25 Kasım 2024
  • Erzurum-6°C
  • İstanbul7°C
  • Ankara0°C

GÜLEN: 'KİME DEDİKSE SADIK, O DA ÇIKTI MÜNAFIK'

Gülen:  'Kime dedikse sadık, o da çıktı münafık'

25 Ağustos 2014 Pazartesi 11:51

Fethullah Gülen son sohbetinde AK Parti'yi ağır ifadelerle eleştirdi.

"Cenab-ı Hakk’ın şu anda belli bir ölçüde yumuşak yumuşak kulaklarımızı çekmesi de sanki bunun neticesi" diyen Gülen, "Hadiselerin diliyle bize adeta şöyle deniyor: Ne diye yaramaz insanlara o kadar hüsnüzan ettiniz! Ne diye o kadar yaramaz insanlar için sokak sokak dolaştınız; kadını erkeği çoluğu çocuğu seferber ettiniz?” ifadelerini kullandı. 

İşte Gülen'in sohbetinden satır başları:

Hadis kitaplarında “Kitabü’l-fiten ve'l-melâhim” başlığıyla bazı bölümler yer almakta; ileride gelecek olaylardan, özellikle âhirzamanda cereyan edecek olan dehşetli hadiselerden bahsedilmektedir. Allah Rasûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem), âhirzaman fitneleriyle ilgili hadislerinde, Deccal’in ortaya çıktığı dönemde, Horasan civarında yetmiş bin taylasanlı (sarıklı) insanın ona iltihak edeceğini haber vermiştir.

KİME DEDİKSE SADIK, O DA ÇIKTI MÜNAFIK

Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, bir arkadaşımın biraz bedbinlik (karamsarlık) içeren şu sözleri günümüzün resmini aksettirmesi açısından çok şahane: “Cihanda bulamadım bir yâr-ı sâdık / Kime sâdık dedimse çıktı münafık!” Bu sözü biraz nikbinlik (iyimserlik) ile hakikatbinlik arasında bir noktaya çekerek şöyle değiştirdim: “İnsan her zaman arar durur bir yâr-ı sâdık / Bazen de sâdık dedikleri çıkar münafık!”

“Gayr-ı meşru bir muhabbetin neticesi, merhametsiz azap çekmektir.” diyor Hazreti Pir. Bazı kimselerin o ölçüde sevgiye, takdire, tayine ve desteklenmeye hakkı yoksa şayet, o mevzuda aşırı gittiğinizden dolayı, Allah, sizi tokatlayabilir; merhametsizce azap çektirir:Aklınızı kullansaydınız. Vicdanınızı kullansaydınız. Bazı kimselerin melek suretinde Mefisto olduğunu hatırdan çıkarmasaydınız.

Şimdi bize düşen şey: Bir; “Allahım, hüsnüzan etmede mübalağaya girdik, rızana uygun düşmedi, bizi tecziye ediyorsun; bahtına düştük, bizi affeyle.” İki; “Senin rızana muvafık düşmediği şekilde, haklarında hayırlar düşünüp ‘Bizi evrensel insani değerlere ulaştıracaklar. Gerçek ruhuna uygun demokrasiye ulaştıracaklar.. ve milletin en fakirinden en zenginine kadar sosyal adaleti (Hazreti Ömer devrindeki adaleti) tesis edecekler!’ deyip bunlara aşırı alaka duyduk; şimdi Sen, bu haksız ve mübalağalı ilgiden dolayı bizi cezalandırıyorsun; ne olur, bizi bağışla!” demektir.




Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.