ERZURUM’UN İLÇELERİ DE GELİŞMİYOR…

Geçtiğimiz hafta içerisinde Güneydoğu’da birkaç il ve ilçe ziyaretimiz oldu.

Gaziantep başta olmak üzere, Urfa, Kahramanmaraş ve Malatya’yı görme ve gezme

imkânı bulduk.

Güneydoğu’da bu iller deki büyüme ve gelişme şaşırtacak cinstendi.

Gaziantep bölgeye adeta imzasını vurmuş gibiydi.

Ya Urfa,

15 yıl öncesini anlatanlardan dinlemiştim.

Köy gibi tarif ediyorlardı.

Ama öyle değildi.

Nüfus olarak büyümüş,

Şehir olarak birçok Büyükşehir statüsündeki illere bile taş çıkarır hale gelmiş.

Malatya ve Kahramanmaraş’ta bu gelişmelerden nasibini almış.

*

Gaziantep DHA’nın temsilcisi Ahmet Kaya Erzurumlu ve bizlerinde yakın dostudur.

İki günlük gezimizde bizi yalnız bırakmadı.

Gaziantep’te sevilen,

İtibar edilen biri olmuş.

Nereye gitsek,

Hangi mekâna girsek esnafından vatandaşına, siyasetçisine kadar ilgi ve alaka ile karşılandığına

şahit olduk.

Elbette ki bir Erzurumlu olarak bir Erzurumlunun böylesine itibar görmesi bizi mutlu etti.

*

Ahmet Kaya ile Urfa’yı dolaşırken şaşkınlığımı gizleyemedim.

Hani Urfa’ya köy diyorlardı.

Bunun neresi köy…

Şehir pırıl pırıldı.

Yeni yerleşim alanlarında ki imar düzeni,

Cadde ve sokakların genişliği,

Şehrin trafik akışı,

Canlılığı,

Belediyelerin akıl almaz çalışmaları,

İnsanların birbirlerine karşı saygılı davranışları hemen göze çarpıyordu.

*

Balıklı Göl özellikle Urfa’ya gelenlerin mekânı.

Bizde gittik.

Cuma Namazını Halil-ür Rahman Camii’nde kıldık.

Balıklı Göl ve çevresi görülmeye değer bir mekân.

Binlerce insan var.

Ne bir kargaşa,

Nede bir itiş kakış, nede yüksek sesle konuşan insanlar ve ne de her hangi bir kavga…

Şehrin temizliği, düzeni adeta Balıklı Göl’de yansımıştı.

Yerlerde ne bir çamur vardı ve nede bir tane çöp…

*

Gaziantep’in Nizip İlçesinden geçtik.

Ahmet Kaya’ya ‘Burası hangi il’ dedim.

Güldü.

İl değil ilçeymiş.

400 bine yakın nüfusa sahip.

Sadece Nizip değil,

O bölgedeki illerin ilçeleri de müthiş gelişmiş.

*

‘Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür’ derler ya;

İnanın öyle değil.

Daha 15 yıl öncesine kadar,

Erzurum saydığım bu şehirlere ağabeylik ederdi.

Oralar Köyken Erzurum şehirdi.

Ama şimdi,

Oralar Erzurum’u çoktan sollamış bile.

Nüfusları artmış, şehircilik alanında Erzurum’u geçmişler.

Mesela,

Aşkale,

Pasinler gibi ilçeler her gün geri giderken,

Hiçbir gelişme göstermezken,

Komşu ildeki ilçeler şehir olmaya başlamış bile.

Belediyeler,

Milletvekilleri,

Şehrin zenginleri,

İş adamları,

Sivil örgütler gerçek manada şehirlerine sahiplik etmişler.

Sözle sahiplik değil,

Ufuklarıyla, becerileriyle, samimiyetleriyle sahiplik etmişler.

Oralarda ‘Ne olacak, sahipsiz memleket’ demiyorlar…

*

Lojistik köy…

Konuyla ilgili MÜSİAD açıklama yapmıştı. Bizlerde konuyu iki kez kaleme almış,

Siyasilerimizin dikkatlerini çekmiştik.

Ve nihayet 2 hafta sonra Lojistik Köy’le ilgili beklenen ses geldi.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve Milletvekilleri konuyu görüşmek üzere Ankara’da bir araya

geldiler.

Konunun takipçisi olacaklarını söylediler.

Bakan Akdağ, ‘Palandöken Lojistik Merkezi İdari hizmet binası inşaatının devam ettiğini,

kamulaştırma ve proje çalışmaları tamamlanmak üzere olan lojistik merkezle ilgili diğer işlerin Mayıs ayı içerisinde ihalesinin yapılacağını belirtti.

*

Bu önemli bir gelişme.

Şehir adına da önemli bir toplantı.

Tabi ki bu tür işler siyasilerin işi.

Onların takip etmesi ve sahip çıkması gerekir.

Duyarlılıkla,

İçtenlikle,

Şehrin her meselesini kendi meselesi gibi algılamakla bir şehir gelişiyor ve büyüyor.

Şehrin Yerel Yöneticilerine de çok büyük iş düşüyor.

Birbirleri ile kavgayı,

Çekişmeyi bırakıp,

İlgili ilgisiz her konuda açıklama yapıp, beyanat patlatmanın yerine,

Gaziantep, Kahramanmaraş, Malatya ve Urfa’da ki yerel yöneticilerden örnek almalılar.

Bir şehir ancak böyle gelişiyor işte…