23 Kasım 2024
  • Erzurum2°C
  • İstanbul16°C
  • Ankara10°C

GENÇLER!!! EĞLENCE VE FANİ ZEVKLERDEN VAZGEÇİN

Selman Soğukpınar

Ülkemizin ve bütün insanlığın ahlak diye bir problemi var.

Bu problemde sapıklığı, edepsizliği ve fuhşiyatı normal bir yaşam olarak topluma algılatıyor ve beyinlere empoze ediyor.

Özellikle gençlerimizi ve toplumumuzun her kesimini sarmış durumda.

Ülke olarak çok acil tedbirler alınarak bu sorunu çözmek zorundayız.

Çünkü bir toplumda ahlak çökerse, her şey çöker.

Toplumun her bireyinin artık gafletten uyanarak bunun farkında olması lazım.

Mevlana Hazretleri de Mesnevî’sinde Musa (a.s)'ın kavminin Allah'a karşı edepsizlik yaptıkları belirterek şöyle demektedir.

 

“Edebi olmayan kimse Allah'ın lütfundan (rahmetinden) mahrumdur.

 

 Edebi olmayan yalnız kendine kötülük etmiş olmaz.

 

Belki bütün dünyayı ateşe vermiş olur” dedikten sonra;

 

Bakınız; Musa (a.s)'ın kavmine alışverişsiz, dedikodusuz her öğün gökten ilahi sofra iniyor, onlar da bunu yiyerek karınlarını doyuruyorlardı.

 

Kavmi içinde birkaç terbiyesiz kişi, “Hani soğan, sarımsak, mercimek?” dediler.

 

“Biz onlardan da yemek istiyoruz”Ondan sonra gökyüzünün sofrası, ekmeği kesildi, artık inmez oldu.

 

Ekmek, bel belleme, orak sallama, hasat yapma, değirmende öğütme işine bağlandı.  

 

Rabbimin yarattıkları içinde edepli olduklarından dolayı melekler masum ve tertemizdirler.

 

Ancak önceleri bir melek olan Azazil (şeytan) de, yine Allah'a karşı yaptığı küstahlık ve edepsizlik yüzünden ilahi kapıdan kovulmuştur.”

 

Gençlik, kainattaki her şeyin kıvamında ve tadında olduğu bahar mevsimi gibi bizim de güç ve kuvvetimizin, yerinde olduğu bir dönemdir.

 

Hayatımızdaki bu dönemin önemini yaşlılarımızın iç geçirerek “ah! Gençlik” diye hayıflanmaları bize daha iyi anlatmaktadır.

Gençliğini Allah'a ibadetle geçiren delikanlı, hiçbir gölgenin olmadığı bir günde arşın gölgesinde gölgelenecektir.

Peygamber (s.a.v) Efendimiz gençlik enerjisini yaratılış gayesi uğrunda kullanan gençleri adil bir devlet başkanıyla aynı kefede değerlendirerek şöyle buyurmuştur:

Özelikle son dönemlerde toplumu bölmeye ve kana bulamaya çalışan terörün, uyuşturucu, fuhuş, helal olmayan yollardan zengin olma arzusu ve şöhret gibi araçları kullanan zararlı oluşumların imanımızı, inancımızı ve ahiretimizi unutturup, hayatı sadece dünyadan ibaret gören zararlı düşünce akımlarının zehirli tuzakları gençliğimizi zehirlemektedir.

Bu zehir tacirleri; büyük-küçük tanımayan, anne-baba, komşu hakkı, kul hakkı bilmeyen, içinde yaşadığı gezegeni hoyratça kullanan ve kendisinin dışındaki canlıların- bitki ve hayvanlar dahil yaşam haklarına saygı göstermeyen, zerre kadar hayrın ve şerrin hesabının sorgulanacağı günü düşünmeyen bir gençlik arzulamaktadırlar.

Bunların bu tuzaklarına düşmeden geçmişimize tarihimize bakmalıyız.

Bir Müslüman genç nasıl olmalıdır.

