir şekilde ortaya koyma günüdür. Biz hükümet olarak Türkiye'de seçim güvenliğini tehdit eden her çalışmaya karşı, silahlı herhangi bir unsurun halkımızı baskı altına almasına karşı gerekli tedbirleri alırız. Bu konuda kimsenin tereddüdü olmamalıdır."
Doğubayazı'taki saldırıyla savcı Mehmet Selim Kiraz'ın şehit olduğu saldırı arasında bir fark olmadığını belirten Davutoğlu, "İkisi de Türkiye'de kaos çıkarmak isteyen ve seçim güvenliğini tehdit etmek isteyen terör unsurlarının, ki bunların hepsinin dış bağlantıları da vardır, onların yaptığı faaliyetlerdir."
"KİMSE BARIŞ GÜVERCİNİ ROLÜ YAPMASIN"
İlk silahın kesinlikle Silahlı Kuvvetler tarafından atılmadığını savunan Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bu ağaç dikme töreni yapılması düşünülen yere terör örgütü unsurlarının sızmasını engellemek için tertibat alan askerimize karşı, terör unsurları ateş açmışlardır ve askerimiz de görevlerinin bir gereği olarak mukabelede bulunmuştur. Kimse barış güvercini rolü oynamasın. Kimse bir taraftan seçime giren bir siyasi parti lideri görüntüsü ve barışçıl bir dil, diğer taraftan da terör sözcülüğüne de soyunmasın. Sayın Demirtaş, tam bir bukalemun mantığı içinde doğuda başka, batıda başka, Doğubayazıt'ta onun sözcüleri başka, ki terörle işbirliği yapmıştır Doğubayazıt'ta bazı HDP unsurları, İstanbul'da, Kadıköy'de başka bir dil kullanarak Türkiye'de demokratik hayat içinde yer alınmaz" diye konuştu.
"TAVIR ALMAYA DAVET EDİYORUM"
3 hafta önce silah bırak çağrısı ile yeni bir dönemin açıldığını ümit ederken, silahların gölgesi altında vatandaşlar üzerinde baskı uygulamaya çalışmanın büyük bir çelişki ve ikiyüzlülük olduğunu belirten Davutoğlu, "Hele Demirtaş'ın bugün Kadıköy Meydanı'nda söyledikleri tümüyle yalandır, tümüyle aldatmacadan ibarettir. Elimizde bütün vesikalar vardır. Bu konuda Demirtaş'ı dürüst, samimi olmaya ve barışçıl siyaset yapmaya, barışçıl siyaseti engelleyen silahlı unsurlar kim olursa olsun onlara karşı da tavır almaya davet ediyorum" dedi.
DEMİRTAŞ NE DEMİŞTİ ?
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş,Ağrı'da dün provokasyon yapıldığını savunarak, "Dün Ağrı'da bir çatışma değil, sahnesi önceden planlanmış, önceden provası yapılmış, önceden hazırlanmış, sahte bir kurgu operasyon vardı. Orada mümkün olduğunca fazla cenaze çıkarmaya çalıştılar. 15 askeri çatışma bölgesinde bırakıp terk ettiler. Bunlardan 8'i yaralıydı, yaralı. Yaralı askerleri çatışma bölgesinde bırakıp geri çekildiler. Neden biliyor musunuz? Orada o askerler yaşamını yitirsin, cenazeler çıksın ve ülkede AKP'nin oyları tavan yapsın diye. Ne oldu peki HDP'li arkadaşlarımız çatışma bölgesine giderek, HDP'li yönetici arkadaşlarımız yaralı askerleri oradan alıp çıkardılar. Kendi elleriyle alıp çıkardılar" dedi.
