ERZURUM’DA DEPREME HAZIRLIK ÇALIŞMALARI NE DURUMDA
Vahdet Nafiz Aksu
29 Eylül 2019 Pazar 17:20
İstanbul depremi yüreğimizi ağzımıza getirdi. Çok şükür ucuz atlattık. Yüce Mevla taşa toprağa katmasın, beterinden muhafaza eylesin.
İstanbul’un insan kaynayan caddelerini her dolaştığımda muhtemel bir depremin dehşetli manzaraları gelip takılıyor aklıma. Bu kadar insan o mahşerî afet halinde ne yapıp ne edecek? O kadar zor bir mesele ki… Tedbiri farz, hazırlığı çetin mi çetin.
Tüm vilayetler hepimizin. 99 Depreminde 80 milyon yürek yüreğe ağlaşmıştık. Erzincan, Van, Elazığ, Horasan, Aşkale depremlerinin zamanın dindiremediği hüznü hâlâ içimizi kavuruyor.
Erzurum’un, nüfusu giderek azalan köylerini her ziyaretimde, şehir merkezindeki eski binaları her görüşümde Allah muhafaza yıkıcı bir deprem sonrasının sarsıcı manzaraları canlanıyor gözümde.
Bu hissiyatla çok yazılar kaleme aldığımı hatırlıyorum.
Hoş bunları biz düşünüyoruz da, işi gücü bu gibi durumlara hazırlık olanlar düşünmüyor mu? Elbette onlar daha kapsamlı tedbirler planlayıp, icrası için gece gündüz mesai harcıyorlar, Allah eksikliklerini vermesin.
Aktif bir fay hattı üzerinde bulunan Erzurum'un yerel yöneticileri, bilim adamları, medyası, ilgili sivil toplum örgütleri bu hususta çok duyarlılar, faaliyetlerini zaman zaman takip ediyorum. AFAD da ülke genelinde olduğu gibi yerelde de çok iyi çalışmalar yapıyor, maşallah!
Aşkale depreminin ardından yerinde incelemeler yapan bir teknik heyetin raporu; “Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik” esaslarına uymayan binalarda büyük hasarların meydana geldiğini ortaya koymuştu.
Son deprem yönetmeliğine uygun inşa edilenler oldukça sağlam, dayanıklı; kumu, çimentosu, demiri kararında yapılar, çok şükür.
Yapı denetim mekanizmasının iyi işlemesi, kontrol tedbirlerinde gevşeme yaşanmaması, tıpkı Japonya’da olduğu gibi beşik gibi sallanan, ama sakinlerine mezar olmayan binalarımızın sayısını artıracak, inşallah!
Beni endişelendiren, hâlâ güçlendirilmeyen çok sayıda eski konutun oluşu.
Kentsel dönüşümle eş zamanlı olarak kent içindeki eski binaların ve Nuh nebiden kalma köy konutlarının güçlendirilmesi hayati önem taşıyor. Bu, ciddi bir maliyet gerektiriyor, amma söz konusu can olunca mal esirgenmez elbette.
2010 senesindeki bir yazımda KENTSEL DÖNÜŞÜM yapılanmasına benzer bir KÖYSEL DÖNÜŞÜM projesine acil ihtiyaç olduğunu, böyle bir projenin öncelikle ‘deprem kuşağındaki köylere’ uygulanmasının gerektiğini dile getirmiştim. Aynı görüşü muhafaza ediyorum.
Mecelle lisanıyla ifade edersek “Ehemmi mühime tercih lazımdır.” Yani daha önemli olan, önemli olana tercih edilir.
Şehrin kalkınmasıyla ilgili yoğun bir şekilde yürütülen çalımalar çok mühim. Ama daha da mühimi, binlerce insanın canını afetlere karşı korumak. Şehir yöneticilerinin bu bilinçte oluşu içimizi rahatlatıyor.
Temennimiz Erzurum’da uzun yıllar büyük depremler olmaması. Ama bize düşen yarın olacakmış gibi tedbirimizi almak…
Tost haline gelmiş binaların enkazı altından gelen acı imdat çığlıklarıyla sarsılmak istemiyorsak; şimdiden şu çığlığı tüm yurdu saran çığ haline getirmemiz lazım:
Deveyi sağlam bir kazığa bağlayalım, tedbirimizi eksiksiz alalım, takdiri yüce Allah’a bırakalım.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Erzurum Olay
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.