KÜLTÜREL BELEDİYECİLİK 3
İsmail Arslan
20 Haziran 2019 Perşembe 19:24
KENT; toplumsal ve ekonomik ilişkilerde belirli bir gelişimin göstergesidir.Bu yönüyle kentlerin tarihi çoğu zaman uygarlıkların tarihi ile eş tutulur. Kent; çok katmanlı, çok boyutlu, heterojen,, çeşitli sınıfların ve farklı kültürlerin bir arada yaşadığı, tarihi ve ekolojik özgünlüğü bulunan, yoğun canlı ve dinamik bir yapıdır ve her gün kendini yeniden üreterek ve geçmişiyle bağını yeniden kurar.Dolayısıyla her şehrin kendi varlığına dayalı bir evreni ve felsefesi,bir yönü bulunmaktadır.Kent bu birbirine eklemlenen ama aynı zamanda da ayrılan yönüyle,kendi dokusunu oluşturan tüm katmanlar arasında ilişki kurar.Şehirler hem milyonlarca zıtlığı bir ilişki içerisinde bünyesinde barındırmakta hemde tüm bu çelişkilerden varlığına özgü bir bütünlük üretmektedir.Bütüncül kent yönetimi anlayışı hem kente dair tek tek tüm evrenlerin zorluklarını ve bir birbiriyle olan ilişkisini kavrar., hem olgunun özgül hassasiyetlerine hem de onu belirleyen, dönüştüren ve aynı zamanda belirleyici olduğu diğer dinamiklere olan ilişkisine göre hareket eder.Örneğin şehrin fiziksel yapısı içinde yapılan değişiklikler salt topoğrafyaya özgü değildir.Tüm bu değişiklikler kentin ve bölgenin ekonomik, toplumsal, sosyolojik, felsefi, KÜLTÜREL hassasiyetlerini hesaba katan, onun kendi dinamiklerini kavrayan dolayısıyla da merkezli bir yaklaşımla yürütülmelidir.
Şehrin parçalı yapısını bütünlüğünden koparmadan üretme ve yönetim algısını bu perspektife göre şekillendirme anlayışı ancak geleneksel kent yönetimi algısının kırılması ile mümkün olabilmiştir.Özellikle 2002 yılından sonra gerçekleştirilen reformlarla globalleşen dünyanın ürettiği yerelliği ve farklılığını olumlayan ama bu farklılıklardan bir sinerji yaratmayı başaran, bütünden çok parçanın ön plâna çıkarıldığı yeni kent yönetim söylemi hayata geçirilmeye başlanmıştır.
KENT, yönetimi, siyaset kavramları ve bunların içerdiği değerler insanlığın var olduğu dönemden beri tartışılagelmiştir.Bu tartışmanın kendisi yerel yönetimlerin işlevini tanımlamaya ve onu daha etkin kılacak Mekanizmaları harekete geçirmeye yönelik bir girişimdir. Milattan önceki dönemde dahi uygulanmış ve demokratik düşüncenin gelişimine büyük katgı sağladıkları kabul edilen Kent Devletleri uygulamaları değişen ihtiyaçlar; ortak deneyimler, bunların oluşturduğu yeni toplumsal bellek ve toplumsal refleks Mekanizmaları doğrultusunda değişim göstererek tarihsel süreç bu günün yerel yönetimi uygulamalarına doğru akmıştır.Kentin tarihi bir anlamda uygarlıkların da tarihidir.Uygarlığın doğduğu ve beslendiği her türlü, bunun sonucu olarak insanlığın uğraşmak zorunda olduğu sorunların ortaya çıktığı ve bu sorunlarla başa çıkmak üzere her türlü gelişmenin, yeniliğin kaynaklandığı yerler niteliğini taşımaktadır.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Erzurum Olay
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.