İslam ümmetinin geçmişi sayamayacağımız kadar örnek alacağımız kahraman gençlerle doludur.

Kur’an, inançlarını dönemin zalim sultanına haykırıp hayatın her türlü şatafatını reddeden “Ashabı Kehfi”, asil, güzel, makam ve mansıp sahibi Züleyha'nın zina isteğini hapse atılmayı göze alarak reddeden iffet ve haya numunesi Hz. Yusuf (a.s)'ı, 

Hocasına hizmet ve itaatte Musa (a.s)'ın genci olarak Yuşa (a.s)'ı, 

İçinde yaşadığı toplumun yanlış ve batıl inancını değiştirmek ve onlara Tevhid yani Allah'ın birliği mesajını vermek için ateşe atılmayı göze alan İbrahim(a.s)'ı, 

Allah emrettiği için kurban olmayı kabullenen ve babasının isteğini şartsız kabul eden teslimiyetin ser levhası İsmail(as)ı, örnek genç şahsiyetler olarak önümüze koymaktadır.

 Yine Peygamber (s.a.s) efendimizin de Suffe ashabı başta olmak üzere yetiştirdiği ;

 Mekkede lüks yaşamını elinin tersiyle reddederek Peygamberimizin rahlei tedrisatını tercih edip Yirmili yaşlarda Medine’yi Kuranla fetheden Uhud şehidi Musab b. Umeyr,

Kuran ve tefsirde çığır açıp ekol oluşturan Abdullah b. Abbas ve Abdullah b.Mesud, 

Fıkhi meselelerde Peygamberimizin kendisiyle övündüğü Muaz b. Cemel, 

İlim, idare ve askeri alanlardaki başarılarıyla Hayber’in Fatihi Hz. Ali, 

Edep ve hayada meleklerin bile kendisinden haya ettiği Hz. Osman,

İlim için gece gündüz peygamberimize hizmet eden, açlıklara direnen Ebu Hureyre,

İlahi Kelimetullah için gusletme fırsatı bulamadan zifafı terk eden Gasilul Melaike diye adlandırılan Hz. Hanzala (R. Anhüm) gibi saymakla bitiremeyeceğimiz gençler dünya durdukça bizim gençliğimiz için numune olmaya devam edeceklerdir.

Böyle bir geçmişe sahip bizler bugün onlar gibi olabilmek için, haramlardan uzak durarak, Allah'ı razı etmenin, onun istediği gibi yaşamanın peşinde koşmalıyız.

Aksi takdirde günahların meşrulaştırıldığı günümüzde gahru perişan oluruz.

Bizler Resulullahın istediği  gibi olmak için yaşlıların olgunluğunu ve yaşam tarzını tercih eden gençlerden olup en hayırlı genç müjdesine mazhar olmalıyız..

Resûlullah (s.a.v)'in buyurduğu gibi Eğer huşu sahibi gençler, ibadet eden ihtiyarlar, sütteki bebekler ve otlayan hayvanlar olmasaydı, mutlaka üzerinize büyük bir azap yağardı."

Bu azap bir gün bu halimize yakmadan,

Son olarak diyorum ki; Gençlik, Allah'a şükrü gerektiren ve Allah tarafından insana bahşedilen çok önemli bir nimettir. 

Bu nimetin nasıl ve ne uğurda harcandığı konusunda herkesin sorguya çekileceğini Rabbimiz bildirmiştir.

Âdemoğlu şu beş şeyden sorguya çekilmedikçe Rabbinin huzurundan ayrılamaz:

1- Ömrünü nerede geçirdiğinden.

2- Gençliğini nerede tükettiğinden.

3- Malını nereden kazandığından.

4- Nereye harcadığından.

5- İlmiyle nasıl amel ettiğinden

Bu suallere ve suallerin sorulacağı güne hazırlanmak için ve suallere cevap verebilmek için bir an evvel gaflet uykusundan uyanmalıyız.

Eğlence ve Fani zevklerden vazgeçmeliyiz.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.