GAZETECİ AKSU'NUN NOT DEFTERİNDEN..
21 Ağustos 2013 Çarşamba 11:14
Gazeteci Yazar Vahdet Nafiz Aksu kıssadan hisse olabilecek notlar düştü. Sosyal Medya'da İlgi ve beğeni ile okunan yazılardan birkaç örnek:
Yaşlı bir kadın, bir gün nehirde bir taş buldu. Ertesi günü bir yabancı ile karşılaştı. Torbasından çıkardığı ekmek ve yiyecekleri bu adamla paylaşırken, adam kıymetli taşı gördü ve kadından istedi.
Bilge kadın hiç tereddüt etmeden taşı adama verdi.
Adam 'bunu satarım hayatım boyunca zenginlik içinde yaşarım.' diye düşünerek yola çıktı. Ancak birkaç gün sonra geri döndü ve taşı bilge kadına geri verdi ve ona şöyle seslendi: ...
- Sizden bu paha biçilmez taşı istemiyorum. Eğer bana öğretecekseniz şunu öğretin. Nasıl oluyor da hayatınızda ilk defa karşılaştığınız bir insana paha biçilmez bir taşı verebiliyorsunuz? Bu gönül yüceliğini nasıl kazandınız, bana bunu öğretir misiniz? Bence bu paradan daha değerlidir...(Wistom stories)
***
Bu ibretli öyküyü okuduğumda şöyle düşündüm:
"Evet, bilge kadının davranışı üstün bir karakter örneği. Ancak ben, asıl mücevheri alıp daha sonra geri getirerek 'bana sahip olduğunuz bu gönül yüceliğini öğretir misiniz?’ diyen adamın tavrını ayakta alkışladım. Ona öykündüm. Onun yerinde olmayı istedim.
(vna/notlar)
Büyük Rus yazarı Turganyev soğuk bir akşamüstü evine giderken yolda dilenci kendisinden para istemiş. Bütün ceplerini karıştıran Turganyev, parası olmadığını anlayınca kendisine uzatılan soğuk elleri elleriyle ısıtarak:
"Kusura bakma kardeşim sana verecek bir şeyim yok" demiş.
Dilenci "Verdiniz ya efendim" demiş, "Bana kardeşim dediniz ve ellerimi ısıttınız..."
***
Bu ibretli öyküyü, Yaşar Değiştirecek'in "Bilgelik öyküleri" adlı kitabından okuduğumda; "Tebessümün bile sadaka" olduğuna ilişkin, pek tatbik etmediğimiz peygamber tavsiyesini hatırladım.
Muhtaç ellere el vermek, üşüyen elleri avuçlayıp ısıtmak, yetim başlarını okşamak, tebessümle titreyen ruhları ısıtmak... Ara sıra hatırlasak bu yüce duyguları iyi olmaz mı?
(vna/notlar)
ABD-Türkiye ilişkilerini soran bir dosta şu kıssayı anlatmıştım:
Köpeğin biri dağda gezerken tavşan yakalamış Köpek tavşanı keyifli keyifli ham ısırmaya hem yalamaya başlamış.
Tavşan dayanamayarak köpeğe şöyle demiş:
- Köpek kardeş! Ya ısırmayı bırak, ya da yalamayı.
Dostum musun, düşmanım mısın anlayayım!
(Vna/Sevdiğim latifeler)
Dost söyledi, gönlüm de tastik etti;
Hayal kırıklığı, öfke, mutsuzluk... Bunlar sükûnetin paltosunu giyip gizlenebilirler, çoğu zaman... mutluluğun zilleri vardır, o asla sessiz kalamaz.
(vna/not ettiklerim)
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Erzurum Olay
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.