DERDİ MİLLET OLANIN DAVASI BİTMEZ

Müslümanlar  siyasetten uzak kalmamalıdırlar.

Batılılar, Siyonist ve Emperyalistler Müslüman Coğrafyasında, Müslümanı siyasetten uzak tutarak, Müslümanları her zaman kendileri gibi düşünen, kendilerine hizmet eden  uşakları ve maşaları tarafından yönetilmesini sağlamışlardır.

Açıkçası batı ve onun uşakları bu konuda başarılı olmuşturlar.

Gerçek Müslümanları siyasetten uzak tutarak, Fil hortumu misali hortumlarını İslam Coğrafyasına sokarak yer altı kaynaklarını sülük misali emmektedirler.

2002 yılına kadar ülkemizde de bu konuda belli zamanlarda başarılı olan Siyonistler 2002 sonrasında da ellerini eteklerini ülkemizden milletin iradesi sayesinde çekmek mecburiyetinde kalmışlardır.

Ancak bu defada ellerini çekmeye mecbur kaldıkları için bu durumu hazm edememiş, ülkemi yangın yerine çevirmek, ülkemin ekonomi başta olmak üzere her alanda ki yükselişini engellemek için her türlü hainliğe başvurmaya başlamış, içeriden de kendilerine uygun ihanet çeteleri oluşturmuşturlar.

Bütün bu oyunları son on üç yılda bozan Türk milleti iradesine sahip çıkarak umuyorum ki 1 Kasım seçimlerinde de oynanan oyunu bir kez daha bozguna uğratacak, ülkemin düşmanlarının hefeslerini kursağında bırakacaktırlar inşallah.

Şimdi vakit geçmeden Seferberlik ilan edilmiş misali 1 Kasım seçimi içinde vatanını, milletini ve bayrağını seven bütün kardeşlerimin bir seferberlik ilan ederek millete gerçekleri anlatması gerekir.

Evet deyim yerinde ise bu bir Seferberlik ilanıdır.

Çünkü biz bu ülkeye ve bu millete Sevdalıyız.

Bizim Sevdamız dünyalık değildir.

Bizim Sevdamız makam, mevki şan şöhret değildir.

Bizim Sevdamız para, pul zenginlik değildir.

Bizim Sevdamız yatlar, katlar Apartmanlar değildir.

Bizim Sevdamız Türkiye’dir.

Bizim Sevdamız Türk Milletidir.

Bizim Sevdamız Fatihtir, Yavuzdur, Kanunidir.

Bizim Sevdamız Eba Eyyubel Ensaridir, Aziz Mahmut Hüdai’dir.

Bizim Sevdamız Erzurum’dur.

Bizim Sevdamız Trabzon’dur.

Bizim Sevdamız Diyarbakır’dır.

Bizim Sevdamız İzmir’dir.

Bizim Sevdamız Gazze’dir,

Bizim Sevdamız Kudüs’tür,

Bizim Sevdamız Beytullahtır.

Bizim Sevdamız Mısırda Rabiyetül Adeviyye meydanında şehit olan Esmadır.

Bizim Sevdamız Bodrum sahillerine cansız bedenleri vuran Alen Kurdi gibi Suriyeli mazlumlardır.

Bizim Sevdamız Somali'nin yoksulluğudur.

Bizim Sevdamız Myanmar'daki kardeşlerimizin hüzündür.

Bizim Sevdamız Bağdat'ta, Kabil'de ki mazlumların iniltisidir.

Sevdamız Doğu Türkistan’da, Çin’de zulüm gören kardeşlerimizdir.

Bizim  Sevdamız Rabbimin buyurduğu gibi ‘’ İnnemel mû’minûne ihvetun’’  Müminler ancak kardeştir. Emrini ve yaratılış gayemizin gereğini yerine getirmektir.

Biz Müslümanlar olarak hak yolunda hakikatler için, Hakkı üstün kılmak için her daim Hak Batıl Mücadelesini vermekle mükellefiz.

Müslümanlara nasıl ki Namaz, Oruç, Hac ve zekat farz ise Emr-i bi'lma'ruf ve nehy-i anil münker yani insanlara iyiliği emretmek ve insanları kötülükten sakındırmak, onları kötülükten men etmekle de mükellefiz.

Bu bütün Müslümanların üzerine farzdır.

Biz, 'Zulme rıza zulümdür' diyenlerdeniz.

Biz, mazlumların yanında olmayı, insani, vicdani ve İslami bir görev olarak telakki ettik, onun gereğini yerine getiriyoruz.

Biz, 'Kudüs'ten, Gazze'den, Filistin'den bize ne' diyemeyiz.

Biz Somali'nin yoksulluğu, Myanmar'daki kardeşlerimizin hüznü, Suriye’de, susuzluktan, açlıktan ölen çocukların dramı, sahile vuran bebelerin cansız bedenleri karşısında, elimiz kolumuz bağlı kalamayız.

Biz Şam'da, Bağdat'ta, Kabil'de, Doğu Türkistan'da, Çin'de ve Dünyanın dört bir tarafında masum insanlar, çocuklar, kadınlar, nineler öldürülürken sessiz ve tepkisiz kalamayız.

Sayın Cumhur Reisimizin deyimi ile ‘’Biz dertliyiz.’’

Dolayısı ile bu Seferberliğe elimizle , gücümüzle ve dilimizle destek olmalıyız.

Bilesiniz ki ;Derdi millet olanın davası bitmez.

Allah'ın izni ve keremi ile derdi hak davası olanında, kim ne yapar, ne oyun ve ne tezgah kurarsa kursun sırtı yere gelmez.

Kapalı kapılar ardında kurulan oyunları bilende o oyunları bozacak ta Rabbimdir.

Bizim sığındığımız liman Hak limanıdır.

O yüzden Rabbimin buyurduğu gibi ‘’ Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz.’’(Ali İmran Suresi 139. Ayet)

Biz inanmış iman etmiş gönülleriz.

Unutmayın bizim inancımızda ALLAH isteyince Kuşlar Filleri yener.

Yeter ki Abdestinizi sağlam alın, ihlasla imanla tevekkül edin.

Rabbim inşallah açılmayan kapıları açacaktır.

Yolunuz ve yolumuz aydınlık,  yardımcımız Cenab-ı Hak olsun..

İNŞALLAH....