27 Kasım 2024
  • Erzurum-7°C
  • İstanbul5°C
  • Ankara-2°C

RANT PLANI DEĞİL, İMAR PLANI YAPALIM.

Selman Soğukpınar

Gerek şehrimizin ve gerekse ülkemizin en büyük sorunlarından biriside imar planlarından kaynaklanan çarpık yapılaşma sorunudur.

Her seçim döneminde Belediye Başkanlığı’na aday olan insanların propaganda malzemelerinden biri seçilince imar planlarını değiştirmek olacaktır.

Şeklinde bir vaattir.

Bu ülke ve şehrimiz Erzurum açık bir şekilde görülüyor ki 1. derece risk taşıyan deprem bölgesidir.

Bunları bildiğimiz ve başımıza gelen gerek 1999 depremi gerek geçmiş aylarda Van’da meydana gelen depremin vermiş olduğu hasarın ana kaynağının plansız ve kontrolsüzlük yapılaşma sonucu oluşan çarpık yapılaşma olduğu gerçeğini gözlerimiz önüne seriyor.

Birileri insan hayatını yok sayarak kendi kafalarına göre daha da ileri gideyim birilerine Rant sağlamak adına nasıl imar katliamı yaptıklarını başımıza gelen felaketler sonucunda ancak anlayabiliyoruz.

Bu meseleyi sadece şehrimize indirgeyecek olursak hiçbir semtimizde yapılan yapıların tespit edilen zemin etüt raporlarına uygun kat irtifalarıyla uyuşmadığını gözlemliyoruz.

Şehrin kuzey bölgesindeki alanı kapsayan mahallelere hizmet götüren belediyede yıllarca çalıştığım için bu meselenin açıkça ihlal edildiğini yakinen bilmekteyim.

Örneğin; Şükrüpaşa Mahallesi,

Yapılan ilk zemin etüt raporlarında 3 kattan fazla yapılaşmaya uygun olmayacağı yönündeydi.

Bu raporlar doğrultusunda da bölgede ilk yapılaşmış Evren evler ve Saray Bosna siteleri gibi birkaç sitenin bu etütler doğrultusunda yapıldığı açıkça ortadadır.

Ancak daha sonra ki yıllarda planlar üzerinde ki kat artışları sebebiyle mahalle tam bir keşmekeşe döndürüldü.

Şimdi bu bölgede görülen manzara bir tarafta zemin etütlerine uygun 3 katlı binalar diğer tarafta 8–10 katlı binalar.

Daha yapılaşmaya açıldığı yıllara baktığımızda çok fazla bir zaman dilimi olmamasına rağmen şimdilerde ne göze, ne estetiğe ne de düzgün bir yapılaşmaya rastlayamıyoruz.

Sadece bu bölge mi?

Elbette hayır.

Yenişehir, Yıldız kent gibi yerleşim alanları da çok eski olmamasına rağmen Şükrüpaşa mahallesinden farklı bir görüntü göremiyoruz.

Bu işten kim faydalandı?

Kim zarar gördü?

Soracaksanız.

Bana göre müteahhitler gök delen gibi kat âdeti fazla olan binalar yaparak ceplerini doldururken, kaybedenler olası bir depremde can ve mal kayıpları ile bölge insanı olacaktır.

Elbette bu sorunları ortadan kaldırmak çok kolay değil. Çünkü yapılaşmalar tamamlanmış. Ama sosyal donatı alanları, yeşil alanlar ve otopark alanları katledilmiş bir bölge haline gelmiştir.

Özellikle planlamalar yapılırken sosyal donatı alanları oluşturmak kişi başına düşecek metre karede yeşil alanlar var etmek ve özellikle bu şehrin geleceğini düşünerek yollarımızı geniş tutmak gereklidir.

Hepimiz biliyoruz ki yol medeniyet demektir.

Şunu açıkça belirtmeliyim ki bir binanın diğer binaya olan yaklaşım mesafesi 2–3 metreye kadar düşmüş ya da nefes alacak ve olası bir depremde kaçacak yerimiz yoksa. Bunun tek sorumlusu kurallara uymayarak kanun, nizam tanımayarak imar katliamı yapanlardır.

Bu insanların hiçbir günahları yoksa bile inanın bu günah onlara yeterde artar bile.

Şimdi Büyükşehir belediyemiz tarafından hazırlanan 1/5000’lik planlardan sonra ilçe belediyelerimiz 1/1000’lik imar planlarını yaptıracaklar.

Ama ne olur.

Artık yeter.

Bu son olsun.

Her ay ki belediye meclislerin de 30 tane tadilat dosyası olmasın.

Bu planlar bu şehirde 50 yıl boyunca kimsenin dokunup delik, deşik ederek bizim bakkal amcanın eski veresiye defterine dönüşmesin.

İşin en önemlisi de, artık bu şehirde müteahhit Ahmet ya da Mehmet. Her kim ise, bunlara yaranmak için Rant planı yapmayalım.

Diğer taraftan kesinlikle yeni yerleşim alanlarını imara açmayalım.

Önce var olan eski Mahallelerimizi, Caddelerimizi, Sokaklarımızı bu çarpık yapılaşmadan kurtarmaya çalışalım.

Artık bu şehrin planları İstanbul’da, Ankara’da ya da Antalya’da masa başında oturup sorsanız belki de haritada Erzurum’un yerini gösteremeyecek şahıslara yaptırılmasın.

Bu gün bu şehir bu kadar çarpık yapılaşma ile boğuluyorsa bunun 2 sebebi var.

Birincisi; Yukarıda yazdığım gibi bu şehri haritada gösteremeyenlere bu şehrin imar planlarının çizdirilmesi,

İkincisi; Şehir merkezinde ki mezbeleleri temizlemek varken, işin kolayına kaçıp yeni yerleşim yerlerini imara açmak.

Sonuç olarak öyle imar planları yapalım ki bunun adı birilerinin çıkarı olan Rant planları değil, gerçek manada imar planları olsun.

Yoksa inanın sonunda kaybeden imarı katledilen bu şehir ve bu şehrin gelecek nesilleri olacaktır.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.