MİLLETVEKİLİ
Vahdet Nafiz Aksu
Milletvekilini, bu güzel, sevimli; muhatabında haklı bir itibar ve saygı uyandıran sıfatın dışında sizce hangi kelime en iyi şekilde tanımlar?
Buna verilecek çeşitli cevaplar olabilir.
Ben ‘Kolaylaştıran adam’ diyorum.
***
Evet, milletvekili kolaylaştırıcıdır.
Halk içinde muteber, efsaneleşmiş siyaset adamlarını şöyle bir hatırınıza getirin.
Bunların ortak özellikleri ‘kolay ulaşılabilir ve kolaylaştırıcı’ olmalarıdır.
Odaları, eski köy odaları gibi seçmene açık olanlar…
Yüzleri pekmez, turşu satmayanlar…
Hava atmayanlar…
Taleplerin, isteklerin üstüne yatmayanlar…
Samimiyetle mükrim olanlar…
Ellerine, bellerine, dillerine hâkim olanlar…
Sabırlı, sebatlı, sakin olanlar…
Halkın gönlünde taht kurmayı başarmışlardır.
Vakit saat gelip, mazbatalarının günü dolduğunda…
Bile… Böyleleri ‘sürekli itibar nişanı’ ile milletçe ödüllendirilmişlerdir.
Nice bahtlı eskimeyen siyasetçi vardır ki dönemleri bitmiştir, önemleri bitmemiştir ve hiç bitmeyecektir.
Zira millet vefalıdır, vefadar olana…
Gönül kapısı ebediyen açıktır kafadar olana…
***
Şöyle bir düşünelim.
Başımız dara düştüğünde can havliyle ilk kimin kapısına koşarız?
Kimin telefonunu; kardeş, ağabey, amca rahatlığı ile çevirir,
Kimin e-postasına arzuhalimizi gönül rahatlığı ile göndeririz?
Eşimizin, dostumuzun, akrabamızın her hangi bir işi bürokrasinin hantal çarkına takıldığında kimin tavassutuna ihtiyaç duyarız.
Kolaylaştıran adamların…
Başı dara düşene, işi zora düşene Hızır aleyhisselam gibi yetişenlerin…
Yani gerçek milletvekillerinin…
***
Bir de zorlaştıranlar vardır ki…
Allah ellerine, dillerine, kapılarına düşürmesin…
“Ben böyle küçük işlere bakacak adam mıyım?” afra tafrasıyla yüzlerini ekşitirler, el sürmezler taleplere… Eskiden sigara kutularına yazarlarmış notları, şimdi yırtar atarlar çöplere…
Hem, bir telefonla insanların hayatlarını kolaylaştıracak dirayeti göstermezler, hem de büyük işlerin de üstesinden gelemezler…
Müeyyidesi ağırdır bu ihmalkârlığın; halktan muvakkat ve zorunlu bir saygı görebilirler amma, deruni hürmet ve sevgi göremezler.
***
Kolaylaştıran adamlar…
İyi ki varsınız…
Size halkın çok ihtiyacı var.
“Kolaylaştırın, zorlaştırmayın. Müjdeleyin, nefret ettirmeyin” ilahi düsturu sadece dini tebliğ yöntemi değil; Müslüman’ın genel hayat kılavuzudur.
Ne mutlu bu kılavuzla hizmet yoluna çıkan hizmet erbabına… Varacakları yer belli, dünyada başarı, ahrette cennet!
***
Omuzlarında ağır mesuliyetler taşıyan değerli siyasetçilerin;
Büyük projeleri omuzlamak…
Önemli yatırımlara imza atmak…
Şehir kalkınmasına önderlik etmek…
Yerel yönetimlere ağabeylik görevini yerine getirmek gibi ‘büyük işleri de’ var.
Ama büyük adımlarla büyük hedeflere yönelmişken…
‘Bir küçük hamle ile ahalinin hayatını kolaylaştıracak’ işleri de ihmal etmemek lazım.
Küçük küçük büyük adımlardır insanı farklı ve özel kılan.
***
Geçenlerde Erzurumlu dostlar, bir Milletvekilimizin kendilerince hayati önem taşıyan bir işleri için nasıl canla başla uğraştığını minnetle anlatıyorlardı. Gece geç saatte aramış ulaşmışlar, dertleriyle dertlenmiş, işlerini işi bilmiş. Lazım geleni yapmış, anlayacağınız.
işin neticesini sormadım, merak da etmedim.
Bu içten alaka çok hoşuma gitti.
“Methedilecek işler görenlerin iyiliklerini anlatmada cimri davranılmamalı, büyüklerimiz boşuna marifet iltifata tabidir buyurmamışlar. Sizlerin, kimsenin gıybetini etmeden bir dostunuzu methüsena etmeniz gönlüme çok hoş geldi ” dedim dostlarıma ve latife olsun diye ezberimde kalmış bir şiirden bölümler okudum, gülüştük:
Kimsesiz kaldıysan, verilmez payın,
Bilinmez gününde çıkmaz bir ayın.
Ardında dağ gibi durursa dayın
Atlatan, ipe un seren olur mu? ...
...
Tavsiye mektubu hiç yazılmasa,
Âlemde murada eren olur mu? .
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Erzurum Olay
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.