21 Kasım 2024
  • Erzurum6°C
  • İstanbul6°C
  • Ankara14°C

ERZURUM’LU ZENGİNLERE ÜNİVERSİTEYE LABORATUVAR ÇAĞRISI

Vahdet Nafiz Aksu

27 Ekim 2024 Pazar 11:31

Geçen gün sosyal medya hesaplarımda paylaştığım bir video, Erzurumlu takipçilerimin büyük ilgisini çekti.

 

İTÜ’de doktora eğitimini tamamlayan genç bir akademisyen, diploma töreninde rektörün duyurduğu bir yardım haberi karşısında duyduğu memnuniyet ve takdiri ifade ediyor ve şöyle diyordu:

 “Ben bu sene İTÜ’de doktoramı tamamladım ve mezuniyet törenine Şen Piliç’in sahibi Haşim Bey de davetliydi. O gün törende şu da açıklandı: Haşim Bey, İTÜ Rektörlüğü bütçesine bilimsel araştırmalarda kullanılmak üzere beş milyon dolar yatırmış. Törende rektör bey söyledi. Ayrıca bunun haricinde 350 milyon liralık bir kız yurdu yaptırmış.”

 

Genç akademisyenin haklı takdir cümlelerine ben de ekran başında alkışlarımla eşlik ettim. Bu harika haberi, eğer elimin altında iletişim adresleri bulunsaydı, bu memleketin aşı ekmeği ile büyümüş, havasını teneffüs etmiş tüm iş insanlarına gönderecektim.

 

Bu fırsatı bulamayınca, sözünü ettiğim paylaşımla yetinmek zorunda kaldım. Paylaşıma “Bilime yatırım, geleceğe yatırımdır.” başlığını koydum ve şöyle devam ettim: “Erzurumlu zenginler, sıra sizde! Atatürk Üniversitesimiz sizi bekliyor, hemen şimdi!”

 

Bu samimi çağrım, ağ toplumunun dolambaçlı yollarını aşarak hangi duyarlı kulağa erişir, memleket sevgisiyle çarpan hangi Dadaş yüreğine tesir eder bilemiyorum. Ama ben bu davetimi bıkmadan usanmadan haykırmaya, birçok hemşehrime tercüman olan bu çığlığı çığa dönüştürmeye devam edeceğim.

 

Bu köşenin kıymetli okurlarının malumudur, her fırsatta hemşehri sermayenin Erzurum’un kalkınma şahlanışına kanat olması gerektiğinin altını çiziyorum. Sanırım on seneyi aştı, Türkiye’nin dört bir yanında faaliyet gösteren dernek ve vakıflarımıza bir mektup göndererek iş insanlarımızın şehre yatırım yapmalarında öncülük etmelerini istemiştim. Ses seda çıkmadı.

 

Kent yönetiminin bu yolda kararlı ve etkili girişimlerinin önemine vurgu yaptığımız, diğer illerden örnekler verdiğimiz epey eski bir yazımda da şöyle demiştim:

*

Günümüzde geçerli olan ‘Bilgi Ekonomisinin temelini teşkil eden ‘beyin gücü sektörlerinde’ Erzurum’un iddialı bir merkez haline getirilmesini mümkün görüyorum.

 

Peki, hemşehri sermayeyi öncelikle yönlendireceğimiz alanlar konusunda ne demişiz/ne diyoruz?

 

Atatürk Üniversitesi ve ETÜ bünyesinde öncelikle genom ve kök hücre araştırma merkezi ile nanoteknoloji merkezi olmak üzere, üniversitelerimizin tespit edeceği diğer merkezlerin, büyük işadamlarımızın mali desteği ile kurulması için çalışmalara hemen başlanabilir.

Peki, bunun için nasıl bir yol haritası oluşturabiliriz? Onu da düşünmüşüz.

 

✓Bunun için bir organizasyon kurulu oluşturulmalıdır. Bu kurulun üyeleri, Sayın Vali, Büyükşehir Belediye Başkanı ve Rektörler tarafından tespit edilmeli.

 

✓Doku mühendisliği araştırma merkezi, nanoteknoloji araştırma merkezi, genom ve kök hücre araştırma merkezi gibi ileri teknoloji ve bilimsel üretim gerektiren merkezlerin kuruluş çerçevesini, maliyetini ve kuruluş yol haritasını üniversitelerce hazırlanmalı.

 

✓Açılacak merkezler üniversitelerce önerildikten sonra, yardımda bulunacak işadamları organizasyon kurulunca tespit edilmeli.

 

✓Bu aşama tamamlandıktan sonra iş adamlarıyla temas edecek heyetler belirlenmeli. Heyetler, işadamlarıyla yüz yüze temas etmeli. Bu süreçte gerekli görülürse şehrin hatırı sayılır kişilerinden ve siyasi heyetten istifade edilecektir.

 

✓Şehirde yapılacak eserlere, cadde ve bulvarlara, büyük tesislere ve açılacak laboratuvar ve teknoloji merkezlerine bağışta bulunan işadamlarının adları verilebilir. Bu vaat, görüşmeler esnasında işadamlarına önceden bildirilmeli.

 

✓Nakdi bağış yerine, önerilen projeyi gösterilen yerde inşa etmek isteyen işadamlarına bu imkân tanınacak, kendilerine işin her aşamasında siyasi, idari ve bürokratik destek ve yardım sağlanmalı.

*

Genç akademisyeni dinlerken gözlerimi kapatıp tatlı hayallere daldım. Tıpkı İTÜ’deki gibi bir doktora töreninde veya yüksek ricalin hazır bulunduğu üniversitenin açılış merasiminde sayın rektör konuşmasını bitirirken, anlı şanlı zenginlerimizi sahneye davet ediyor. Yapılan yatırımların görsel ve videoları büyük ekranlardan gönlümüze akarken şöyle diyor:

 

 “Varlıklarıyla iftihar ettiğimiz kıymetli iş insanlarımız, bu şehrin bilim yıldızı üniversitesinin gelişimine katkıda bulunarak analarının ak sütü gibi helal servetlerini bilimin parlak ışığı ile cilaladılar, şehrin geleceğe koşusuna nefes oldular. Bugün dünden daha zengin, daha büyük ve daha onurlular. Var olsunlar.”

Böyle bir tablo asla hayal değil, mümkünden daha mümkün, olurdan daha olur. Yeter ki ilk adımı kararlılıkla atalım. İlk adım şudur: Şehrin etkili akil insanları ve üniversitenin parlak akademisyenlerinden bir heyet oluşturarak büyük, en büyük hemşehri iş insanlarımızla bir sabah kahvesi içip, meramımızı anlatmak. Hiçbir kapı, tokmağı tıkırdatmadan, zile basmadan açılmaz!

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.