ANTALYA SENİ UNUTMAYACAĞIM..

İnsanoğlu hangi memlekete giderse gitsin insanlığından, edebinden, ahlakından, çalışma azminden ödün vermeden ekmeğini yediği, suyunu içtiği şehrin  gelişmesi için millete hizmetkar olmalıdır.

2012 yılının Eylül ayında doğduğum topraklardan memleketim Erzurum’dan ayrılırken Rabbime şükürler olsun ki hiç kimse gitti de kurtulduk demedi.

Erzurum bir değerini kaybetti diye eşimizden dostumuzdan güzel sözler duyduk.

Çünkü biz Erzurum için Erzurum’un bütün değerleri için çocukluk döneminin dışında 25-30 yılını Erzurum için Çarşısında, Pazarında,  Siyasetinde, Radyosunda, Televizyonunda, Gazetesinde çalışarak, yazarak, koşarak havası sert, yüreği mert Dadaşlara hizmetkâr olduk.

Elhamdulillah onların saf ve temiz dualarına mazhar oldu.

Çünkü biz anamızın ak sütü, babamızın alın teri ile büyümüştük.

Helal haram ver Allahım bu kulun yer Allahım diyenlerden asla olmadık olamayacağızda inşallah.

Ve gün geldi bazı özel sebeplerden nasip buya 2012 yılının Ekim ayında dünya turizmin başkenti, doğası, havası her türlü güzelliği ile ülkemizin göz bebeği Akdeniz’in incisi Antalya ilimize tayin olduk.

Seccadesi vatan olanın gurbet diye derdi olmaz buyurmuş büyüklerimiz amma, Usta aşığın dediği gibi gurbet kelepçe oluyordu yurdu sevene..

Ne olursa olsun.

Açıkça belirtmek gerekirse gurbet zor geliyordu.

40 yaşına kadar doğduğun topraklardan ve sevdiğin gönüllerden uzak kalmak zor gelmişti bize.

Tayin olduğum Antalya ilimizde ilk birkaç ay süren bocalamanın ardından gerekirse memleketimde koşan, yorulan ve aktif bir yapıya sahip olan şahsım için durmak, durgun olmak bana göre değildi.

Açıkçası sıkılmaya başlamıştım..

Ama tevekkül ediyordum Rabbime.

Çünkü imtahanda olduğumun idrakinde idim.

Rabbim bu aciz kulunu ne maddi nede manevi olarak hiç darda koymamıştı.

Koymayacaktı.

İnancım ve şükrüm sonsuzdu Rabbime.

Umutlu idim.

Rabbim açacaktı kapıları, gönderecekti bir Hızır yetişecekti imdada..

Biliyordum ..

Yeter ki sabredeyim.

Ve sabrın sonu selamet oldu..

Rabbim bu aciz kulunun sıkıştığını görünce.

Hızır gibi yetiştirdi.

Bir kulunu.

3 Yıl 4 aydır birlikte çalışmaktan gurur ve onur duyduğum gözlerine bakınca ne söyleyeceğini bildiğim, sesini kulağımdan, yüzünü gözümden esirgediğim Bölge Müdürüm Sayın Turkay Özgür Antalya’ya geldi.

Ve bizi bir göreve layık gördü..

Oda çok sevdiğim mesleğimi ifa edeceğim.

DSİ 13. Bölge Müdürlüğü Basın ve Tanıtım birimine sorumlu olarak atadı.

Bizde o gün bugün hamdolsun bize olan güvenini boşa çıkarmadık.

Benim her zaman bir duam vardır.

‘’Ya Rabbi!!

Seni kim çok seviyorsa bizi de ona sevdir. ’diye..

Rabbim sevenlerine bizi sevdirdi.

Bizlerde bize duyulan güveni, duyulan sevgiyi ve muhabbeti karşılıksız bırakmadık.

Yeri geldi evimi, ailemi çocuklarımı sevdiklerimi ihmal ederek Antalmız için gece gündüz demeden çalıştım.

Rabbim bize güvenenlere karşı şahsımı bugüne kadar Elhamdülillah hiç mahcup eylemedi.

Duamız odur ki bundan sonrada mahcup eylemesin inşallah.

Şimdi ise Antalya’ya veda etme zamanı.

Büyüklerimiz bu aciz kula ve çalışmalarına değer vermiş kendilerine layık görmüşler.

Şerefduyduk.

Nasip olursa 18 Temmuz Pazartesi günü itibari ile Aşk ve Sevda ne diye sorsalar, benim yüreğimde ve dilimde cevabı DSİ olan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğümüz Basın Müşaviliği emrinde millete hizmetkar olmaya devam edeceğiz.

Bugörevlendirmede bizi kendileri ile çalışamaya layık gören DSİ Genel Müdürüm Sayın Ali Rıza Diniz Bey'e, Üç yıl dört aydır kendileri ile çalışmaktan onur ve şeref duyduğum bu aşamaya gelmemde üzerimde ki en büyük emek sahibi DSİ Antalya Bölge Müdürüm Sayın Turkay Özgür Bey'e, Bölge Müdür Yardımcılarımıza, Şube Müdürlerime ve birlikte çalışmaktan onur duyacağım Basın Müşavirim Sayın Levent Yıldırım Bey'e şükranlarımı sunuyorum.

 Allah her iki cihanda makamlarınızı yüceltsin inşallah.

Ümmetin İslam aleminin umudu, yüzünü döndüğü başkentimizde Ankara’da duam odrud ki Rabbim iyiler ile karşılaştırsın.

Mevla yolumuzu yolunda gidenlere düşürsün inşallah.

Tabi giderken Antalya’yı Antalya daki değerlerimizide Rabbim unutturmasın.

Onlara karşıda bizi mahcup eylmesin.

Antalya’dan giderken......

Dış İşleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun ülkem için tükenmeyen enejisini

Antalya Milletvekilimiz Sayın Mustafa Köse’nin bedenini iki kat eden  tevazusunu,

Ak Parti Antalya İl Başkanımız Sayın Rıza Sümer’in güler yüzünü,

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Menderes Türel’in çalışma azmini ve yaptığı hizmetlerini,

DSİ Bölge Müdürüm Sayın Turkay Özgür ve ekibinin ülkeye ve millete hizmet etmek için gecenin saat birlerine kadar süren çalışmalarını,

Kumluca Belediye Başkanımzı Sayın Hüsamettin Çetinkaya Başkanımızın muhabbetinde ki samimiyetini,

Kaş Belediye Başkanımız Sayın Halil Kocaer Başkanımızın kulaklarımdan hiç gitmeyen ve yüreğime işlemiş Kuran Tilavetini,

Mesai arkadaşlarımın şahsıma östermiş olduğu saygı ve muhabbetini,

Antalyada görev yapan vefakar ve cefakar gazeteci meslektaşlarımın gönderdiğim her haberi hiç bir karşılık beklemeksizin yayınlamasını,

Unutmayacağımı belirtiyor, Antalya’nında bize hakkını helal etmesini arzuluyorum.

Duaları ile hayat bulduğum bugüne kadar üzerimizden duasını esirgemeyen büyüklerimizin ve dostlarımızın dualarına dünden daha çok ihtiyaç duyduğumu belirterek, Selam ve Saygılar sunuyorum..

Allah’a emanet ol ANTALYA..