BİR AKAYDIN EKSİKTİ..

Erzurum hakkında son zamanlarda ağzı olan konuşmaya başladı.

Biri kalktı Erzurum Büyükşehir değil,

Büyükşehir olmakta istemiyor.

Biri kalktı kul yapımı olan telesiyej on dakika arızalandı diye Erzurum hakkında olur olmaz cümleler sarf etti.

Eksik kalan biri varmış oda Antalya Büyükşehir belediye başkanı Mustafa Akaydın.

Tarih 14.02.2013 saat 23.06 gazetemiz Erzurum Olay'a düşen haber;

Antalya Büyükşehir Belediye başkanı AKAYDIN ’ın açıklaması" Erzurum'a kış olimpiyatları için 1 milyon dolar yatırım yapıldı. Kayak tesisleri şuan bomboş kayakçıların kullandığı asansörler bozulmuş."

Kısacası Antalya Büyükşehir belediye başkanı 1250 km uzaktan Erzurum da ki kayak tesislerinin boş ve çalışmadığını belirtmiş.

Akaydın Erzurum'a ne zaman gitmiş?

Ne zaman Palandöken'e çıkmış?

Ne zaman kayak tesislerine yolu düşmüş?

Ben bilmiyorum.

Erzurum da Akaydın’ı gören varsa lütfen beni haberdar etsin.

Bende haksız isem özür dileyeyim.

Belki de Akaydın 1250 km den tesislerin boş olduğunu görecek kadar gözü açık birisidir.

Bunu da kendilerini yakinen tanımadığımdan böyle bir görüş mesafesine sahip mi değil mi bilmiyorum.

Ancak Akaydının  Antalya ilinde bulunan Dadaşlar diyarının mert, yiğit evlatlarından habersiz olduğu kesin.

Bizim Erzurum da öteden beri söylenen söz ' Dinime dahleden, bari Müslüman olsa'.

Akaydın'a Erzurum da doğmuş, büyümüş, sokağının tozunu yutmuş, buzunda yürümüş, zemherinin soğuğunu iliklerine kadar hissetmiş bir Dadaş evladı olarak diyorum ki;

Biz sökülen yerimiz varsa söküğümüzü dikebilecek kadar güçlü değerlere sahip bir memleketin usta evlatlarıyız.

O yüzden en başta Akaydın şunları bilmelidir.

1-Erzurum Türkiye'nin sigortası ve  Kurtuluş savaşının başlatıldığı yerdir.

2- 5 aydır bulunduğum Antalya da Büyükşehir Belediye Başkanının adını duyduğum her yerde kulaklarıma gelen cümleler pek hoşa gidecek yenilir yutulur cümleler değildir.

Akaydın demek bira festivalinin yapıldığı bir şehrin büyükşehir belediye başkanı demekmiş.

Akaydın demek ulaşım sorunu demekmiş.

Akaydın demek şehircilikten yoksunluk demekmiş.

Akaydın demek hizmetin (H)'sinin bile olmadığı demekmiş.

Akaydın demek Dünyanın ve Türkiye’nin incisi olan Antalya’nın yerel manada geri kalmışlığı demekmiş.

Akaydın denilince bir önceki belediye başkanı olan Ak Parti yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı Sayın Menderes Türel'den sonra şehrin hizmet adına hiçbir şey alamadığı demekmiş.

Kısacası başkanın hizmet süresince otobüste, tramvayda,  yat gezisinde, yaylada, köyde, ilçede ve şehirde hizmet adına bir çivi bile çakmamış olduğunu duydum.

Antalya da yanı başında ki Kepez belediye başkanı Hakan Tütüncünün yapmış olduğu hizmetleri görmeyenlerin Erzurum’u 1250 km den nasıl gördüklerini anlamış değilim.

Ne diyebilirim ki buda bir meziyettir, tıpkı bira festivali düzenlemenin meziyet sayıldığı gibi.

Ancak ben Akaydın'a madem böyle bir meziyete sahip o zaman şunları da görmesini tavsiye ediyorum;

Antalya'nın ulaşım ve trafik sorunu var.

Antalya'nın çarpık ve denetimsiz yapılaşma sorunu var.

Antalya'nın yağan her yağmurda mahallelerin göle döndüğü alt yapı sorunu var.

Antalya'ya bağlanıp mahalle konumunda olan köylerin yol ve su problemi var.

Var, var, var.

Yazsak sayfalar almaz.

Kısacası ‘’Deveye sormuşlar neren eğri?

Nerem düz ki demiş.

Akaydın bilmeli ki devletten ve milletten alınan paraların halka hizmete dönüşmesi gerekirken bira festivali yaparak kendinden geçip kadeh tokuşturmakla bu problemler çözülmez.

Tüyü bitmemiş yetimin hakkını, bu devletin ve milletin malını israf ederek bira festivalleri düzenleyip harcayamazsınız.

Yok, harcarım derseniz.

O zamanda sizin değil Erzurum Antalya hakkında bile konuşacak bir cümle hakkınız olamaz.

Siz, siz olun Erzurum'a Erzurumluya konuşurken dikkatli olun.

Kendi evinizin yangınını söndürmek varken başka yangın söndürmeye gitmeyin.

Çünkü

Ne sizin itfaiyenin hortumu ne de o hortumdan çıkardığınız su bizim yanmayan yangını söndüremez.

Bunu da böyle bilin.