BİR YUDUM BUZ GİBİ SU HİKAYESİ
Kadir Sabuncuoğlu
11 Ağustos 2017 Cuma 19:38
Erzurum'un iki özelliği, çok ünlüdür. Birincisi havası. Elbette kışın o kirli, zehir gibi pis havasından bahsetmiyorum. 'Hava' denince yaz mevsimindeki yayla havası içimi serinletiyor. Milletin yazlıklarda kavrulduğu ama senin Erzurum'da geceleri üstüne bir şeyleri almak istediğin muhteşem hava, bulunmaz bir nimet.
Erzurum’un ikinci özelliği ise buz gibi suyu. 'Su' denildiğinde Palandöken Dağından gelen ve tarihi çeşmelerden akan buz gibi soğuk ve lezzetli içecek aklıma gelir. Eskilerde Palandöken'den gelen sular, ünlü tarihi çeşmelerden akardı. Hatta, “Su Dabakhane’nin, iç sifa niyetine” ya da “Çayı Cennet’in suyu ile demledim” denirdi.
Eğitimci- yazar Abdurrahman Zeynal'ın tespitlerine göre ünlü ve tarihi çeşmelerden bazıları şunlar:
"Cennet Çeşme, Safiler (Sabahane) (1556), Kale (1745), Yazıcıoğlu (1748), Osman Ağa (1677), Akpınar, Kırmızı, Dabakhane, Gül Ahmet, Paşa Pınarı Çeşmesi."
Palandöken yaylasından gelen ve yaz günü dişleri donduran o mis gibi suyu değerlendiremedik, kıymetini bilemedik. Karpuz çatlatan o muhteşem suların kaynakları ve de kanalları kayboldu. Çoğu önemli değer gibi suyu da kaçırdık elimizden. Neyse, şimdi konumuz o değil.
Erzurum'un uzun yıllar ihtiyacı, ovada açılan derin kuyulardan çekilen yeraltı suyu ile karşılandı. Ardından DSİ'nin yaptığı Palandöken Barajı kentin 30 yıllık ihtiyacını karşılamak üzere 1 Kasım 2008'de devreye girdi.
Yıldızkent'in en sonunda, Boğaz mevkisinde Büyükşehir Belediyesine bağlı Erzurum Su ve Kanalizasyon İdaresi (ESKİ) Genel Müdürlüğüne ait Su Arıtma Tesislerine 9 Ağustos günü konuk olduk.
SU KUYULARI KAPATILMAMALIYDI
Önce ESKİ Genel Müdürü Mevlüt Vural, konuştu. İstanbul Büyükşehir Belediyesinde İSKİ’nin Genel Müdürlüğünü de yapan Mevlüt Vural, şöyle bir bakış açısı sergiledi:
"O gün ben olsaydım, kuyu sularını kapattırmaz, pompalarını sattırmazdım. Bugün o suyu tarımda, bahçelerde, parklarda kullanırdık. Şimdi öyle bir imkan olmadığı için parklar, bahçeler Yıldızkent'te işlemden geçirdiğimiz suyu kullanıyor."
Mevlüt Vural, şehir içme suyu şebekesini yenileme çalışmalarını anlatırken bir bakıma Erzurum'da geçen 3 yıllık çalışma sürecini de değerlendirdi.
"2014'te geldiğimizde Erzurum halkı, Palandöken Barajından gelen suları içmiyordu. Suyu içmek istemiyor hatta direniyorlardı. 'Bu suyu mu içiyoruz' diye burun büken arkadaşlarımız olabilir. Ama biz o suyu bir çok prosedürden geçirmek suretiyle bu hale getiriyoruz. Şu anda gönül rahatlığı içinde içebilirsiniz. Ben içiyorum sizlerinde içmesini tavsiye ediyorum."
İçme suyu şebekesini yenileme çalışmalarının devam ettiğini anlatan Vural, Erzurum'un Türkiye'nin en iyi şekilde çalışan biyolojik atık su artıma tesislerinden birine sahip olduğunu da vurguladı.
SU TAHLİLİ YAPTIRMAK BEDAVA
Ardından Arıtma Tesisleri Daire Başkanı Nuri Kali, uydu ile uzaydan izledikleri Palandöken Barajını ve özelliklerini anlattı. Barajdan gelen suyun hangi işlemlerden geçirildiğini ifade eden Nuri Kali, suyla ilgili analizlerin detaylı olarak yapıldığı Su Kalite Kontrol Laboratuvarı hakkında bilgi verdi. Nuri Kali, ev ve işyerlerinde içme suyun kalitesinden şüphe duyanlara, tahlil yaptırmalarını önerdi. Tahlil kaplarının mutlaka laboratuvardan alınmasını isteyen Nuri Kali, su tahlillerinden ücret almadıklarını bildirdi.
Genel Müdür Mevlüt Vural ve ekibiyle Palandöken Baraj Gölünden yaklaşık 19.5 kilometrelik tünelle getirilen suyun ilk havayla buluştuğu havuzda başlayan tesisleri gezimiz ise klorlama ünitesinde son buldu. Eskiden kürekle kireç kaymağı atılan bu ünitede klor, tüplerle suya otomatik olarak atılıyor. Tüm işlemlerin el değmeden yapıldığı tesislerden ayrılırken şu uyarılar dikkat çekiciydi:
*Apartmanlardaki su depolarını mutlaka en geç iki yılda bir temizletin.
* Erzurum'un şebeke suyu, şişe suların tümünden daha sağlıklı.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Erzurum Olay
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.