03 Ocak 2025
  • Erzurum-23°C
  • İstanbul10°C
  • Ankara-3°C

PİS KOKULAR GELİYOR.

Selman Soğukpınar

Onlarca defa yazılı basında yazdık, görsel basında söyledik.

Türkiye’nin ve Erzurum’un en büyük problemi işsizliktir.

Bunu artık sağır sultan bile biliyor.

Özellikle şehrimizde bu sorunu gidermek adına yıllardır bakıyoruz.

Ne bir fabrika bacasından duman tütüyor.

Nede birileri gelip bu şehirde yatırım yapıyor.

Çıkan teşvikler, verilen hibeler ne olursa olsun. Kimse bu Şehre yaklaşmıyor.

Bu sorunu çözmek için siyasiler ne kadar çaba gösterirse göstersin bir türlü sonuç alınamadı.

Bir tek Sayın Sağlık Bakanımız Prof. Dr. Recep AKDAĞ’ın çabaları meyvesini verdi.

Hangi ağaç meyve verdi?

Diye soracak olursanız.

Cevabım bu şehirde kurulan çağrı merkezleridir.

Evet, Erzurum’da işsizlik sorununu bir nebzede olsa çağrı merkezleri azalttı.

Bu gün itibariyle baktığınız zaman yaklaşık 3000 kişi bu tekneden ekmek yiyor.

Bu konuda Sayın Bakana ne kadar dua etsek azdır.

Ancak gelin görün ki bu ekmek teknesinden ekmek yiyip duyumlarıma göre ihanet edenler varmış.

Ekmek yediğin tekneye ihanet etmek namertliktir.

Bir insan çalıştığı işyerine, işverenine ve bu işte çalışmasına sebep olanlara ihanet etmemelidir.

Bu edepsizlik ve ahlaksızlıktır.

Kim olursa olsun.

İhanet affedilemez.

Özellikle son zamanlarda şahsıma gelen ismini kurum zarar görmesin diye sizlerle paylaşmadığım.

Çağrı merkezi ile ilgili iddialar çokta hoş değil.

İddialara göre birileri burada suyu bulandırmaya başlamışlar.

Bu çağrı merkezinde çalışan ekmeğinin, çalıştığı yerin ve işinin kıymetini bilen vatana ve millete hizmet etmeye gayret eden kısacası şükrünü bilen bazı kardeşlerimiz tarafından şahsıma anlatılan iddialar bu kadar da olmaz dedirten cinsten.

Mesele şu ki; Çağrı merkezinde ki bazı çalışanlar burada vuku bulan bazı olumsuz hal ve hareketleri fotoğraflayarak birilerine servis ediyorlarmış.

Bu iddiaları duyunca şaşırdım.

Açık söylemek gerekirse bu namertliktir.

Her ne olursa olsun.

Bir işyerinde ne tür hareket olursa olsun kol kırılsa da yen içinde kalmalıdır.

Sorun olduğu yerde halledilmelidir.

Ama birileri burada yaşanan hareketleri bir yerlere servis ederek adeta Sağlık Bakanımızı zor durumda bırakmaya, binlerce insanın ekmek yediği bu tekneyi kamuoyu nezdinde kötü duruma getirmeye çalışıyorlarmış.

Bu meseleyi burada çalışan bazı kardeşlerimiz bana anlatınca derhal Sayın Bakanımızın danışmanını aradım.

Ama maalesef geçmiş yazılarımda da yazmıştım.

Aradığımız danışmana ulaşılamıyor, ulaşılsa da cevap vermiyor yâda geri dönme ihtiyacı duymuyorlar.

Diğer taraftan bu meseleyi ilgili çağrı merkezinin üst düzey yöneticilerine ulaşarak onlara aktarmak istedim.

Oturup konuşalım.

Bu iddiaları kendilerine aktarayım dedim.

Maalesef girişimlerime karşılık alamadım.

Sonunda bende bu meseleyi kamuoyuyla paylaşma ihtiyacı duydum.

Umulur ki bu yazı Sayın Bakanımızın kulağına gider.

Evet, Sayın Bakanım bu çağrı merkezinden pis kokular geliyor.

Sizin o kadar çabalarınızla bu şehirde kurulmasına vesile olduğunuz bu ekmek teknesinden ekmek yiyen bazı soysuzlar sizin bu hizmetinizi gammazlamaya çalışıyorlarmış.

Bu konuda kimse yanlış anlamazsın.

Ben Sayın Bakanın yâda Ak Partinin Avukatı değilim.

Bu güne kadar ne Sayın Bakandan, nede Ak Partiden kendi menfaatlerim için hiçbir talebim olmadı.

Avukatlık diplomam yok ama Memleketin ve Milletin hayrına yapılan her doğru işin Avukatlığını yaparım.

Çünkü ben bu Memleketin hayrına kim bir çivi çakmışsa onu her zaman alkışlamışımdır.

Hepimiz biliyoruz ki hayırlı işler yapanlar hayırla yâd edilirler.

Bu meselede sadece bana gelen duyumları dile getirdim.

Bir an evvel kim bu namertliği yapıyorsa bulunması ve gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir.

Pirincin tanelerinin ayıklanması elzemdir.

Ben şahsen üzerime düşeni yapıp gerekli insanları arayarak vicdanen rahatladım.

Birilerinin de Sayın Bakana ve yaptıklarına azıcık saygısı varsa bu ihaneti ve namertliği önlemek adına üzerlerine düşeni yaparlar.

Ben şimdiden söylemiş olayım.

Tedbiri almayanlar yâda bizi duymayanlar bilsin ki burada bir olay ortaya çıkarsa haberimiz yoktu diyemezler.

Derler ise o zaman bir gazeteci ağabeyimin dediği gibi ben o zaman torbanın dibini dökerim.

Herkes bunu iyi bilsin.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.