GÖNÜLLERDEKİ İMANIN, ZAFERİDİR ÇANAKKALE
Selman Soğukpınar
20 Mart 2016 Pazar 10:41
Tarih, doğrulardan cesaret; yanlışlardan ibret alma sanatıdır.
Tarihi bu felsefe ışığında okumak gerekir.
Çanakkale muharebelerini de doğrulardan cesaret; yanlışlardan ibret alma ekseninde değerlendirebilmek için yaşanmış olan şu hatıraya hayretle kulak verelim; hikmetle tefekkür edelim.
Bir dönem Türkiye’deki eğitim konusunda araştırma yapan Japon eğitim uzmanları, yaptıkları araştırmalarda ne gibi sonuçlar elde ettiklerini soran Türk yetkililere: “Gençlerinizde milli şuur eksik” diye cevap verirler.
Türk yetkililer: “Peki, siz milli şuur adına Japonya’da ne yapıyorsunuz?” sorusuna Japon yetkililer:
“Çocuklarımız önce uçak kadar hızlı giden trenlere bindirir, çok katlı yollardan geçiririz.
En üstün teknoloji ve robotlarla çalışan fabrikalarımızı gezdiririz. Bu baş döndürücü teknoloji karşısında sarsılan ve şok olan çocuklarımızı daha sonra Hiroşima ve Nagazaki’ye götürürüz.
Sonra da çocuklara: “Karar sizin. Ya çok çalışır, dünyada ülkenizi söz sahibi yaparsınız. Ya da bir başka ülkenin bu şekilde tacizine maruz kalırsınız, deriz” diye cevap verirler.
Türk yetkilinin “Peki bizde böyle bir yer var mı?” sorusuna “Sizde bir örnek var ki tek başına yeter.
O da bir metrekareye altı bin merminin düştüğü Çanakkale’dir” cevabını verirler.
Viyana bozgunundan sonra sürekli ilerleyen, cihan şümul Osmanlının kaburgasına kadar giren, artık zamanı geldi diyerek Türkü tarihten silmeye niyetlenen emperyalizmin boğulduğu ve ebediyen durdurulduğu yer olan Çanakkale’yi iyi anlamak ve bugünkü kuşaklara anlatmak bugünkü kuşaklarında öğrenmesi gerekir.
Çanakkale koskoca bir ülkenin kaderini değiştiren savaş, Çanakkale yerli yabancı birçok askerin can verdiği cephe.
Çanakkale Savaşları tarihte görülmüş savaşların en kanlılarından biridir. Bu savaşta verilen şehitler vatan sevgisinin çok önemli bir göstergesidir.
Çanakkale Savaşı, yurdun dört bir anından genç yaşlı, küçük büyük herkesin koşarak geldiği bir savaştır.
Bu istek, bu canla başla mücadele edişin ise tek bir sebebi vardır:
Vatan Sevgisi.
Türk askeri Çanakkale’de düşman askerinin karşısına dikilmiş ve onların üstün gücüne karşı göğüslerini siper etmiştir.
Bu sebeple Çanakkale’de tarihin en kanlı savaşlarından biri yaşanmış bu sayede savaş Türk askeri tarafından kazanılarak Birinci Dünya Savaşı’nın kaderi değiştirilmiştir.
Çanakkale’de Türk’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Acem’i, Kürd’ü ve Arab’ı bir idi.
Görüldüğü üzere Çanakkale savaşları sadece bir etnik unsurun mücadelesi olmamıştır.
Anadolu'nun belki de tüm unsurları büyük bir birlik ve beraberlik ruhu içinde, kanı ve canı pahasına bu topraklar uğrunda savaşmış ve canlarını vermekten çekinmemiştir.
Sadece yetişkin erkek, asker veya ordunun da mücadelesi olmamıştır.
Bu savaşlarda erkeğiyle kadınıyla, yaşlısıyla genciyle, yediden yetmişe herkes elinden geleni yapmış ve neticede istenen hedefe ulaşılmıştır.
Bu Aziz millet Çanakkale’de omuz omuza vererek tek yürek, tek can, tek siper olmuş ve tek hedef uğruna zafere koşmuştur.
O gün bir destan yazıldı tarihin ak sayfalarına ve o destanın adı Çanakkale destanı idi.
Allah, Allah nidaları ile düşmana siper edilmişti iman dolu göğüsler.
Yoktu düşman da olan top, tüfek ve mühimmat ama kalpleri Allah sevgisi ile atan yüreği Kur-an nuruyla dolu yiğitlerdi o destanı yazan.
