28 Kasım 2024
  • Erzurum-9°C
  • İstanbul9°C
  • Ankara3°C

FETHULLAH GÜLEN ERZURUMLU DEĞİL Kİ...

Vahdet Nafiz Aksu

02 Ağustos 2016 Salı 12:40

Dostlarla sohbet ederken Erzurumlu olmayan bir kardeşimiz dedi ki " Kanlı darbe teşebbüsünün bastırılmasında dadaşlar yine başroldeydi. İçişleri Bakanımız, İçişleri müsteşarımız, Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Paşa bu süreçte tarihe geçtiler, Maşallah!"

Herkes bu kanaati tasdik etti. Bir dostumuz şaka yollu takıldı: "Evet, dediğiniz doğru, Erzurumlular yine destan yazdı. Ama unutmayın ki bu kanlı darbenin hain lideri Fethullah da Erzurumlu..."
 
Gözler bana çevrildi, haydi buna da sen cevap ver dercesine.
 
Cevabım şöyle oldu: " Hainliği tescillenen bu alçak adam, bir kere ruhen, fikren ve mizacen asla Erzurumlu değil. Dadaşın hiçbir özelliğini taşımadığı güneş kadar aşikâr. Erzurumlunun düşmanlığı bile mertçedir. Siz hiç kumpas kuran, telefon dinleyen, gizli çekimler yapıp ocaklar batıran hakiki bir dadaş gördünüz mü? Dadaş her şey olur, hain olmaz; her şey yapar, takiyye yapmaz, yapmak istese de beceremez.
 

Bu adamın, yıllarca sırdaşı olup sonra yanından ayrılan bir arkadaşı var: Latif Erdoğan. Onun, kendisiyle söyleşip yazdığı 'Küçük Dünyam' kitabını okumuş, hayretten hayrete düşmüştüm. Hani o kendine keramet izafe ettiği, sonra bazı bölümlerin sonraki baskılardan çıkartıldığı kitap.

Orada Latif Erdoğan şöyle soruyor kendine: -Bilebildiğimiz kadarıyla ecdadınız Erzurum'a Ahlat’tan geldiler. Ecdadınızın böyle bir beldeyi terk edip Erzurum'a gelmelerinin sebebi nedir?
 
Küçük Dünyam Kitabında, kendi kendini tarifiyle bu küçük adam, büyük KITMİR şöyle cevaplıyor bu soruyu:
 

-Bizim sülale bir nâmus meselesi yüzünden karşı tarafla silahlı çatışmaya girer. Halil Dedem'in kız kardeşi kaçırılmıştır. Vuruşma esnasında karşı taraftan biri ölür. Ve devlet meseleye el kor. Halil Dedem çok suçlu görülmez ki, sadece sürgün edilir. Önce Hasankale'ye sonra da Korucuk Köyüne yerleşir.

Gördüğünüz gibi kendisi bir sürgünün torunu. Bu topraklara yerleşeli asırlar da geçmemiş, kuşaklar da.
 
Şöyle bir kirletmiş, şanlı Hasankale toprağını, ne o toprağın rengini almış, ne o kültürün özelliklerini.
 
Şunu da söyleyim, ceddi başka topraklardan Erzurum’a gelip, Erzurumluluğun yüksek karakter kalıbından çıkan nice şanlı dadaş var ki, asırlardır burada yaşayanlardan daha çok Erzurumlu, daha kavi dadaş. Onları tenzih ediyorum. Ve bu adam gerçek Ahlatlı da olamaz. Oraya nereden nasıl geldiği de ayrı bir hikâye."
 
*
Metni sosyal medyada yayımlayınca Sadrettin Turan dostumuz, şu açıklayıcı yorumu lütfetmişler, sağ olsunlar. Aynen alıyorum.
 

Yine "küçük dünyam" adlı biyografik eserinde, annesinin Edirneli "şükrüpaşazade"lerden olduğunu söylüyor...

Şükrüpaşazadelerin kim oldukları araştırıldığında,1492 de ispanyadan kovulan "Seferad Yahudilerinden" geldiğini görebiliriz...
 
Ve asıl can alıcı 18 yaşında vaiz olarak Edirne’yi tercih etmesi oraya gitmesi de çok manidardır...
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.