Demirtaş, partisinin Kadıköy İskele Meydanı'nda düzenlediği mitinginde konuştu. Sözlerine, "HDP'yi Meclis'e taşımaya hazır mıyız? Bizler Meclis'e gitmeye hazır mıyız? Başaracağız inşallah. Hiç kimsenin tahmin etmediği, hiçbir ne. anket şirketinin ölçemediği bir sonuçla ortaya çıkacağız. Bu sonuçlar şimdiden AKP'nin ve Cumhurbaşkanı'nın masasına gitmeye başladı. Panik kendileri açısından doruğa ulaşmış olacak ki, çılgınlık yapmaya başladılar" diye başlayan Selahattin Demirtaş, dün Ağrı'da yaşanan çatışmaya değinerek, şöyle devam etti:
"AĞRIDA NE OLDUĞUNU BÜTÜN HALKIMIZIN BİLMESİ LAZIM"
"İstanbul'da çalışırken de, sizler kampanya yürütürken de bu tür provokasyonlara karşı dikkatli olmalısınız. Ağrı'da yaşanan AKP provokasyonu bundan sonra da tekrar edebilir. Mutlaka duyarlı ve tedbirli olmalıyız. Dün Cumhurbaşkanı, yani bu ülkenin bütün halkının başkanı sıfatını taşıması gereken kişi Sakarya'da miting saatinde 'Şu anda Ağrı'da çatışma var' diyor. Canlı yayınla bunu anlatıp, oradaki çatışmadan siyasi rant devşirecek kadar çılgınlaşmış durumdalar. Ağrı'da ne olduğunu bütün halkımızın bilmesi lazım. Özellikle evladı askerde olan anaların babaların bilmesi lazım."
"AĞRI'DA ÇATIŞMA DEĞİL, ÖNCEDEN PROVASI YAPILMIŞ SAHTE BİR KURGU OPERASYON VARDI"
"Dün Ağrı'da bir çatışma değil, sahnesi önceden planlanmış, önceden provası yapılmış, önceden hazırlanmış, sahte bir kurgu operasyon vardı. Orada mümkün olduğunca fazla cenaze çıkarmaya çalıştılar. 15 askeri çatışma bölgesinde bırakıp, terk ettiler. Bunlardan 8'i yaralıydı, yaralı. Yaralı askerleri çatışma bölgesinde bırakıp geri çekildiler. Neden biliyor musunuz? Orada o askerler yaşamını yitirsin, cenazeler çıksın ve ülkede AKP'nin oyları tavan yapsın diye. Ne oldu peki? HDP'li arkadaşlarımız çatışma bölgesine giderek, HDP'li yönetici arkadaşlarımız yaralı askerleri oradan alıp çıkardılar. Kendi elleriyle alıp çıkardılar."
"YARALI ASKERLERİ ÇARŞAFLARLA TAŞIMAK ZORUNDA KALIYORLAR ARKADAŞLARIMIZ"
Demirtaş, "Genelkurmay ve bu sahte provokasyon operasyonlarını düzenleyenler bunun hesabını halka vermeliler" diyerek, sözlerini şöyle devam etti:
"Bizim HDP yöneticisi ve üyesi arkadaşlarımız yaralı askerleri oradan almaya gitmese, belki de çok sayıda asker cenazesi de oradan çıkacaktı. Ve onlar muratlarına ermiş olacaklardı. Bizim arkadaşlarımız orada cenazeler çıkmasın diye yaralı askerleri almaya gittiğinde, helikopterden ateş açtılar. Ve bir ilçe eski başkanımızı orada şehit ettiler. HDP'li bir arkadaşımızı ve bir PKK gerillasını da helikopterden açtıkları ateşle öldürdüler. Bunlar işte Türkiye halkına başka şekilde anlatılıyor. Bunlar provokasyon yapmak için, HDP'yi kötülemek için ellerinden geleni yapacaklar. Çılgınlık yapmaya devam edecekler. Çatışma bölgesinde yaralı askerler var. Helikopter yaralıları gelip almak yerine, operasyona katılıyor, yukarıdan ateş açıyor helikopterler. Ambulans yok, helikopter yok. Yaralı askerleri çarşaflarla taşımak zorunda kalıyorlar arkadaşlarımız. Fotoğrafları ve görüntüleri var. Türkiye’yi yönetenler lüks jetlerle, lüks uçaklarla seçim çalışması yaparken, yaralı asker için bir ambulans, helikopter bile göndermemişlerdir. Orada ölmesini beklemişlerdir. Cenaze çıkması için bu devlet, bu hükümet elinden geleni yapmıştır. Hükümet sözcüleri, Cumhurbaşkanı bunu bir müjde verir gibi seçim meydanında,Anayasa'ya aykırı bir şekilde yaptığı mitingde halka duyuracak kadar çılgınlaşmıştır."
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Erzurum Olay
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.