Doğulusu, Batılısı, Güneylisi ve Kuzeylisi tek yürek tek bedendi.
Tarih sayfalarına not düşüyordu.
Bu notta yazan iki kelime idi Çanakkale geçilmez.
Nitekim öylede oldu.
Düşman Çanakkale de onlarca, yüzlerce, binlerce koç yiğitleri şehit etti.
Ama Çanakkale’yi geçemedi.
Düşmanın silah donanımı karşısında elinde yeteri kadar topu, tüfeği ve mermisi olmayan yiğitler bu destanı nasıl yazdı hiç düşündük mü?
Asıl irdelenmesi ve dersler çıkarılması gereken nokta burasıdır.
Çünkü O gün zaferi kazanalar Allah yolunda gidenlerdi.
Çünkü O gün zaferi kazanalar İmanlı gönüllerdi.
Çünkü O gün zaferi kazanalar Kur-an yolunda gidenlerdi.
Çünkü O gün zaferi kazanalar Hz. Muhammed (s.a.v)İn yolunda gidenlerdi.
Çünkü O gün zaferi kazanalar bir avuç vatan toprağı için şehitliği şeref sayanlardı.
Çünkü O gün zaferi kazanalar al Bayrağı kanıyla var edenlerdi.
Çünkü O gün zaferi kazanalar Allah, Allah diye nidalarıyla gök kubbeyi inletenlerdi.
Çünkü O gün zaferi kazanalar bir idi, iri idi, diri idi.
Çünkü O gün zaferi kazanalar tutsaklığı, vatansızlığı, bayraksızlığı kabullenemeyenlerdi.
İşte bilmemiz gereken gerçekler bunlardır.
Bu gün ülkemizde türlü, entrikalar ve sebeplerden dolayı kan dökenlerin gidip Çanakkale de koyun koyuna yatan yiğitleri görmeleri gerekir.
Bu gün çektiğimiz sıkıntıların, kanın, gözyaşının durması ve kardeşçe yaşamanın ne olduğunu idrak etmesi için toplumda yaşayan her ferdin Çanakkale de yatan şühedayı görmesi gerekir.
Gördüklerini yüreklerinde yaşamaları ve iliklerine kadar hissetmeleri gerekir.
Bu gün vaktini diskoda, barda, gece âlemde, gündüz gaflette malayani şeylerle geçiren gençliğin Çanakkale de yaşananları bilmesi gerekir.
Bu gün uyuşturucu, alkol ve batı özentisi içinde vatandan, milletten, bayraktan, dinden ve imandan haberi olmayan neslin Çanakkale’yi anlaması gerekir.
Bu gün edepten, ahlaktan, saygıdan, sevgiden ve hoş görüden yoksun gençliğin şanla, şerefle yazılmış Çanakkale destanını anlaması gerekir.
Kısacası ruhunu, bedenini ve aklını kaybetmiş neslin artık gafletten uyanması gerekir.
Son olarak diyorum ki gençliğimiz aslını, neslini bilerek ve yaşananlardan ders çıkararak Çanakkale, de yatan şühedanın ruhunu şad edecek bir yaşamı benimsemelidir.
Gençler!
Bilesiniz ki; Bugün bu topraklar üzerinde rahat ve özgür bir şekilde gezip dolaşabiliyorsak, kimsenin esareti altında olmadan, kendi al bayrağımızın gölgesinde hayatımıza devam edebiliyorsak bunun sebebi Çanakkale’de yatan şühedadır.
Güzel şeylerin bedeli ağır olur.
Bizim bugün böylesine güzel bir yaşam sürmemizin bedelini işte Çanakkale'de savaşan o insanlarımız ödemiştir.
Eğer bugünün kıymetini anlamaz isek Çanakkale de, Dumlupınar’da, Sakarya’da bu aziz vatan için şehit düşmüş yiğitler,
Vallahi de, billahi de yarın mahşerde biz sizin gibiler için mi Çanakkale geçilmez diye tarihe destan yazdık diye bizden hesap sorarlar.
Gençler!
Unutmayın!
Canları ile cenneti satın alan şehitler, kanları pahasına bu vatanı bize emanet bırakmışlardır.
Onların bize bıraktıkları bu mukaddes emanete sahip çıkmak, onu maddi manevi daha ileri noktalara taşımak, gözümüzü aydın edecek, göğsümüzü kabartacak nesiller yetiştirmek, ecdadımıza en büyük manevi hediye olacaktır.
Hepimiz bunu böyle bilelim.
Aziz Şehitler!
Ruhunuz şad mekanınız cennet olsun İnşallah..
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Erzurum Olay
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.