23 Kasım 2024
  • Erzurum8°C
  • İstanbul5°C
  • Ankara1°C

GENÇ YAŞLARDA KONULAN TANI ALZHEİMER'DAN KORUYOR

Genç yaşlarda konulan tanı Alzheimer'dan koruyor

24 Ağustos 2014 Pazar 09:53

Bunama (demans) sorununun en çok görülen tipi olan ve daha çok yaşlılık döneminde karşılaştığımız Alzheimer’da geç tanı, hasta ve hasta yakınları için çok zorlu bir süreci de beraberinde getiriyor. Oysa hafif unutkanlıkların başladığı dönemde gecikmeden doktora başvurup ileride ortaya çıkabilecek olası bir Alzheimer’dan korunmak mümkün.

Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı son açıklamaya göre, ortalama yaşam süresinin 64’ten 70 yıla çıkması, daha çok ileri yaşlarda görülen Alzheimer hastalığının sıklığını da artırmış durumda. 65 yaş sonrasında her 100 kişiden 8’inde Alzheimer hastalığı görülüyor ve 65 yaştan sonra her 10 yılda bir bu oran daha da artıyor. Hastalığın belirtilerinin net olarak ortaya çıkması beyinde değişikliklerin başlamasından sonra 15-20 yılı bulurken, geç tanı sebebiyle tam bir iyileşme sağlanamıyor. Güncel ilaç tedavileri ise şimdilik hastalığın seyrini yavaşlatmada etkili.

Ancak işin sevindirici bir yönü var! Genç yaşlarda MCI (Minimal Kognitif Bozukluk-Minimal Cognitive Impairment) evresinde tanı konduğunda, Alzheimer riskine karşı “koruyucu” bir tedavi süreciyle başarılı sonuçlar alınabiliyor...

Hafif unutkanlıklar başladığında

Bugün Alzheimer ile ilgili bütün bilimsel çalışmalar erken tanı koymak üzerine odaklanmış durumda. Anadolu Sağlık Merkezi Nöroloji Uzmanı Dr. Hale Alpsan Gökmen, hafif unutkanlıkların başladığı genç yaşlarda MCI tanısının önemine dikkat çekerek şunları söylüyor: “MCI tanısı almış hastaların hepsinin ilerleyen yıllarda Alzheimer olacağını söylemek doğru değil. Ancak ileride Alzheimer’a dönüşmemesi açısından hastayı takip etmek şart. Eğer bütün risk faktörlerini ortadan kaldırırsak o kişinin Alzheimer olma riskini de önleyebiliriz.”

Diyabet hastalarında risk iki kat fazla

Bilimsel çevreler son günlerde Alzheimer’ın diyabetle ilişkisini de sorgulamayı sürdürüyor. Alzheimer için yıllardır diyabet, kolesterol, hipertansiyon ve egzersiz azlığının risk olduğu biliniyordu. Ancak Dr. Gökmen, Alzheimer’ın diyabet ile ortak bir hastalık mekanizmasına sahip olduğunun ortaya çıkmasının henüz çok yeni bir gelişme olduğunun altını çiziyor. Bu nedenle bazı bilim insanları Alzheimer’ı şimdiden Tip 3 diyabet olarak ilan etmiş durumda. Bilinen diyabeti olan hastaların Alzheimer hastalığına yakalanma oranı diğer kişilere göre iki kat daha fazla. Dolayısıyla, insülin direnci başlamış kişilerde tanı koyabilmek, bu yeni gelişmeyle birlikte artık daha da önemli hale gelmiş durumda.

MCI TANISI NASIL KONUYOR?

Unutkanlık şikayetiyle nöroloji uzmanına başvuran hastaların öncelikle dikkatini ve hafızasını ölçmeye yönelik bir dizi test aşaması mevcut. Test sonuçlarının değerlendirilmesiyle, bulgular ışığında hastaya MCI tanısı konabiliyor. Test sürecinde üç sözcük (mavi, şahin, lale) uygulaması en klasik yöntemlerden biri. Uygulamada üç sözcük hastaya söylendikten sonra birkaç dikkat testi yapılıyor. Ardından üç sözcüğün ne olduğu sorularak hastadan hatırlaması bekleniyor.

“Uyguladığımız bazı tetkikler bize sorunun, tiroid bezinin iyi çalışmamasından ya da B vitamini eksikliğinden kaynaklandığını gösterebilir” diyen Dr. Gökmen, o eksiklikler yerine koyulduğunda unutkanlığın da düzelebildiğine dikkat çekiyor. Bazen tanı koymada yardımcı olmak amacıyla kandan numune alarak uygulanan ApoE geninde E4 polimorfizmi ise bir başka test. Ancak Dr. Gökmen “Bu testi bir tanı koymak için değil, sadece kişinin ileriki yaşamında bu hastalıkla karşılaşma olasılığının yüzdesini görmek için kullanıyoruz” diyor.

Hastalığın ilerlediğini düşünüp ilaç tedavisini kesmenin doğru bir yaklaşım olmadığını savunan Dr. Gökmen, özellikle bakımın en zor olduğu son evrede hasta yakınlarının daha rahat etmesi için de tedavinin sürdürülmesi gerektiğini savunuyor. Yeni bir tedavi seçeneği olarak yürütülen aşı çalışmalarından ise yüz güldüren sonuçlar alabilmek için henüz çok erken...

İş hayatındaki unutkanlıkların sebebi ne?

Son yıllarda yoğun iş temposu içinde çalışanların en önemli sorunlarından biri de unutkanlık. Dr. Gökmen, genç yaşlarda daha çok dikkat bozukluğu, yoğun çalışma temposu ve stres gibi faktörlerle dikkatin dağıldığını ve bunun da küçük unutkanlıklara neden olduğunu söylüyor. Dr. Gökmen’in verdiği bilgilere göre, gençlerde görülen unutkanlık daha ziyade dikkat bozukluğundan kaynaklanıyor. Bunun sebebi olarak da stres, depresyon ya da konsantrasyon azlığı gösteriliyor.

DOST SOHBETLERİ HAFIZAYI CANLI TUTAR

Uzmanlar, Alzheimer için sosyal aktivitelerin ve hobilerin önemine işaret ediyor. Hasta için olduğu kadar özellikle hasta yakınları için de zor geçen bu süreçte Dr. Hale Alpsan Gökmen’in hasta yakınlarına bazı önerileri var...

- Hastanız için haftalık aktivite listeleri hazırlayın. Böylece onun hayatın içinde daha fazla kalmasını sağlayabilirsiniz.

- Bir hobi edinmesine yardımcı olun.

- Arkadaşlarıyla buluşacağı organizasyonlara katılmasını sağlayın.

Dost sohbetleri hafızasını canlı tutacaktır.

- Bulmaca çözmek eğlencelidir. Mutlaka bu konuda teşvik edici davranın. Bu sayımızdaki bulmacadan başlayabilirsiniz.

- Eğer bir el işi, örgü merakı varsa; hazır kış gelmişken ona rengarenk iplikler alın.

- Ona alacağınız hediyelerde, zihnini canlı tutacak alternatiflere yönelin. Örneğin, bulmaca kitabı, hobisi için malzeme, küçük bir hafta sonu gezisi...

- İleri dönemde bir hastanın bakımını üstlendiyseniz mutlaka destek gruplarından yardım alın...


Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.