ÖZELLEŞTİRME KIŞ TURİZİMİNİN ÖNÜNÜ ACAR MI?

Şehrin ekonomik geleceğinde kış turizminin belirleyici bir rolü olacağına inandığımı;  ancak kış turizmini şehrin tek ekonomik kurtuluşu olarak görmenin, ona mucizevî roller yüklemenin çok gerçekçi olmayacağını birçok kez ifade ettim.
Eğer, kış turizmini bütüncül bir kış ekonomisinin önemli bir enstrümanı olarak görürsek…
Bu anlayış çerçevesinde gerekli çalışmaları eksiksiz yaparsak; “karı, kâra çevirebiliriz.”
Yok, eğer, dağın eski bakış açısıyla ihya edebileceği düşüncesindeysek…
Küresel bir turizm faaliyetini yerel bürokratik anlayışla yürütebileceğimizi sanıyorsak, yanılırız.

***
Hürriyet Gazetesinde ”Palandöken'deki kayak merkezi satılıyor” haberini okuyunca konu hafızamda tazelendi.
Hürriyet, konuyu ‘Aslı’nın kaza sonucu ölümü’ üzerine kurgulamış.
Habere göre; Milli Sporcu Aslı Nemutlu'nun, iki yıl önce Palandöken'de geçirdiği feci kazanın ardından hayatını kaybetmesi sonrası hükümet Palandöken'i satma kararı almış.
Bu üzücü olayın, dikkatleri Palandöken üzerine çektiği doğru...
Ancak sanıyorum bu önemli icraatı sadece bu olayla izah etmek gerçekçi değil.
Dağın özelleştirilmesi, daha doğrusu işletme hakkının özel kuruluşlara devri konusu öncelikle bir ekonomik gereklilik.
Dağdaki keyfiliği, profesyonellikten uzak işletme anlayışını sona erdirecek en akılcı çözüm.
Küresel ölçekte turizm iddianız olacak, bunu bir kamu kuruluşunun yerel teşkilatı marifetiyle gerçekleştirmeye çalışacaksınız. Dünyanın benimsediği ekonomik anlayışla çelişmek; yeni paradigmaları hiçe saymaktır, bu…
Kamu eliyle başarılı turizm faaliyeti yürütüldüğüne ilişkin bir örnek yok ülkemizde ve dünyada…
Palandöken kış turizmini söz gelimi Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ya da başka bir resmi kuruluş eliyle yürüterek başarılı sonuçlar alırsak eğer…
Bu tam anlamıyla ‘bir Erzurum mucizesi’ olur…
Bir ilk olur…
Böyle bir beklenti sizce ne kadar gerçekçi?

***
Daha önce de açıkladık.
'Dağ Özelleşir, Turizm güzelleşir'
Özelleşme, işletme hakkının devri şeklinde olacağına göre…
Mülkiyeti yine şehirde kalır.
Yani dağ satılmaz, altına teker takılıp bir yerlere taşınmaz.
Burada dikkat edilmesi gereken husus…
İhalenin açık, şeffaf şekilde yapılması…
Erzurum kamuoyunun haklı beklentisi de budur.
Kamu özel sektör işbirliği sayesinde şehre yatırım aktarmanın, kaynak akıtmanın yolu bu şekilde açılabilir.
Dağdaki ticari ve sportif faaliyetlerde ekonominin evrensel kuralları işler.
Ekonominin evrensel kurallarının cari olduğu ortamlarda ‘Kayırma, sıyırma, alem gullem, gullepleme’
uyanıklıkları asgari seviyeye iner.
Yeter ki her işimizi DADAŞÇA yapalım.
Açık olalım, mert olalım, dürüst olalım.

***
Palandöken’deki tüm faaliyetlerde…
Çevre tanziminde…
İmar hareketlerinde…
Yatırımcılara yeterli altyapı desteğinin sağlanmasında…
Büyükşehir Belediye’sine büyük görev ve sorumluluk düşüyor.
Sayın Başkan Mehmet Sekmen, yaptığı açıklamalarla bu konudaki duyarlılığına işaret etti.
Onun yönetimsel başarısı ve siyasi sahabetliği ‘Dağın bağa çevrilmesi’ için önemli.
Belediyenin doğrudan işletmeciliğe talip olmasındansa; böyle bir keyfiyetin de üzerinde kalarak dağa daha geniş anlamda sahip çıkmasının yararına inananlardanız.

***
Siyasi kararlılık olmadan, büyük bürokratik kuruluşların kolay kolay harekete geçmeyeceği bir gerçek.
Özelleştirme İdaresinin Palandöken’i bu kadar içtenlikle sahiplenmesi…
Çok süratli çalışmalara imza atması…
Dağın önünü küresel ölçekte açacak, orada ‘Keyfilik ve talana’ meydan vermeyecek hukuki altyapıyı muntazaman hazırlaması…
Özelleştirmeyi yürütecek teşkilatlanmayı hızla tamamlaması…
Önemlidir.
Şehir için değerlidir.
Bu sonucun alınmasında tüm Milletvekillerinin yoğun çabası etkili oldu.
Özellikle, Özelleştirme İdaresi Başkan Yardımcılığından siyasete adım ataN Cengiz Yavilioğlu’nun, Özelleştirme İdaresi nezdindeki çabalarını yerel medyadaki açıklamalarından takip ediyorum.
Kendisine, diğer tüm milletvekillerine; dağa sahip çıkma niyet ve kararlılığını açıklamalarıyla ortaya koyan Büyükşehir Belediye Başkanına ve diğer emeği geçenlere teşekkürler…