24 Kasım 2024
  • Erzurum9°C
  • İstanbul9°C
  • Ankara3°C

EFKAN ALA HADİSESİ

Vahdet Nafiz Aksu

04 Eylül 2016 Pazar 17:57

Kıymetli Bakanımız Efkan Ala, Başbakanlık müsteşarlığında çok başarılı bir performans sergilemişti.
Bizim kendimize özgü siyasi sistemimizde patronun sağ kolu olmak, diğer mansıp ve unvanların çok ötesinde, çok üzerinde bir kıymet ifade eder.
Müsteşarsınızdır, bakanlara himmet mertebesindesinizdir.
Vekillerin yakınlığınızdan şeref duyduğu konumdasınızdır.
Talimatını tereddütle karşılayan bürokrata:"Gerekirse hangi yasa gerekiyorsa onu yaparız." Pozisyonundasınızdır.
İşte böyle görünmeyen, tanımlanmamış, fiili bir siyasi manyetik alanla  mücehhezsinizdir.
Bir eserden okuduğum bir cümle şöyle kalmış hatırımda: 
Kulağına bir şeyler fısıldayacak kadar Padişaha yakın olan zatlara, yakın olan kârdadır. Zira onlar gerçek gücü elinde bulunduranlardır.
Fransızlar da şöyle derler:
"İktidar tahtın arasındadır."
Aynelyakin müşahade edecek kadar yakın olmadım Sayın Ala'ya.
Ama ilmelyakin biliyorum ki; 
kıymetli Bakanımız, tahtın arkasındaki güçtü.
Liderin kulağına bir şeyler fısıldayabilen ve söylediğine itibar edilen ender bürokrat ve siyaset adamlarındandı.
Hep takdir ettiğim vasfı şu olmuştur:
Muktedir bir iktidarın dokunduğunu ihya eden nefesini hemşehrilerinden esirgemedi.
Vali olmak isteyen makamına uğradı.
Üst düzey bürokrat olmak için çaba gösterenlere referans himmetini esirgemedi.
Elinden geldiğince, bürokrasinin tavassut sulaması olmadan ürün vermeyen tarlasına hemşehri tohumları ekti.
Hemşehrilerimize sahabetlik açısından alkışladığımız bu gayretlerinde inşallah adil olmuş, liyakati gözetmiştir.
Seçimden önceki bir yazımda dile getirmiştim.
Bakanlığı döneminde devlet ve siyaset kapılarına yönelen "tik gezmeyi seven dadaşlar", daha başı dik yöneldiler.
Bu nedenle istifası samimi bir toplumsal hüzne ve yürekten teessüre yol açtı.
Konuştuğum partili partisiz her Erzurumlu,  üzüntüsünü açık seçik beyan etti.
Sosyal medyada kalem sallayan geniş bir hemşehri kitlesi, kabullenmek istemediği bu ani gidişi "Yeni ve daha mühim görevlere yelken açma" olarak yorumladı.
Hala öyle bir beklenti var.
Bu hengamede tabi gidenin ardından zil takıp oynayanlar ve üslubunu bozanlar da oldu.
Kendisini sadece gıyaben tanıyan bir hemşehrisi olarak onlara verdiğim cevap, bu konudaki temel yaklaşımımı ifade ediyor :
"Sayın Efkan Ala, her şeyden önce kıymetli bir Erzurum evladı. Hemşehriler arasında  üzüntüyle karşılanan istifasının gerçek nedenini  şu anda bilmiyoruz. Yorum yaparken hemşehrilik hukukunu gözetmek; kadirşinaslık ve vefa hislerinden uzaklaşmamak lazım."
Sanırım Sayın Cumhurbaşkanımızın istifa sonrasında yaptığı açıklama, Efkan Bey'den başkasına nasip olmayan kıymette bir metin.
"Ne Efkan Ala kardeşimizde bir sıkıntı söz konusudur, ne de ona yönelik herhangi bir olumsuzluğu söylemeye ne Sayın Başbakan'ın ne de benim söylemek haddimize değildir. Bunlar bizim dava arkadaşımızdır."
İstifa haberini şaşkınlıkla veren bir büyük haber kanalının spikeri güya soyadı üzerinden şöyle bir espri yaptı: 
"Artık Sayın Alâ'ya Ala mı demek lazım, bilmiyorum."
Siz nasıl telaffuz ederseniz edin onu biz daima "Alâ" bir şahsiyet, kıymetli bir Erzurum evladı  olarak anacağız.
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.