24 Kasım 2024
  • Erzurum9°C
  • İstanbul8°C
  • Ankara2°C

NASIL BİR REKTÖR?

Vahdet Nafiz Aksu

15 Mayıs 2016 Pazar 12:15

Geçen haftaki yazımda, on yıl önce kaleme aldığım “Nasıl bir üniversite” başlıklı yazımı tekrar sizinle paylaşmıştım.
Bu haftaki yazımızda “Nasıl bir rektör” sorusunun cevabını birlikte arayalım.
1. Göreve talip olan rektör adayları, öncelikle iyi bir kadro oluşturmalılar. Kiminle çalışacaklarını şimdiden belirleyip onlara kısa ve uzun vadeli planlar hazırlatmalılar. Rektör adayları, ilk iki yılda Üniversitenin ihtiyaç duyduğu reformları seçimden önce ilan etmeli, bunun finans kaynaklarını açıklamalı, genel bütçeden ödenek aktarımı konusundaki planlarını, düşüncelerini, bu alanda sergileyecekleri becerileri kamuoyuyla paylaşmalıdırlar. ( Bu hususlar, seçilecek kişinin iktidarla iyi ilişkiler içinde olmasını zaruri kılar) 
2. Rektör adaylarından beklenen hamaset ve siyaset değil; bilimsel riyaset ve kifayettir. Atatürk Üniversitesinin rektörü, önderlik kabiliyetini haiz, uzak görüşlü, bilimsel ve ahlaki donanım bakımından yüksek bir şahsiyet olmalı…

3. Atatürk Üniversitesinin demokratik ve katılımcı bir üniversite olabilmesi için, adayların fikirleri nelerdir, bilmek isteriz. Orta ve uzun vadede demokratik kurumsallaşmayı sağlayacak ne gibi tedbirler düşünülüyor? 
4. Akademik eleman alımı ve yükselmelerde, kamu çıkarı, bilimsel kabiliyet ve liyakat ilkelerinden tavize izin verilmemesi için adaylarımızın düşüncesi nedir? Kişisel çıkarları, kurumsal çıkarların önüne geçirmeyecek bir yapılanma niyet ve iradelerini şimdiden ilan etmeleri gerekmez mi? 
5. Elbette yeni yönetimin planladığı hizmetleri ifa için siyasi otoriteyle sürekli iletişim ve iyi ilişkiler içinde olması esastır. Akademik özgürlük ve bilimsel vakardan taviz vermeden siyaset –üniversite ilişkisini sürekli canlı tutan, geliştiren ve yürüten adaylar üniversite için yararlı olacaktır.
6. Üniversiteye yeterli kadro ve kaynak tahsisi, genel bütçeden yeterli ödenek aktarımı, bilimsel araştırma ve arge çalışmaları için imkân temini yeni yönetimin başarısını doğrudan etkileyecek hususlardır. Yeni rektörün bunları temin edecek kapasitede olmasını bekleriz. Üniversite yönetimi aynı zamanda finans yönetiminde başarıyı gerekli kılıyor, çünkü yönetim birçok bakanlık kadar bütçeyi yönetmek zorunda. Bu nedenle adayların şimdiden finans yönetiminde uzman insan kaynaklarının temini konusunda planlama yapmalı. 
7. Başarılı akademik kadronun, üniversiteyi “yan gelip yatma mekânı” olarak gören “ünvanlı tembellerden” mutlaka ayırt edilmesi gerekir. Başarılı akademik kadroyu ciddi şekilde ödüllendiren, her türlü imkânı objektif şekilde bunlara sağlayan, yurt dışı gibi görevlendirmeler için sağlam ve objektif kriterler geliştiren bir rektör beklentisi var, akademisyenlerin.
8. Özel yetenekle öğrenci alan bölümüler için yapılan sınavların daha şeffaf ve adil yapılması konusunda şimdiden taahhütte bulunan ve bu konuda ölçütlerini ilan eden rektör adayı bizim için muteber aday olacaktır. 
9. Merkez ve ilçelerdeki Meslek yüksekokulları ile yüksekokulların etkinliği, bilimsel yeterliliği gözden geçirilmeli ve eksiklikler süratle giderilmelidir. Buralara atanan akademik personelin nitelikli ve yeterli kişilerden olması çok önemlidir. Yeni Rektörün bu konudaki düşüncelerini bilmek isteriz.
10. Çağdaş üniversite, Akademik kadrolarının özlük haklarını geliştirme çabasında olan, onların fiziki çalışma şartlarını sürekli geliştiren üniversitedir. Yeni yönetim, etkili olduğu her ortamda üniversite çalışanlarının özlük haklarının ve ücretlerinin iyileştirmesini savunmalıdır. Boğaza nazır anfilerde ders verip, lebi derya lojmanlarda oturan, karın soğuğun çilesini çekmeyen bir hocayla, bizim hocalarımızın aynı ücreti alması gerçek bir eşitsizlik örneğidir. Ders ücretleri ve maaşlarda Doğu Üniversitelerine pozitif ayrımcılık uygulamalarının daha da geliştirilmesi hususu sürekli gündemde tutulmalıdır. REKTÖR, Kendi yetkileri dâhilinde akademik personelin araştırma imkânlarını geliştirici projeler üzerinde çalışmalıdır.
11. Tıp Fakültesi Hastanesi'nin tıbbi yeterlilik, hasta hizmetleri ve otelcilik hizmetleri bakımından daha da geliştirilmeli, özellikle bölge şartlarına uygun “ihtisaslaşma” cihetine gidilmelidir. Bölgesel Kalp Damar Cerrahisi, Onkoloji gibi bölümlerde hastane iddialı hale getirilmeli ve uluslalararası. Sağlık turizmi imkânlarının geliştirilmesi yeni Rektörün öncelikleri arasında bulunmalı. 
12. Yeni Rektör, uluslararası ilişkilerde daha titiz davranmalı, üniversiteyi küresel bir bilim merkezi yapma çabası içinde olmalı, öncelikle Türk Cumhuriyetleri ve bölge ülkeleriyle sempozyum, konferans, panel gibi etkinlikleri sürekli hale getirmelidir.
13. Öğretim elemanlarının ulusal ve uluslararası konferans, sempozyum, sergi, festival, ve benzeri etkinliklere katılması idari ve maddi olarak da desteklenmesi yeni yönetimin hedefi olmalıdır.

