ÇANAKKALE RUHU..
Selman Soğukpınar
Tarih 18 Mart 1915 bir destan yazılıyordu tarih sayfalarına.
Kalpleri Kur-an nuru ile dolu yiğitler tarafından.
İman dolu göğüsleri bir destan yazıyordu yiğitlerin.
Türkü, lazı, çerkezi, acemi, kürdü ve arabı bir idi.
Omuz omuza tek yürek, tek can, tek siper olmuş ve tek hedef uğruna zafere koşuyorlardı.
Ve zafer inananların olacaktı.
Düşmana karşı tarih sayfalarına not düşülecekti o gün.
Vatanı, Bayrağı, namusu ve dini uğruna yiğitler şehit düşüyordu şerefleri ile o gün.
Bir destan yazıldı tarihin ak sayfalarına ve o destanın adı Çanakkale destanı idi.
Allah, Allah nidaları ile düşmana siper edilmişti iman dolu göğüsler.
Yoktu düşman da olan top, tüfek ve mühimmat ama kalpleri Allah sevgisi ile atan yüreği Kur-an nuruyla dolu yiğitlerdi o destanı yazan.
Doğulusu, Batılısı, Güneylisi ve Kuzeylisi tek yürek tek bedendi.
Evet, 98 yıl önce tarih sayfalarına not düşüldü.
Bu notta yazan iki kelime idi Çanakkale geçilmez.
Nitekim öylede oldu.
Düşman Çanakkale de onlarca, yüzlerce, binlerce koç yiğitleri şehit etti.
Ama Çanakkale’yi geçemedi.
Düşmanın silah donanımı karşısında elinde yeteri kadar topu, tüfeği ve mermisi olmayan yiğitler bu destanı nasıl yazdı hiç düşündük mü?
Asıl irdelenmesi ve dersler çıkarılması gereken nokta burasıdır.
Çünkü O gün zaferi kazanalar Allah yolunda gidenlerdi.
Çünkü O gün zaferi kazanalar İmanlı gönüllerdi.
Çünkü O gün zaferi kazanalar Kur-an yolunda gidenlerdi.
Çünkü O gün zaferi kazanalar Hz. Muhammed (s.a.v)İn yolunda gidenlerdi.
Çünkü O gün zaferi kazanalar bir avuç vatan toprağı için şehitliği şeref sayanlardı.
Çünkü O gün zaferi kazanalar al Bayrağı kanıyla var edenlerdi.
Çünkü O gün zaferi kazanalar Allah, Allah diye nidalarıyla gök kubbeyi inletenlerdi.
Çünkü O gün zaferi kazanalar bir idi, iri idi, diri idi.
Çünkü O gün zaferi kazanalar tutsaklığı, vatansızlığı, bayraksızlığı kabullenemeyenlerdi.
İşte bilmemiz gereken gerçekler bunlardır.
Bu gün ülkemizde türlü, entrikalar ve sebeplerden dolayı kan dökenlerin gidip Çanakkale de koyun koyuna yatan yiğitleri görmeleri gerekir.
Bu gün çektiğimiz sıkıntıların, kanın, gözyaşının durması ve kardeşçe yaşamanın ne olduğunu idrak etmesi için toplumda yaşayan her ferdin Çanakkale de yatan şühedayı görmesi gerekir.
Gördüklerini yüreklerinde yaşamaları ve iliklerine kadar hissetmeleri gerekir.
Bu gün vaktini diskoda, barda, gece âlemde, gündüz gaflette malayani şeylerle geçiren gençliğin Çanakkale de yaşananları bilmesi gerekir.
Bu gün uyuşturucu, alkol ve batı özentisi içinde vatandan, milletten, bayraktan, dinden ve imandan haberi olmayan neslin Çanakkale’yi anlaması gerekir.
Bu gün edepten, ahlaktan, saygıdan, sevgiden ve hoş görüden yoksun gençliğin şanla, şerefle yazılmış Çanakkale destanını anlaması gerekir.
Kısacası ruhunu, bedenini ve aklını kaybetmiş neslin artık gafletten uyanması gerekir.
Çanakkale ruhunu anlamayan bir nesil muvaffak olamaz.
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...
Bedr\'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi. (Mehmet Akif ERSOY)
Diyerek destanı yazan yiğitleri ifade eden Akif gibi neslimizin meselenin idrakine varması gerekmektedir.
Son olarak diyorum ki gençliğimiz aslını, neslini bilerek ve yaşananlardan ders çıkararak Çanakkale, de yatan şühedanın ruhunu şad edecek bir yaşamı benimsemelidir.
Aksi halde Çanakkale de, Dumlupınar’da, Sakarya’da bu aziz vatan için şehit düşmüş yiğitler
Vallahi de, billahi de yarın mahşerde biz sizin gibiler için mi Çanakkale geçilmez diye tarihe destan yazdık diye bizden hesap sorarlar.
Hepimiz bunu böyle bilelim.
Ruhunuz şad mekanınız cennet olsun aziz şehitler ..
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Erzurum Olay
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.