ERZURUM'DA AÇIKLADI..HAKAN ŞÜKÜR'DEN İ.MANSIZ TEPKİSİ

Şükür, Atatürk Üniversitesi Kültür Merkezi'nde Genç Vizyon Kulübünce düzenlenen söyleşide yaptığı konuşmada, yaklaşık 20 yıldır futbolun içinde olduğunu, son yıllarda Türkiye'de birçok alanda değişimin yaşandığını söyledi. Zaman zaman söylediklerinin farklı yönlere çekildiğini anımsatan Şükür, şöyle konuştu:
"Yakın bir zamanda bir üniversitede öğrenci arkadaşımızın sorduğu soruya cevap verdim. Sorduğu soruda hem güzellik hem çok farklılıklar vardı. Sorunun içeriğine göre şu cevabım oldu. 'Bak kardeşim senin açından bakacak olursak bir şikayet var ortada. Ben de Türk değilim. Türkiye'de Sakarya'da doğdum ama Kosova göçmeni bir ailenin çocuğuyum. Milli formayı şerefle, onurla, gururla taşıdım.' Bu konuyu açarak kardeşlik adına güzel şeyler söyledim. Gazetelere ve internet sitelerine 'Ben Türk değilim' diye haber çıktı. Empati kurarak değerlendirirken bu şekilde bir şey çıktı ortaya."
Şükür, çok önemli bir yere gelen kişilerin başkaları tarafından kendi ve siyasi çıkarları uğruna isimlerinin kullanıldığını belirterek, "Bugün çok farklı şeyler yaşıyoruz. Türkiye çok büyük değişimlerden geçti ve artık gönüllerin fethinin zamanı geldi. Birbirine düşmanlık besleyen farklı farklı görüşlerin anlayışların tek bir çatı altında toplanması gerekiyor. Geçmişte yaşanan sıkıntılar oldu. 28 Şubat'tan itibaren çok sıkıntı çekenler oldu. Sağdan soldan çok değerli insanlar oldu ama hepsi insandı" diye konuştu.
İMANLI İ.MANSIZ
Zaman zaman kendisinin de hata yaptığını, bu hataların farkında olduğunu vurgulayan Şükür, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Rüzgar birçok yerden geliyor. Öyle yerlerden sert rüzgarlar geliyor ki hata yapmamanız mümkün değil. Kendinizi korumak için yeni metotlar yapmanız gerekiyor. Bu ülkede şu farklı şeyler yaşandı. Dünya Kupası'ndaki olayı biliyorsunuz. Bir cuma namazı sonrası olanları hepimiz biliyoruz. İlhan Mansız'ı hepimiz tanıyoruz. Ben çok severim kendisini. Çok değer veririm kendisine. Dünya Kupası maçlarında formasında 'İ. Mansız' yazılı olan arkadaşımızın o formasından alıntı yapılarak 'imanlı imansız' algıları oluşturulmak istendi. 'Ne oldu?' Dedesi, annesi, babası ailesi çıktı kendilerini anlatmak zorunda kaldılar. İnançlı insanlar bunlar. İnançların üzerinden vurmak. İşte belirtmek istediğim nokta bunu benim kullandığım Türk kelimesiyle bağdaştırırsanız ne yapılmak istendiğini anlamış oluruz."