25 Kasım 2024
  • Erzurum-7°C
  • İstanbul7°C
  • Ankara0°C

NEFRET DİLİ TOPLUMDA PARANOYAYA DÖNÜŞÜYOR..

Nefret dili toplumda paranoyaya dönüşüyor..

15 Mart 2014 Cumartesi 15:58

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın camiaya yönelik nefret söylemlerinin toplumda gerilime neden olduğunu belirten Doğu Anadolu ve Karadeniz Bölgesi'ndeki 14 ilde faaliyet gösteren 17 stk tarafından kınandı.

         17 Aralık rüşvet ve büyük yolsuzluk opierasyonu sonrasında ülkede yaşanan gerilimin toplumu olumsuz etkilediği belirtildi. Uluslararası Doğu Sağlık Federasyonu (UDOSAF)' na bağlı 17 stk temsilcisi  Erzurum Palandöken dağında bir araya gelerek yaşanan sürecin ve nefret söylemlerinin ülkenin enerjisini yanlış alanlara harcandığını telafisi zor yaraların açılmak üzere olduğunu deklare ettiler.

    Erzurum, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Ardahan, Kars, Iğdır, Ağrı, Van, Erzincan, Bayburt, Gümüşhane'den toplam 17 STK adına UDOSAF Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Hamit Acemoğlu,'Nefret Dili ve Toplum Üzerinde Paranoyaya Dönüşmesi' 19 maddelik sonuç bildirgesini kamuoyuna düzenlediği basın toplantısı ise açıkladı. Açıklamada toplumu kutuplaştırıcı, ötekileştirici dil ve üsluptan üsluptan uzak durulması, manevi kanaat önderlerine hitapta üsluba dikkat edilmesi, demokratik hukuk devleti kurallarına ve uluslar arası hukuk normlarına sadık kalınmasını dikkat çekildi.
   
       UDOSAF Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Acemoğlu'nun açıkladığı 19 deklarasyon metni şöyle;

- Provokatif, kutuplaştırıcı, ırkçı, mezhepsel dil kullanımından sakınılmalıdır.
- Sorumluluk sahibi herkes karalama, ötekileştirme ve yanlış bilgi ile algı yönetimi yapmaktan kaçınmalıdır.
- Kışkırtıcı ve hedef gösterici dil kullanımı, insanları düşmanlaştırma istenilmeyen gösteri ve saldırılara yol açabileceğinden bu yaklaşımdan sakınılmalıdır.
- Günah işleme özgürlüğü gibi toplumumuzun temel milli ve manevi değerleri ile asla bağdaşmayacak söylemlerde bulunulmamalıdır.
- Kardeşi kardeşe düşürecek, bölücü haşhaşin, paralel yapı, örgüt- çete, hain sülük, taşeronlar, piyonlar, ajan, casus,  virüs gibi ifadelerden kaçınılmalıdır.
- Demokratik hukuk devleti kurallarına ve uluslararası hukuk normlarına sadık kalınmalıdır
- Alim müsveddesi, yalancı peygamber gibi bölgemizin manevi şahsiyetini zedeleyici, tahkir, tezyif ve tahrik içeren ifadeler kabul edilemezdir ve kullanılmamalıdır.
- Kara propaganda ve fişleme gibi sebeplerle suçta ve cezada şahsilik ilkesi dahi ihlal edilerek memurların görev yerleri değiştirilmemelidir.
- Milli iradeye saygı duyulmalı, referandumla elde edilen demokratik kazanımlar korunmalıdır.
- Özellikle iç ve dış güvenliğimizi ilgilendiren kanunlarımızda uluslararası kurallar gözetilmelidir.
- Kişisel haklar en üst düzeyde korunmalı ve iletişim, finansal bilgiler, sağlık bilgileri gibi verilerin izinsiz incelenmemesine azami önem gösterilmelidir.
- Eğitim gönüllülerinin çalışmalarına engel çıkartılmamalı, özellikle dershaneler, etüt merkezleri ve okuma salonları gibi halka mal olmuş kurumlara zarar verilmemelidir.
- Bölgemizde sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarının zorlaştırılması neticesinde terör örgütlerinin işlerini kolaylaştıracak ortamlar oluşturulmamalıdır.
- Veli ziyaretine giden öğretmenlerin darp edilmesi gibi vahim sonuçlara yol açtığı görülen şiddet ve ayırımcılık söylemlerinden uzak durulmalıdır
- Örgüt, paralel yapı, kumpas, komplo ve haşhaşi gibi karalayıcı bir dil yerine toplumsal huzurun,  barışın ve adaletin sağlanması için 'sevgi dili' kullanılmalıdır.
- Milli eğitimin okulları kadar vatandaşın özel okulları, devlet bankaları kadar özel banlar, TOKİ kadar diğer inşaat müesseseleri, devletin hastaneleri kadar özel hastanelere de sahip çıkılmalı, ayırımcılık yapılmamalıdır.
- Toplum olarak birbirimize muhtaç olduğumuz unutulmamalı ve “biz yoksak siz de yoksunuz” gibi tehditkâr söylemlerden uzak durulmalıdır
- Basın, üzerine düşen vazifeyi yapmalı ve özellikle yalan haber üretmekten kaçınmalıdır.
- Üslubumuz namusumuzdur. Üslubun korunmasına özen gösterilmelidir.

       UDOSAF Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Hamit Acemoğlu, federasyon olarak yurt içinde ve yurt dışında on binlerce kişiye ilaç desteğinde bulunduklarını ve sağlık hizmeti sunduklarını da sözlerine ekleyerek,"Uluslararası Doğu Sağlık Federasyonu olarak daha çok yurt dışında olmak üzere örneğin  Haiti, Filipinler, Somali, Etiyopya, Nijerya, Nijer, gibi ihtiyaç sahibi ülkelerde on binlerce kişiye ameliyatlar, ilaç desteği gibi sağlık hizmetleri sunduk. Katarakt, fıtık, fistül gibi ameliyatlar bu açıdan özel önem taşımaktadır. Yurt içi ve dışında on binlerce kişiye gıda desteği sağladık.Türkiye sınırındaki Suriyeli mülteci kardeşlerimizin kamplarına yiyecek ve giyecek yardımları yaptık. İhtiyaç sahibi yurt dışındaki ülkelerin başhekimleri, doktorları ve hemşireleri gibi sağlık çalışanlarına Türkiye’de eğitim verdik." diye konuştu.


Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.