BEAH’TA 14 KASIM DÜNYA DİYABET GÜNÜ PROGRAMI..
Dünya Diyabet Günü dolayısıyla Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde açılan stantla vatandaşların şeker ölçümü...
14 Kasım 2018 Çarşamba 17:52
Dünya Diyabet Günü dolayısıyla Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde açılan stantla vatandaşların şeker ölçümü ile diyabet testi yapıldı.
Dünya Diyabet Günü dolayısıyla Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde açılan stantla vatandaşların şeker ölçümü ile diyabet testi yapıldı.
Hastane endokrin ünitesi doktor ve hemşireleri standa gelen hasta ve hasta yakınlarına diyabetle ilgili broşürler dağıtıp yakalarına diyabette birliği ifade eden mavi halka logolu yaka kartları taktılar.
Standa gelen vatandaşların şekerini ölçen yetkililer daha sonra hastane konferans salonunda yapılan diyabet konulu bilgilendirme programına katıldılar.
Programa hasta ve hasta yakınları, hastane personeli ve çok sayıda vatandaş katıldı. Hastane diyabet polikliniği hemşireleri Serpil Üçpınar ve Emriye Doğanın sunumları ile gerçekleşen konferansa endokrinoloji uzmanı Doç. Dr. Ayşe Çarlıoğlu, Diyetisyen Hülya Kara konuşmacı olarak katıldılar.
Yapılan etkinliklerle ile ilgili bilgiler veren Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrin Uzmanı Doç.Dr.Ayşe Çarlıoğlu, “Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak her yıl 14 Kasım’da Dünya Diyabetliler gününde kan şekeri taraması yapıyoruz.
Vatandaşlarımızın çoğu şeker hastası olduğunu bilmeden hayatını idame ettiriyor biz burada hastanemiz içerisine açtığımız tarama ve bilinçlendirme standı onları bilinçlendirmeye çalışıyoruz eğer yaptığımız tarama neticesinde kanda şeker miktarı fazla çıkan vatandaşlarımız oluyorsa onları buradan direkt endokrin polikliniğimize yönlendiriyoruz” dedi.
Doç.Dr.Ayşe Çarlıoğlu,, Türkiye’de çok fazla sayıda şeker hastası bulunduğunu ve bunun büyük bir kısmının şeker hastası olduğunu bilmediğini dile getirerek, “Amacımız erken tanıyı koymak ve tedaviyi en azından komplikasyonlar gelişmeden erkenden başlatmaktır. Halkı bu amaçla bilinçlendirmek eğer varsa tedbirini almak için buradayız. En azından beslenme ve yaşam tarzı değişikleri ile tedaviye erken başlanırsa, diyabetin zararları en aza indirilir.” ifadelerini kullandı
Konferansa gelen diyabet hastaları ve hasta yakınları ise, diyabet hastalığı hakkında kendilerine verilen eğitimi ve bilinçlendirmeyi çok beğendiklerini, böylesi önemli hastalıklar hakkında sürekli bu ve buna benzer programların olmasını istediler.
Hastaları hakkında koun ile ilgili olarak nasıl yapacakları konusunda iyi bilgi sahibi olduklarını belirten hasta yakınları, çok memnun kaldıklarını dile getirerek hastane yönetimine uygulamadan dolayı teşekkür ettiler.
DİABET NEDİR?ÇEŞİTLERİ NELERDİR?
Diyabet, vücudumuzda pankreas adlı salgı bezinin yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi ya da ürettiği insulin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması durumun da gelişen ve ömür boyu süren bir hastalıktır. Sonuç olarak kişi, yediği besinlerden kana geçen şekeri yani glukozu kullanamaz ve kan şekeri yükselir (hiperglisemi). İnsülin hormonlarının eksikliği sonucu ortaya çıkan Tip 1 diyabet, sıklıkla çocukluk ve gençlik yaşlarında ortaya çıktığı için “Juvenil diyabet” adını da alır. Tip 1 diyabet, pankreasta bulunan ve insülin üreten beta hücrelerinin otoimmün bir süreç sonunda zedelenmesi ile meydana gelmektedir. Hastalar, mutlak veya göreceli bir insülin yetersizliği olduğundan ömür boyu insülin hormonunu dışardan (enjeksiyon yoluyla) almak zorundandırlar. Bu nedenle Tip 1 diyabet, İnsüline Bağımlı Diyabet olarak da isimlendirilmektedir. Tip 2 diyabet ise insüline bağımlı olmayan ya da erişkin diyabeti olarak da adlandırılır.
