ATATÜRK ÜNİVERSİTESİNDEN 1001 HATİM BELGESELİ

Yaklaşık 500 yıldır Erzurum'da sürdürülen 1001 Hatim geleneği Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyeleri tarafından belgesel haline getirildi. Toplumsal duyarlılık projeleri çerçevesinde gerçekleştirilen ve yürütücülüğünü Doç. Dr. Ülhak Çimen'in üstlendiği belgeselin çekimleri Erzurum il merkezi ve ilçelerinde gerçekleştirildi. Erzurum İl Müftüsü Rüstem Can ile İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Dr. Öğr. Üyesi Fikrullah Çakmak'ın röportajlarıyla destekledikleri belgeselin yapımı yaklaşık 3 ay sürdü.

“Erzurumlulara yadigâr kalan kadim bir gelenek”
Erzurum'un her türlü musibet ve salgınlardan korunması amacıyla Pir Ali Baba Hazretleri tarafından başlatılan gelenek, bulunulan yılın son iki haftası ile bir sonraki yılın ilk iki haftası içerisinde okunan hatimlerle tamamlanıyor. Böylece, mevcut yılı hayırla, ibadetle ve kullukla tamamlayıp yeni yıla da aynı duygu ve düşüncelerle giriliyor. Pir Ali Baba'dan Erzurum'a, Erzurumlulara yadigâr kalan bu gelenek başladığı günden bu yana 1. Dünya Savaşı nedeniyle aksamış olsa da 1937 yılında dönemin Erzurum Müftüsü Muhammet Sadık Solakzade tarafından tekrar başlatılarak günümüze kadar ulaşmıştır.

Rektör Çomaklı: “1001 Hatimler Kur'ân Sevgisini Aşılıyor”
Bu kadim gelenekle ilgili bir değerlendirmede bulunan Atatürk Üniversitesi Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı; doğal afetlerin, bireyin ve toplumun değer yargılarını ortaya çıkararak onlara sarılmayı sağlayan bir yönünün olduğundan bahsederek: “Bu anlamda toplumsal bir değeri ifade eden Kur'ân, bireyin kişiliğine ve kimliğine olumlu yönde katkı sağlar. Bu sayede insanlar her türlü şartta ayakta kalmaya çabalar, içinde gizli olan cevherin ve yeteneklerin ortaya çıkmasına gayret eder. 1001 Hatim'in de doğal afetlerin yaşandığı dönemde Pir Ali Baba tarafından hem Kur'ân sevgisini aşılama hem de Kur'ân'ın koruyucu özelliğini ortaya koymak amacıyla başlatıldığı bilinmektedir. İletişim Fakültemiz ile İnsani Değerler Uygulama ve Araştırma Merkezimiz iş birliğiyle ortaya çıkan bu eser, böylesine önemli bir geleneği kayda düşmek açısından büyük önem taşıyor. Bu vesileyle belgeselin yapımında emeği geçen bütün mesai arkadaşlarıma teşekkür ediyor; kadim geleneğin günümüze kadar ulaşmasına katkı sunan herkesi rahmetle ve minnetle anıyorum.”