HAVALİMANI OLAYINDA EĞRİ OTURUP DOĞRU KONUŞMAK LAZIM

Erzurum için sayısız yazı kaleme almış, TV programları yapmış bir gazeteciyim.

Benim de bu şehrin dertleriyle dertlenen meslektaşlarımın da ortak bir arzumuz var: Erzurum’a daha çok hizmet gelsin.

En güzel, en büyük projeler burada hayata geçirilsin.

İşte bu gibi büyük yatırımlara şahit oldukça seviniyor, emeği geçerleri alkışlıyor, elimizden geldiğince katkı sağlamaya çalışıyoruz. 

Aksilik, aksaklık, yanlışlık gördüğümüzde de objektif bir bakış açısıyla eleştiri görevimizi yerine getiriyoruz.

*

İşte bu duyarlılığımızın gereği olarak şu anda gündemi oluşturan Havalimanı konusunu, Sağlık eski Bakanı Recep Akdağ, İçişleri eski Bakanı Selami Altınok, İbrahim Aydemir, Zehra Taşkesenlioğlu milletvekillerimizle görüştüm.

Sorulması gereken her şeyi sordum.

Kamuoyunun konuyla ilgili hassasiyetinin bilincinde olan Sayın Milletvekilleri,  çok açık yüreklilikle, samimiyetle sorularımı cevapladılar.

O kapsamlı cevapları özetleyerek aktaracağım sizlere.

*

Önce şu tablonun altını çizelim.

Erzurum Havalimanına kurulan CAT 3 sistemi Türkiye’de sadece iki büyük havalimanında var, bizimle Üç olacak!

Türkiye’nin zafer anıtı İstanbul Havalimanında BİR,

Başkentimizin Esenboğa Havalimanında İKİ,

Veee Erzurum Havalimanında ÜÇ.

*

Kötü hava koşulları ve sis nedeniyle meydana gelen uçak iptallerini asgari düzeye indirecek en ileri teknolojiye sahip CAT3 sisteminin planlaması, ihalesi ve inşaatının başlaması aşamasında Sayın Akdağ ve diğer milletvekillerimiz yoğun çaba göstermişler.

DHMİ nezdinde yatırımı takip etmişler.

Nihayetinde, milyonlarca lira tutarındaki sistem ihale edilmiş, cihazlar kurulmuş, antenler bile dikilmiş.

Sıra gelmiş ana pistte bu sistemin gerektirdiği tadilatın yapılmasına.

Erzurum Valisi Okay Memiş ve Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Kardelen TV’de Prof. Dr. Mevlüt Özben, İHA Bölge Müdürü Ayhan Türkez’in de katıldığı programda ifade etmişlerdi, kendileri de bizzat inşaatı sıkı şekilde takip etmişler.

Vali Bey, Kardelen TV’de ifade etmişti, kendisi bizzat inşaatı sıkı şekilde takip etmiş, DHMİ’nin o dönem genel müdürlüğe vekâlet eden hemşerimizden de ciddi ilgi ve destek gördüklerini.

Sonra sürecin kesintiye uğrama dönemi başlıyor.

Elektronik sistemler kurulu, iş kalmış pistin uygun hale getirilmesine, onun da inşaatı başlamış, devam ediyor.

Bir ince detay var burada,  Erzurum Havalimanının pistlerini Hava Kuvvetlerimiz de gerektiğinde kullanıyor.

O nedenle inşaat sürerken askeri cenah da işe müdahil olmuş doğal olarak.

Sayın Recep Akdağ’ı dinledikten sonda vardığım kanaat şu:

O süreçte, Hava Kuvvetleri ile siyasi takip ve tasarrufu gerektiren durumlar ortaya çıkmış.

Sayın Akdağ hemen Kuvvet Komutanı düzeyinde devreye girip, süratle pürüzlerin ortadan kaldırılmasını sağlamış. 

Hava Kuvvetleri projeyi kabul etmiş, destek olmuş, ancak bir şart koşmuş. Pistte, askeri uçakların kullanımına uygun koşulların sağlanması için ilave önlem olarak geokompozit malzemenin uygulanmasını talep edilmiş.

Ne zaman? İşin süratle devam ettiği yaz aylarında.

Talep DHMİ tarafından kabul edilmiş. Yurt içinde üretilmeyen söz konusu malzeme, yüklenici firma tarafından İtalya’da bulunmuş ve sipariş edilmiş.