En sık görülen form Tip 2 Diyabet olup ana sebepleri obezite ve yetersiz fiziksel aktivitedir. Uluslar arası Diyabet Federasyonu'nun tahminine göre dünyada 382 milyon yetişkin diyabet hastasıdır. Son 15 yıl içinde Türkiye'de diyabet hastası sayısı yaklaşık 3 katına çıkmış ve yapılan diğer bir çalışmada da bu dönemde yetişkin nüfusta diyabetin %90 oranında arttığı gözlemlenmiştir.
Tip 2 Diyabet Riski Ne Zaman Artar?
Ailesinde diyabetli olanlar, Obezite (şişman kişiler), 4 kg'dan daha ağır bebek doğuran adınlar, Stres altında yaşayan kişilerde diyabetin görülme riski daha yüksektir.
Tip 2 Diyabet Belirtileri Nelerdir?
Sık idrara çıkma, Açlık hissi, Çok su içme, Cilt yaralarında geç iyileşme, Ağız kuruluğu, Sık sık enfeksiyon geçirme, Kuru cilt, Ellerde ve ayaklarda uyuşma gibi belirtiler Tip 2 Diyabette zamanla meydana gelmektedir.
Tip 1 Diyabetin Olası Risk Faktörleri Nelerdir?
Aile bireylerinde Tip 1 diyabetli birey varlığı, Genetik bazı özellikler, Bazı virüslerin yol açtığı enfeksiyonlar, Beslenme faktörleri, Stres risk faktörleri olarak sayılabilir.
Tip 1 Diyabetin Belirtileri Nelerdir?
Ağız kuruluğu, susama, Çok ve sık idrar yapma, Yorgunluk ve halsizlik, Sık ve aşırı acıkma, İstem dışı kilo kaybetme, Bulantı, kusma, karın ağrısı, Bulanık görme, Ayaklarda hissizlik veya uyuşma, karıncalanma.
Gizli Şeker (Pre-diyabet) Nedir?
Eğer bir kişinin kan şekeri düzeyi normalden yüksek olmasına karşın diyabet tanısı koymaya yeterli yükseklikte değilse bu durumda kişi pre-diabetik (gizli şeker hastası) olarak tanımlanır. Diyabet Önleme Programına katılan pre-diyabetiklerin %11'inde diyabet gelişmiştir. Bazı çalışmalar pre-diyabetik çoğu kişide 10 yıl içinde Tip 2 diyabet geliştiğini saptamıştır. Yani Pre-diyabet Tip 2 diyabete adaylık durumudur.
Diyabet Tedavisinde Beslenme Nasıl Olmalıdır?
Diyabetli kişilerin önerilen beslenme planı ve gıda seçeneklerine ile her gün aynı saatlerde yemek yemesi gerekmektedir. Diyabetlilere çeşitli besin öğelerinin bulunduğu yeterli ve dengeli bir beslenme planı sunulmaktadır. Besleyici değerleri yüksek, buna karşılık yağ ve enerji içerikleri ise düşük gıdalar daha çok tercih edilmelidir.
Günde üç ana öğün ve üç ara öğün yiyerek beslenmek ana kuralınız olmalıdır. Beslenme düzeninizin içeriğini de diyabet tedavi ekibinizde yer alan diyetisyeniniz ayarlayacaktır. Diyabetli birey hayatı boyunca uygulayabileceği ideal bir beslenme programını uygulamalıdır. Bu şekilde kan şekerini normal sınırlarda tutabilir, ideal vücut ağırlığını koruyabilir, hiperglisemi (kan şekeri yüksekliği) ve hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü) gibi komplikasyonları önleyebilir. Bireysel özelliklerine göre yeterli ve dengeli bir beslenme programı uygulamalıdır. Uygun zamanlarda yemek yenmelidir. Besin çeşitliliği sağlanmalıdır. Posalı besinleri tercih edilmelidir. Basit şekerleri(toz ve kesme şeker, bal, tatlı, meyve suyu) gibi besinleri diyetisyen kontrolünde tüketmek gerekmektedir.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Erzurum Olay
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.