 

14. Rektör adaylarımız, bilimsel eylem planlarının yanı sıra üniversitemizde fikri ve sanatsal araştırmaların artırılmasına önem vermelidir. "Güzel Sanatlar Bölümünün" imkânları geliştirilip, uluslararası boyutta etkinliklere fırsat tanınmalıdır.
15. Atatürk Üniversitesinin nihai amacı KÜRESEL ÜNİVERSİTE olmaktır. Bununla ilgili ayrıntıları “YÜKSEKÖĞRETİMDE STRATJİK HEDEFLER” raporumuzda bulabilirsiniz… Üniversitemizin tarihi rolünü ve bugünkü misyonunu çok iyi ifa eden Prof.Dr. Sıtkı ARAS hocamızın bir cümlesini buraya alıyor ve altını önemle çiziyorum : “Üniversitemiz yüklenmiş olduğu misyon yönünden Türkiye de sadece İstanbul Üniversitesi ile mukayese edilmelidir (Tabi bugünkü hal ile değil). Çünkü tarihte birincinin selefleri Doğuya, ikincinin ki ise Batıya pencere olmuşlardır. Her ne kadar Hint'ten Çin'den gelen ve Hint'e Çin'e giden kervanlar kafilesinin payları olmuşsa da, Erzurum, asırlar boyunca dünyanın 5 önemli şehri içerisinde arz-ı endam edebilmesini çok büyük ölçülerde çifte Minarelerin, Yakutiyelerin, Orta Doğu ile, Orta Asya ile, Kafkasya ile kültür alışverişi yapmış olmasına borçludur.”

 

Rektör, eğer geleceğe yönelik projeler üretmekte yetersiz kalır, bilimsel perspektif ve stratejilerden yoksun bir yönetim üslubunu benimseyerek sadece “bürokratik bir idari makam olma rolünü yeterli görürse”, Üniversite Genel Sekreterinden ne farkı kalır? Adaylarımızın, ya da adaylığa niyeti olupta henüz açıklamayanların şimdiden kolları sıvadığından eminim. Elbette onlar bilim insanları olarak daha iyisini düşünecek, daha güzelini uygulayacak kudrettedirler. Onlar da çok iyi biliyorlar ki, Rektörlük makamı hazırlıksız gelinecek, kervanın yolda düzüleceği bir koltuk değil.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.