Bu durum inşaatın hızını kesmiş, zaten inşaat süresi sınırlı olan şehrimizde bu ciddi sorun oluşturmuş. +10 derecede dökülebilmekte olan bu malzeme nedeniyle iş durma noktasına gelmiş.

*

Velhasıl olan olmuş, bu alkışlık muhteşem proje, bu nedenle başlayan ve benim anladığım kadarıyla yüklenici firmanın ihmalkarlığı ve işi takipteki gevşekliği ile bu can sıkıcı hale gelmiş.

*

Sayın Akdağ’dan edindiğim bilgileri aktarmaya devam edeyim.

Kesinlikle acil pistten uçuşların yapılıyor olması tüm elektronik sistemlerin devre dışı bırakıldığı anlamına gelmiyor.

Erzurum Havalimanımızda iki pist bulunuyor, devam eden inşaat çalışmaları nedeniyle bunlardan biri kullanılamıyor.

Acil pistten yapılan uçuşlarda da uçakların aletle alçalma ve kalkışına yardımcı olan, daha düşük görüş şartlarında operasyonların sürdürülmesine imkan tanıyan sistemler mevcut.

*

Ben de eleştiriyorum bu gecikmeyi.

Objektif, bilgiye dayalı eleştirilere ilgiler de saygı duyuyor, dersler çıkarıyor yaşananlardan. 

Ama bunu yaparken bu durumlar için söylenmiş güzel bir sözü hatırlamamız lazım: Vur, fakat dinle!

*

Bu süreci dikkatle takip ederken hem sayın milletvekillerini hem vicdanımın sesini dinledim. Konunun önemine binaen vardığım kanaati kamuoyu ile paylaşmayı gazetecilik görev ve sorumluluğunun  bir gereği sayıyorum.

Bir kere DHMİ, bu harika proje için teşekkürü hak ediyor.

Başından beri projeyi sıkı şekilde takip eden milletvekilleri, Büyükşehir Başkanı, ilgisini hiç esik etmeyen Valimiz ve ilgili herkes tebriki, teşekkürü hak ediyor.

İhmali olanları da bu büyük hizmete verdikleri zarardan ötürü kınamayı ve eleştiriyi hak ediyor.

*

Pist inşaatının başlamasından aylarca sonra, inşaatın artık kışa yetişmeyeceğinin belli olduğu bir tarihte, temmuz sonunda göreve başlayan DHMİ Genel Müdürüne haksızlık etmemek lazım. 

Sosyal medya’dan takip ediyorum;  kurumu için samimi, etkili, yenilikçi gayretleri olan genç, enerjik, çalışkan bir bürokrat.

İşimizi dikkatle, ısrarla takip edelim, ama vebali olmayan kişi ve kuruluşlara da haksızlık etmeyelim.

Meyve veren ağaç misali, bu kadim şehri yıllardan beri ilk kez prestijli yatırım bakımından Türkiye’nin ilk üç ili arasına sokan DHMİ’yi çok taşladık.

Çalışan kişi ve kurumların kaderidir bu.

CAT2 Erzurum’a yeter deyip, siyasi heyetin sıkı takibi ile bu projeyi gerçekleştirmeseydi, elinde olmayan aksaklıklar nedeniyle bu kadar hücuma uğramazdı.

*

Öte yandan, Müteahhit firma temsilcisi Vali Beyin ifadesiyle defalarca işi yetiştireceklerine dair söz vermiş, malzeme ithalatına rağmen projenin gecikmeyeceğini taahhüt etmiş.

Gecikmede,  inşaat süresi iklim nedeniyle kısıtlı bir şehirde yürütülen projede yüklenici firmanın bu ihmalkar ve disiplinsiz tavrının da etkili olduğu görülüyor.

*

Netice olarak önümüze bakalım, THY’nin ek uçak seferleri koyarak daha çok yolcuyu daha ucuza taşımasına gayret edelim.

*

Son söz,

Bir konuyu eleştirirken,

Hakkaniyet ölçülerini göz önünde bulundurmak,

Kem sözden, hakarete varan ifadelerden, gerçeği yansıtmayan ifadelerden kaçınmak bir mertlik ve erdemliliğin gereğidir diye düşünüyorum.