24 Ocak 2025
  • Erzurum-6°C
  • İstanbul8°C
  • Ankara0°C

GAZETECİ - YAZAR MEHMET NECATİ GÜNGÖR YAZDI

Gazeteci - Yazar Mehmet Necati Güngör Yazdı

06 Haziran 2014 Cuma 10:31

Bir ülkenin kalkınmasının itici gücüdür özel sektör.

O'nun ürettiği değerlerle mucizeler yaratıyor bu ülke.

Türkiye, 24 Ocak kararlarından bu yana özel sektör ağırlıklı bir kalkınmayı başarılı bir şekilde sürdürdü.

Yapılamaz deneni yaptı, aşılamaz deneni aştı.

Halen, dünyanın 16. büyük ekonomisi olmakla övünüyorsak, bunu ağırlıklı olarak özel sektöre borçluyuz.

Başta Avrupa olmak üzere pek çok ülkeye sanayi ürünleri ihraç ediyorsak, kahramanı özel teşebbüstür.

Özel teşebbüs denince eskilerde İstanbul sermayesi akla gelirdi.

Şimdi Anadolu Kaplanları var.

Birçok şehrimizde bu kaplanlar gelişmemize ve ihracatımıza katkıda bulunuyorlar.

“Hiçbir şey üretmiyor, sadece devletten geçiniyor” diye suçlanan Doğu'da bile bu hamle ruhunu görüyoruz.

Doğu artık marka üretmeye başladı.

Bunun en güzel örneği Erzurum'da yaşanıyor.

Bir inşaat şirketi, konut sektöründe marka oldu.

Doğduğu şehre üç bin konut yapıyor.

Daha önce İzmir ve Bursa illerimizde de birçok konuta imza attı.

Kendi öz sermayesiyle müthiş işler başarıyor.

Kalitede öncü olmayı başarmış bir şirket.

Erzurum'da marka değeri olmuş bir başka atılım da gıda sektöründe.

Oltu cağ kebabı, kadayıf dolmasını bütün Türkiye'ye yaydıkları gibi, sınırlarımızı da aşan üne kavuşturdular.

Meselâ Muammer usta, kadayıf dolmasını sanayi ürünü gibi paketleyerek satmayı, isteyen herkese kargo ile ulaştırmayı başaran bir müteşebbis.

Bir de köfteleriyle meşhur başka bir durak.

Selçuklu mimarisiyle bezenmiş binasında o kadar güzel ve lezzetli bir hizmet sunuyor ki, bir giden bir daha geliyor ve “Erzurum'a gittiyseniz, orada kendinize ziyafet çekmeden dönmeyin” tenbihleriyle anılıyor.

Kıskançlık insanın tabiatında var olan bir kötülük.

Ne yazık ki küçük illerimizde daha çok tahribat yapıyor.

En kestirme yol, rakibin, ya da kıskanılanın üretimini kötülemek.

İftira ve dedikodularla yok etmeye çalışmak.

Köftecinin başına bu gelmişti, bereket halk inanmadı, yoluna devam ediyor.

Şimdi aynı dedikodu mekanizması holdingleşen bu inşaat şirketi üzerinde fısıldanıyor.

Sahiplerini yakından tanıyorum. Dürüst ve kabiliyetli insanlar.

Yaptıkları işi özenle yapıyorlar. Kaliteyi konuşturuyorlar.

Erzurumda binlerce insan onların ürettiği konutlar sayesinde emsallerine göre çok daha hesaplı ve kaliteli konutlara kavuştular.

Üç bin konut dile dolay.

Şirket, şimdi bu konutları üretiyor.

Ne yazık ki, yere kapaklansın diye çelme takanlar, dedikodu üretimi yapanlar var.

Hiç birinin aslı esası olmadığını onları tanıyanlar biliyor.

Biz de biliyoruz.

Yapmayın, etmeyin, kendi çocuklarınızı çelmelemeyin,

Tekmelemeyin.

Değerlerinize sahip çıkın ki, o değerler sizi daha ileri noktalara taşısınlar.

Hasetlik, dinimizce de kınanan, günah sayılan fiillerin başında geliyor.

Hele iftira; maazallah!


Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.