24 Kasım 2024
  • Erzurum9°C
  • İstanbul9°C
  • Ankara3°C

ERZURUM SİYASETİNDE EFKAN ALA FAKTÖRÜ

Vahdet Nafiz Aksu

31 Ağustos 2015 Pazartesi 12:25

7 Haziran seçimlerinden önce, Erzurumlu bir bürokrat kardeşimize uğramıştım.
Odası, birçoğu tanıdık olan hemşerilerimizle hıncahınç doluydu.
Söz döndü dolaştı seçimlere, bakan ve milletvekillerinin performansına geldi.
Büyük ilçelerimizden birinin AK Parti İlçe Başkanı sohbete dâhil oldu:
“Belediye Başkanlarımız ve bizler, Erzurum’dan çanta dolusu taleplerle Başkent’e geliyoruz. Takip ettiğimiz işler arasında ilçemizi, köyümüzü alakadar eden büyük projeler de oluyor, ufak tefek vatandaş talepleri de.
Eskiden yüksek makamlara ulaşmakta, ulaşsak da netice almakta zorlanıyorduk. Birkaç yıldır işlerimiz daha iyi görülür hale geldi. İktidarın gücünü somut şekilde hissettik; gittiğimiz, gönderildiğimiz her makamda.”

***
Tespitler ilgimi çekti. Daha önce, köşe yazılarımda dile getirdiğim bir hususu hatırladım.  Demiştim ki “Yerel kalkınma nihayetinde genel bir meseledir, daha doğrusu hükümet meselesidir. Bu nedenle bize, Başbakana alo diyebilen milletvekilleri lazım…”
Şimdi Başkan, bu dileğimin hayata geçtiğine işaret eden şeyler söylüyordu.
Söze girip dedim ki: “Sayın Başkan, sizi heyecanlandırıp mutlu eden bu iyimserliğin somut bir nedeni var mı, yoksa seçim öncesinde parti sevgisi ve propaganda gayretiyle mi böyle söylüyorsunuz?”
Başkan, tereddütsüz cevapladı:
“İçtenlikle, inanarak söylüyorum; bu tabloyu,  yasa gereği şu anda istifa etmiş bulunan İçişleri eski Bakanımız Efkan Ala Bey’e borçluyuz.  Bakanımızın, sadece kendi Bakanlığında değil, tüm Bakanlıklarda ve bürokrasi üzerinde hatırı ve etkisi vardı, hala var. Söyleyeceğini tesirli ve ısrarlı bir şekilde söylüyor, farkında olduğu ağırlığını özgüven içinde muhatabına hissettiriyor. Bürokrasi tecrübesi sayesinde mevzuat dışı talepleri zaten kendisi eliyor, olabilecek işlere muhataplar hayır demiyor, diyemiyor. Artık teşkilatlar olarak bizler Ankara’ya daha umutlu, daha kendinden emin geliyoruz, gönderildiğimiz yerlere başı dik gidiyoruz, memlekete de mutlu dönüyoruz.”
Başkanın anlattıklarını yanındakiler de tasdik ettiler.
Evet; Efkan Ala Bey, son yıllarda iktidar partisinin üst katlarına çok yakın, siyasi nüfuz ve ağırlığı müseccel bir siyasi şahsiyet olarak temayüz etti.
Bu gücünü şehri için kullanmaktan geri durmadı.
Teşkilatlar ve partililerle iyi ilişkiler kurdu. Kimseye tepeden bakmadı.
Genel nüfuzunun havasına kapılıp, yereli ihmal etmedi…

***
Sayın Ala’nın, şehre önemli bir katkısı da Erzurumlu bürokratların önünü açması oldu.
Siyasi referansın gerekli olduğu birçok mühim makam ve mevkide bugün değerli Erzurum evlatları görev yapıyorsa, bunda onun payı ve katkısı var.
Efkan Bey; Türkiye siyasetine yön veren ‘oyun kurucu’ kadronun uzun süredir içinde idi, ama “Erzurum Milletvekili” olduğunu hiç unutmadı.
Yarının siyasetinde de; partisinin alacağı sonuca uygun bir pozisyon ve ağırlığı yine olacak ve eminiz ki bundan Erzurum istifadeye devam edecek. 


ÜST DÜZEY SAHABETLİK NEDEN ÖNEMLİ?

Erzurum heyeti, memnun kaldıkları bir siyasi şahsiyetin kendilerine yakınlık ve hizmetlerini, büyük bir kadirşinaslıkla anlatırken aslında önemli bir meseleyi de nazara vermiş oldular.
Kendilerinden ayrıldıktan sonra düşündüm.

Hükümetler değişiyor, milletvekili koltuklarında oturanlar değişiyor, yüksek bürokratlar değişiyor, zaman değişiyor, zemin değişiyor, ahval ve şerait değişiyor.
Bir hakikat var ki hiç değişmiyor:
Özellikle yerel idareciler, parti yöneticileri, belediye başkanları hemen her dönemde Ankara’yı adeta suyolu ediyorlar.
Bunun birçok gerekçesi var. Birini söyleyeyim; yetki devri yapıp, yerel yönetimler ne kadar güçlendirirsek güçlendirelim iktidar gücünün kalbi başkentte atmaya devam ediyor.
Şehrinde meselelerini çözemeyip bürokrasiye takılanlar, memur takımından yüz bulamayanlar, “Ver elini Ankara, merhaba TBMM, ben geldim sayın vekilim” diyorlar.
***  
Şu gerçeği hayat bize öğretmiştir:
Erbabı için kapı olan mevki ve makamlar, arkalarına siyasetin soluğunu almayanlar için duvara dönüşüverir.
Hizmet ve proje peşindeki yerel kadrolar ile vatandaşlara;  devlet makamlarını, ‘açıl susam açıl’ kolaylığı ile kapıya dönüştürecek olanlar da, duvara çevirecekler de siyasi kadrolardır.
E, sağ olsunlar, iktidarı ve muhalefeti ile bizim siyasilerimiz ellerinden geleni yaparlar, kendilerine ulaşan seçmenlerine.
Takip edilen işe göre ya telefon ederler, ya iki satır ‘yakınımdır’  namesi yazarlar yahut misafirlerinin önüne düşüp vaziyete bizzat el koyarlar.
Koyarlar koymasına da…
Neylesin mebuslar; talepler çok, işler karmaşık.
Bu sistemde, sanıların aksine Milletvekilinin yaptırım gücü sınırlı…
Bir eski vekilimizin ifadesi ile “Onlar icra makamı değil, rica makamı.”
Demek ki, işlerin tıkır tıkır hallinde asıl merci, icra makamı olan Bakanlar…
Bakanlığı müddetince icra vazifesini hakkıyla ifa eden Sayın Ala’dan başka iki hemşehri Bakanımızdan da söz ederek bitirelim yazıyı.
Erzurum Milletvekili olmamasına rağmen şehre hizmetten geri kalmayan, kendisine ulaşan kardeşlerimizi güler yüz ve tatlı dille karşılayıp, yardımcı olan değerli Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce; sadece bakanlığı ile alakalı konularda değil, hemen her meselede hemşehrilerinin elinden tuttu. Seçim Hükümeti’nde de yer alan Sayın Bakan’a başarılarının devamını diliyoruz.
İçişleri gibi mühim bir bakanlığın emanet edildiği Selami Altınok’u tebrik ediyor, muvaffakiyetler diliyoruz. Allah utandırmasın.
 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.