23 Kasım 2024
  • Erzurum9°C
  • İstanbul6°C
  • Ankara16°C

HAKKINI HELAL ET ESMA..

Selman Soğukpınar

Ey şehadet şerbetini içen Esma;

Sen Mısır Adeviyye Meydanında Allah yolunda şehit olurken,

Bizler gaflet ve delalet içinde Müslümanız diyorduk.

Sen Mısır Adeviyye Meydanında Hak davası için mücadele ederken,

Biz sözde Müslümanlar olarak yanında olamadık.

Sen Mısır Adeviyye Meydanında zalimlere ve kâfirlere karşı dimdik ayakta iken,

Bizler sıcak yataklarımızda uyuyor idik.

Sen Mısırda Adeviyye Meydanında hak batıl mücadelesi verirken,

Bizler sadece o meydanda olup bitenleri Televizyonlarından izleyenlerden olduk.

Senin Mısır Adeviyye Meydanındaki şehadet görüntülerini izlerken;

Sanki kırılmıştı ellerimiz, ayaklarımız senin için sadece içimizden dua ediyor, zalimlere de sadece buğz ediyorduk.

Sen Mısır Adeviyye Meydanında Şehit düşerken;

Gözümüzden akan yaşlar demek ki sahte imiş. Çünkü gerçek Müminin gözünden akan yaş Cehennem ateşini söndürür buyurulurken, bizim gözlerimizden akan yaşlar değil Cehennem ateşini söndürmek sana ve kardeşlerine yapılan zulmü dahi durdurmuyordu.

Senin Mısır da cenaze namazını kılmaya dahi fırsatı olmayan El Biltaci gibi bir baban varken;

Bizler çocuklarımızla lunaparklarda eğleniyorduk.

Sen Mısır Adeviyye Meydanında Hakka yürürken Allahuekber diyerek arşı alayı titretirken,

Bizim evimizde, arabamızda batının sana zulmedenlerin şarkıları çalıyordu.

Sen Mısır Adeviyye Meydanında beyaz gelinliğini giymiş Rabbime ve Resulüne kavuşurken;

Bizler kendi aramızda yarın hangi elbiseyi giyelim yâda yarın hangi batılı zalimin marka mağazasından elbise alalımın hesabını yapıyorduk.

Ey Esma!!!

İşte Bizler böyle Müslümanız.

Ey El Biltaci'nin kızı Adviyye Meydanı'nda şehadet şerbetini içen Esma

Ey Allahın Sevgili Kulu

Ey Resulün kendisini güllerle karşıladığı ümmetlerinin sevgilisi

Ey bacımız, Ey Canımız Esma

Bizler senin için bir şey yapamadık

Bari sen bizim için Rabbimin huzurunda, Resulünün yanında bizlerin bağışlanması, affedilmesi için bir şeyler yap.

Bizler senin yanında olamadık.

Çünkü bizler gerçek Müslüman olamıyoruz.

Vallahi Eğer gerçek Müslüman olsa idik..

Uhut’a, Hendeğe ve Bedir’e giden gerçek Müslümanlar gibi kol kola girer Mısırda akan kanı ve gözyaşını durdururduk.

Ey Esma!!

Ben şahsım Hendek savaşına giden gerçek Selman olup Mısır Adeviyye Meydanında senin ve kardeşlerimin yanında olamadım.

Ben senin için kirli ellerim ve ağzımdan sahte dualarımdan sahte gözyaşlarımdan başka bir şey yapamadım.

Bu gün gözyaşlarımın sayfaları ıslattığı kalemime mürekkep olduğu Babanın sana yazmış olduğu mektubu yayınlayarak senden helallik istiyorum.

Hakkını helal et Ey Şehit Esma!!!

"Sevgili kızım ve değerli öğretmenim...

Sana elveda demiyorum bilakis yarın görüşmek üzere. Başı dik tuğyana isyan ederek yaşadın. Tüm engelleri reddederek hürriyete sınırsızca aşık oldun. Bu ümmet, uygarlıkta hak ettiği yeri alabilsin diye onu yeniden diriltmek ve inşa etmek için sessizce yeni ufuklar arıyordun. Akranlarının uğraştığı işlerle meşgul olmadın. Her zaman derslerinde birinci olmana rağmen öğrenmeye olan açlığın dinmedi. 

Bu kısa hayatta sohbetine doyamadım. Vaktim, mutlu olacak ve eğlenecek kadar geniş değildi. Rabiatul Adeviyye'de son kez bir araya geldiğimizde, "Sen bizimle olduğunda bile bizden ayrısın" diyerek bana olan sitemini dile getirmiştin. Ben de sana, "Bu hayat birbirimize doyacak kadar geniş değil. Birbirimize doyalım diye Allah'tan cennetinde bize bu sohbeti vermesini temenni ediyorum" demiştim. 

Sen şehit olmadan iki gün önce seni rüyamda gelinlikler içinde gördüm. Bu dünyada eşi benzeri olmayan bir güzellikteydin. Yanıma sessizce oturduğunda sana, "Bu gece senin düğün gecen mi" diye sordum. Sen de "Düğünüm akşam vakitlerinde değil öğlen olacak" demiştin. Çarşamba günü, öğlen vakti şehit olduğun haberi bana ulaştığında, senin rüyamda bana ne demek istediğini anlamış oldum. Allah'tan seni şehit olarak kabul etmesini niyaz ettim. Ve şehadetin, bizim haklı olduğumuzu ve düşmanımızın da batılın ta kendisi olduğu inancımızı pekiştirdi.

Son vedanda yanında olamamam, son bir kez seni görememem, alnına son bir öpücük konduramamam ve senin cenaze namazını kıldırma şerefine nail olamamam beni derinden üzdü. Beni bunları yapmaktan alıkoyan, ölümden veya karanlık hücrelerden korku değil, uğruna canını verdiğin davayı (devrimin hedeflerine ulaşması) sürdürebilmekti. 

 Zalimlere karşı başın dik (göğsünü gere gere) direnirken gaddar kurşunlar  göğsüne saplandı ve ruhun yüceldi. Ne kadar güzel bir azmin ve terbiye edilmiş bir nefsin vardı. İnanıyorum ki, sen Allah'a verdiğin söze sadakat gösterdin, Allah da sana verdiği söze... Öyle ki, şehadet şerefini bize değil de sana bahşetti.

Son olarak, sevgili kızım ve değerli öğretmenim...

Sana elveda demiyorum bilakis görüşmek üzere.. Buluşmamız, yakında peygamber ve ashabıyla birlikte Havz-ı Kevser'de olacak. Sonsuz kudret ve hükümranlık sahibi Allah'a yakın, O'nun nezdinde değerli ve şerefli bir konumda. Ayrılmamak üzere, birbirimize doyma temennilerimizin gerçekleşeceği bir buluşma..." 

Hakkını helal et; Ey Şehit Esma!!!

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.