ÖNCE ŞEHRE ŞEHİRDE YAŞAYANLAR SAHİPLİK EDECEK…

Geçen hafta Vali Bey’in basın toplantısı vardı.

Toplantıda özellikle hava kirliliği ve kış turizmi daha çok konuşuldu.

Her iki konuda da valiliğin yapabileceği ne varsa onların yapıldığını gördük.

Vali Bey içten ve samimi olarak sorulan her soruya cevap verdi.

Yapılanları asla yeterli görmüyor.

Ama imkan ve yetki bir yere kadar elbette…

*

Hava kirliliğinin önlenmesi konusunda birçok güzel adımlar atılmaya başlanmış mesela.

En önemli konulardan birisi ciddi bir denetim mekanizması çalışmaya başlamış.

Kaçak ve kalitesiz kömürün önü kesilecek,

Kömür satanlar,

Kirlilik meydana getiren binalar günün her anı izlenecek.

Vali Yardımcısı Başkanlığında oluşturulan ekip, her türlü şikayeti anında dikkate alacak.

Bu konuda internet ortamı ve sosyal içerikli siteler, internet medyası takip edilecek.

Tabi ki bu tür denetimlerin faydası var.

Ama kesin çözüm doğalgazın şehirde yaygın hale getirilmesi…

*

Gazeteciler konuyla ilgili birçok soru sordular Vali Bey’e.

Benim sorum da şöyleydi:

‘ Yıllar önce Erzurum kışın kalorisi yüksek kok kömürü kullanıyordu.  Bu kömür için o dönemin hükümetleri sübvanse uyguluyorlardı. En azından şimdi de kışı soğuğuyla, karı ve buzuyla yaşayan Doğuda birkaç il için doğalgazda bir sübvanse uygulanamaz mı? En azından Aralık-Ocak ve Şubat aylarını kapsayan bir sübvanse. Bu hem vatandaşın kışın daha iyi ısınmasını sağlar, hem de teşvik edilmiş olur’

Vali Bey bu konuyu kendilerinin de düşündüğünü, artı fakir fukaraya dağıtılan kömürün yerine, fakir fukaraya doğalgaz sobaları verilerek ve kömür yerine de doğalgaz için bir ücret verilmesinin daha doğru bir iş olacağını, bunu için konuyu ilgili bakanlığa götüreceklerini söyledi.

*

Valiliğin gücü işte buraya kadar.

Bundan sora Valiliğin bu görüşüne,

Düşüncesine ciddi destek vermek gerekecek.

Kim destekleyecek?

Sivil kuruluşlar hemen devreye girecek,

Şehrin siyasi erkleri işe el atacak,

Biz gazetecilerde bu işin üzerinde ciddi bir şekilde duracağız.

Ya vatandaş,

Onlarda bir baskı oluşturacak.

Yetkililerin kapısını çalacak,

Onlara ulaşan siyasetçilere ‘Bu işi yapın’ diyecek.

*

Yoksa ‘Sen ağa, ben ağa’ misali işlerle bu konular çözüme ulaşmıyor maalesef.

Valilik şehrin sorunlarına elinden geldiğince çare olmaya çalışıyor.

Kendi yetkisi ve bütçesi çerçevesinde adımlar atıyor.

Ama yeterli değil elbette.

*

Kış turizmi içinde aynı görüşler geçerli.

Erzurumlu şuna alışmış;

‘Yapsınlar, etsinler, turisti ta benim dükkanıma kadar getirsinler’

Yok böyle bir anlayış.

Kim turizmden para kazanmayı amaçlıyorsa,

Bu işin, hani derler ya kaymağını kimler yiyecekse işte onlarda taşın altına ellerini koyacaklar.

Sadece devlet eli yeterli değil.

Şimdi Palandöken de ve Konaklı da özelleştirme çalışmaları devam ediyor.

Henüz tam faaliyete geçmedi.

Şu anda Valilik bu çalışmayı yürütüyor.

Yarın özelleştirme işi devralınca işte o zaman her kesimin bu işte duyarlı olması gerekecek.

*

Dağla şehir irtibatı sağlanmalı.

Bir kopukluk yaşanmamalı.

Bunu içinde şehrin ticaretini elinde bulunanlar bu işin peşini bırakmamalı.

Palandöken ve Konaklı’da ki pistler başka hiçbir şehirde yok.

Kayak için en mükemmel pistler Erzurum’da.

Yapılan tesislerle şu an Erzurum’u kış turizminde hiçbir şehir sollayamaz.

Erzurum’da eksik olan ,

İnsanların bir araya gelip, bir işe tam anlamıyla sahiplik edememesi.

Tüccarıyla, siyasetçisiyle, bürokratıyla taşın altına ellerin sokulmaması.

Herkes birbirinden bir şeyler bekliyor.

Yolu kesen bir taş var ortada,

Herkes bu taşı görüyor ama kimse gelin bu taşı kaldıralım da demiyor.

Baneneciliğin  her safhası var Erzurum’da.

Bence önce Erzurum bu anlayışı ortadan kaldıracak.

Kendi şehrine kendisi sahiplik edecek.

Şehrin çıkarları için tek yumruk olacak,

Yetkililerin yakasına işte yek yumruk olarak sarılacak.

*

Yoksa bu şehre en kral valiyi de tayin etseniz,

En kral bürokratı da getirseniz,

Şehrin gidişatını istenilen düzeyde kontrol edemezsiniz.

Ne olacak peki?

Şehre o şehirde yaşayan insanlar sahip çıkacak.

Başka da çaresi yok …