27 Kasım 2024
  • Erzurum-7°C
  • İstanbul7°C
  • Ankara-3°C

RAMAZANIN DEĞERLERİ İLE OYNAMAYIN

Selman Soğukpınar

Zaman su misali akıp giderken İslam âlemi bir Ramazan ayını daha ağırlamaya hazırlanmaktadır.

Yüce Rabbimiz Bakara suresinin185. Ayetin mealinde buyurmuştur ki; ''Ramazan ayı ki, insanlar için hidayete erdirici (hidayete erme, Allah'a ulaşma vesilesi) ve beyyineler (açık deliller ve ispat vasıtaları) ve Furkan (hakkı bâtıldan ayırıcı) olarak Kur'ân, Hüda tarafından onda (o ayın içinde) indirildi.

Artık içinizden kim bu aya (yetişir de ramazan ayını görüp) şahit olursa o zaman onu, oruç tutarak geçirsin. Ve kim, hasta veya yolculukta olursa, o takdirde (tutamadığı günlerin sayısı) diğer günlerde (oruç tutarak) tamamlanır.

Allah sizin için kolaylık diler, zorluk dilemez. (Size bu kolaylık) sayıyı tamamlamanız ve sizi hidayet erdirdiği şeye karşılık (sizin de) Allah'ı tekbir etmeniz (yüceltmeniz) içindir. Umulur ki böylece siz (bütün bu kolaylıklara) şükredersiniz.''

Özetle Ramazan ayının başlaması demek; Rahmet, Mağfiret, Bereket ve Beraat kapılarının sonuna kadar açılması demektir.

Ramazan ayı demek; Yoksulun, fakirin, garibin ve gurebanın hatırlandığı ay demektir.

Ramazan ayı demek; Komşunun, akrabanın ve Sıla-i Rahim’in tavan yaptığı ay demektir.

Ramazan ayı demek; Bolluk, bereket ve rızkın yağmur gibi yağdığı ay demektir.

Ramazan ayı demek; Küskünlüklerin son bulduğu, sevgi, kardeşlik ve dostluğun hâkim olduğu muhabbet ayı demektir.

Ramazan ayı demek; Kur-an ayı demektir.

Ramazan ayı demek; Camilerden yükselen Kur-an tilavetlerinin Allah nidalarıyla gök kubbeyi, arşı-ı alayı titrettiği ay demektir.

Ramazan ayı demek; Yüreklerin, gönüllerin ve gözlerin Allah sevgisi ile ıslandığı ay demektir.

Kısacası ”Ramazan ayı hoşgörünün, sevginin, saygının, imanın, ihlasın, itikadın ve Kur-anın gönüllerde yanan ateşe su serptiği ay demektir.”

Ancak son yıllarda Ramazan ayını eğlence ayına dönüştürenler açıkça söylüyorum.

Sizlerin yaptığı Ramazanı değerlerinden uzaklaştırmaktır.

Sizlerin yaptığı kendi döşeğinizi Cehenneme serdiğiniz yetmiyormuş gibi birde bu milletin döşeğini Cehenneme sermeyin.

Sizleri yaptığı gündüz günahsız ağızları akşam düzenlediğiniz konserler ve bilmem ne kızlarının gösterisi ile günaha sokmaktır.

Her yıl Ramazan ayında yazıyoruz konuşuyoruz.

Bizim dilimizde tüy bitti.

Kalemimizin nerede ise mürekkebi kurudu.

Bazılarının yaptığı kepazelik bitmedi.

Üstat Necip Fazıl ne güzelde söylemiş ‘‘Ramazan Karagöz seyri değil, gözyaşı dökme ayı, bilinmezi bilirler, bilseler ağlamayı’’

Bunu idrak edebilmek, anlayabilmek ve gerçek manada yaşayabilmek çok mühim bir meseledir.

Kimsenin Ramazan ayını Rahmet ayı olmaktan çıkarıp, Hacivat, Karagöz seyir ayına çevirmeye hakkı yoktur.

Özellikle Şehir meydanlarında ki cami bahçelerinde cemaat teravih namazı kılarken davulun tokmağına vurup, zurnaya üfletenler bu vebalin altında ezilirsiniz.

Dünyanın dört bir köşesinde Müslümanlar zulüm altında açlık, sefalet ve yoksullukla iftar edecek bir lokma ekmek bulamadığı için inim inim inlerken, sizler utanmadan sıkılmadan davul, zurna çalıp ardından Müslüman Müslümanın kardeşidir demeyiniz.

Türkiye’mizin her köşesinde Ramazan adı altında Ramazanın özüne uygun olmayan hal ve hareketlerin yapılması, sahur vaktine kadar adeta şehir meydanlarının eğlence meydanına çevrilmesi bütün âlem-i İslam’ı rahatsız ettiği gibi biz inanmış, iman etmiş insanları rahatsız etmektedir.

Ne olursunuz.

Bu Ramazan ayında milleti sevap kazanacak yerde günaha sokmayınız.

Yine Ramazan ayında özellikle siyasetçiler, yerel idareciler ve bürokratlar bazı hususlara çok dikkat etmelidirler.

Gönüller yapalım derken, gönüller kırmayalım.

Kaş yaparken göz çıkarmayalım.

Yardım edelim derken, yardım yaptıklarımızı incitmeyelim.

Yardım paketi verelim derken kameralara, fotoğraf makinelerine poz vererek şov yapmayalım.

İnsanlar fakir olabilir.

Yoksul olabilir.

Ama unutmayalım onlarında gururları vardır.

Onları incitmeyelim.

Belediyeler Türkiye’nin her yerinde imkânları nispetinde iftar çadırları kuracaklar.

Bunu yaparken seçilmişlerin çok hassas davranmaları gerekmektedir.

Bir tas çorbayı insanlara zıkkım etmeyelim.

Tencerenin, yemek kazanının başına geçerek karşınıza kameraları alarak çorba dağıtıyorum hesabına şov yapmayalım.

Bu iftar çadırına gelen mazluma yapılan zulümdür.

Yardım poşetleri dağıtırken gündüz vakti insanların kapısını çalarak bir mahallenin, bir sokağın sizin şovunuzu izlemesine müsaade etmeyiniz.

Biz sağ elle verdiğiniz sadakayı bile sol eliniz görmeyecek.

Diye buyuran bir dinin ve bir Resulün ümmetiyiz.

İki tas çorba, 3 kilo makarna vereceğiz diye reklam edip insanların nefsini gönlünü incitmek ne dine, ne kitaba, nede insan olmaya yaraşır bir davranıştır.

İnanın bu hususlara dikkat etmek hepimizin insanlık görevi olduğu gibi dinimizin de emridir.

Gelin hep beraber Ramazanı özüne uygun olarak yaşayıp, İslam diyarlarında akan gözyaşlarının durması için dua edelim.

Özellikle İslam âlemi üzerinde oynanan oyunların son bulması, zulümlerin bertaraf edilmesi için hep beraber iftar vakti mutlaka dua edelim.

Çünkü o vakit duaların geri çevrilmeyeceği vakittir.

O vakitte mutlaka bir şifre vardır.

Dualarımız ile inşallah o şifreyi çözerek.

Rahmet kapılarını açmayı, Rabbim Cümlemize nasip eylesin.

Ramazanı Şerifiniz şimdiden Mübarek olsun inşallah..

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.