ERZURUMLUNUN ELİ TUTULMAZ…
Vahdet Nafiz Aksu
24 Nisan 2017 Pazartesi 08:44
Bir kitaptan not ettiğim şu tespiti düşündürücü buluyorum:
“ Uzun süre işgali uğramış, sömürge olmuş şehir ve toplumların fertlerinde, kendilerinin de farkında olmadığı, genlerine işlemiş olan sömürge ruhu diyebileceğimiz bir durum görülür.”
Bu mağlupların hali. Bir de ‘galip şehir’ tavrı vardır ki, tam Erzurumluluktur, tam Erzurum’a yakışır bir asalet tezahürüdür.
Çeşitli istila ve işgalleri kahramanca savunmalarıyla püskürten şehirlerin sakinleri, mağrur, sakin insanlardır.
Gururlanırlar, lakin kibirlenmezler şanlı zaferleriyle, sabah kalkıp kahvaltı etmek, mahalle camisinde namaz kılıp, çay evinde tavşankanı yudumlamak gibi tabii bir hadise sayarlar eşsiz destanlarını.
Erzurumlu hep bu tavrı benimsedi.
Fark etti bunu, dost düşman herkes.
Onlardan biri, aşağıdaki samimi satırları kaleme alan İ.Habib Sevük şöyle yazmıştır:
“Şark tarafından ne vakit bir harp patlarsa devlet hemen bağırırdı:
‘Aman Kahraman Erzurum’
Âmâna zamana lüzum yok; mademki kahramandır, balını yapan arı gibi o da kahramanlığını yapacak.
Kahraman her harpte yapacağını yaptı ve devlet her harp bitince kahramanını unuttu. Kan akıtmak, Erzurum en önde; imar etmek, Erzurum çok uzakta.
Vatana olan borcun hiçbir vakit sonu olmaz; fakat bu serhat beldesi vatana borcundan ziyade vatandan alacaklıdır…”
***
“Bu vatandan alacaklıdır”. Hüküm cümlesine katılıyorum ben de.
Ama ‘ Devlet, harp bitince kahramanını unuttu’ tespitini doğrusu fazla mübalağalı buluyorum.
Hepten unuttu, demeyelim de zaman zaman ihmal etti diyelim, haydi.
Yoksa özellikle belli zamanlarda çok güzel hizmetler de geldi bu şehre, önemli yatırımlar da yapıldı, halen yapılıyor.
***
Sadece harpte, darpta devlet “Haydi Erzurum” diye yüzünü çevirmedi Şehr-i Mübarek’e…
Özellikle çok partili dönemin başından beri, sağ-merkez-milliyetçi-mukaddesatçı tüm partilerin yürek istikameti hep dadaşa müteveccihti.
Seçim startları hep buradan verildi o yüzden.
En görkemli mitingler hep burada planlandı; liderler, en ciddi mesajlarını buradan haykırdılar kitlelerine.
Neden?
Onu da SUPHİ Bey söylesin:
“Erzurumlular, Siz, dünyanın en gaddar haksızlıklarına uğramış, dalları kırılmış, gövdesi yaralanmış TÜRK AĞACI’NIN özüsünüz. BÜTÜN ANADOLUYU kurtardınız…”
Türk ağacının özü değil sadece, İslam mülkünün de kilidi, tabii ki…
***
Sanırım sözü nereye getireceğimi tahmin ettiniz.
Erzurum, tüm seçimlerde AK Partiden yana açık bir tavır koydu.
Referandumda da %74,48 evet oyu ile bu desteğini zirveye taşıdı.
EVET cenahı, “en yüksek evet diyen büyükşehirlerde birinci olduk, tüm iller arasında da ilk sıralardayız.” Diye övündüler.
Tabii, EVET açısından bu parlak neticenin alınmasında MHP’nin katkısını da belirtmek gerekiyor.
Önceki yazımızda da altını çizmiştik, Başta Sağlık Bakanı olmak üzere tüm milletvekilleri olağanüstü bir çaba gösterdiler.
Büyükşehir Başkanı, İl teşkilatı ve diğer tüm siyasi aktörlerin payanı da hesaba katmak gerekiyor.
Diğer birçok ildeki dağınık ve karışık tablo analiz edildiğinde, Erzurum’daki EVET oranının yüksekliğinde yerel aktörlerin müspet rolü bariz bir şekilde kendini gösteriyor.
Bu da bizi şu sonuca götürüyor:
Evet, Erzurum bu parlak rakamı Hükümetin önüne koyup “Haydi sıra sizde, daha çok yatırım, daha çok kaynak” diyecek değil.
Bunu şık bulmaz, kendine pek yakışan kadim tavrına uygun görmez.
Erzurum, veren eldir, alan el olmaya talip olmaz.
Ağadır, verir, eli tutulmaz.
Amma velakin, şu da bir gerçek ki;
Bu netice, hükümet nezdinde şehir için yapılacak girişimler hususunda siyasi heyetin elini kuvvetlendirmiştir.
Tabii gelecekteki siyasi pozisyonlarını da…
Ve eminim ki “gereği düşünülecektir.”
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Erzurum Olay
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.