06 Mayıs 2024
  • Erzurum4°C
  • İstanbul15°C
  • Ankara10°C

SABRİ TOPDAĞI YAZDI...

Sabri Topdağı Yazdı...

Sabri Topdağı Yazdı...

03 Mart 2015 Salı 21:19

Yaşıtlarımın bu düşünceme katılacağına inanıyorum; şehrin kapıları bizim kuşak için çok önemlidir. Teknolojinin bu kadar gelişmediği, kara yollarında pek tünele rastlamadığımız çocukluk dönemlerimizde çok heyecan vericiydi bu kapılardan geçmek.

Kapılar dile gelse de bizim duygularımızı anlatabilse…

Özellikle de Kavak Kapısının bendeki yeri diğerlerinden daha farklı; köye gidiş gelişlerde bu kapıdan geçerdik. Sabah erkenden kamyonla çıktığımız yolculuğumuzun akşama kadar sürdüğü o dönemlerde; yol boyunca karşılaştığımız, gördüğümüz, geçtiğimiz hiçbir şey o kadar önemli değildi benim için.

Ne zaman o kapılardan birini görsem aynı çocukluğumdaki heyecanı yaşıyorum yine. Bu nedenle olsa gerek, sık sık aklıma geliyor ve merak ediyorum kapılarımızı.

Şehir merkezinden ayrılırken geçtiğimizde hüzünlendiğimiz, kavuşurken sevindiğimiz; yıllarca Erzurumluların yaşadığı sevinçlerin, hüzünlerin tarihle harmanlandığı; zamanında şehrin etrafı surlarla çevrili olduğu için şehre giriş çıkışta zorunlu olarak kullanılan o kapılarımızın şimdiki durumu nasıl?

Kars Kapısı uzun yıllardır askerî alanda bulunması ve askerî cezaevi olarak kullanılması nedeniyle en sağlam ve en iyi korunan kapımız.

İstanbul Kapısı geçen yıl restore edilerek şehre yeniden kazandırıldı. Erzurum’a hiç yakışmayan durumdan kurtarılarak; arkadaşlarımızla, ailemizle gidip oturup yemek yiyip, çay kahve içebileceğimiz güzel bir sosyal tesis oldu. Emeği geçenlerin ellerine sağlık.

Harput Kapısı ile ilgili çok önceleri duyduğumuz bir haber (http://www.erzurumgazetesi.com.tr, 21.08.2009 tarihli haber) bizi ümitlendirmişti. Haber özetle şu şekildeydi: “Erzurum İl Özel İdaresi bölgesinde yapılan inşaat çalışmaları sırasında ortaya çıkarılan tarihi Harput Kapısı, Resim Galeri Salonu olarak restore edilecek.” Habere göre bu müjdeli bilgiyi, o dönemin İl Genel Sekreteri Selami ALTINOK veriyordu bize.

Aradan altı yıla yakın bir süre geçti ama bu güne kadar orada resim sergisi açıldığını duymadım. Geçen gün kapının son halini görmek için gittiğimde valilik binasının hemen arkasındaki bu kalıntının durumuna şaşırdım; ama daha büyük şaşkınlığı bir sohbet esnasında Prof.Dr. Erol KÜRKÇÜOĞLU hocamızdan, bahsettiğim o kalıntının kapıya ait olmadığını öğrenince yaşadım.

Acı ama gerçek; Harput Kapısının yerinde yeller esiyor.

Sağlam kalanların en sahipsizi ise Kavak Kapısı; diğer kapılar kadar şanslı değil. Şehir merkezinde olmasına rağmen gözden ırak kalmış, her türlü tahribata, özensiz ve hatta hor kullanıma açık durumda.

Bizim çocukluğumuzda yüklü kamyonların rahatlıkla geçtiği kapı, yolun üst üste atılan asfaltlarla yükselmesi nedeniyle artık küçük araçların geçebildiği, onlardan da yüklü olanların her geçişinde tavana sürtünerek taşlarını, tuğlalarını kazıyarak zarar verebildiği bir durumda.

İnsanın inanası gelmiyor ama duvara monte edilmiş çanak anten, Kavak Kapısının bir bölümünün mesken olarak birilerinin işgali altında olduğuna işaret ediyor.

Çok uzaklarda olsa belki farkına varamayız ama Kavak Kapısı şehrin içinde. Her tuğlasında, her taşında atalarımızın büyük emekleri olan o muhteşem eser; gözümüzün önünde eriyerek yok olmakta…

Kısa süre içerisinde önlem alınmazsa, korkarım ki Kavak Kapısının yerinde kavak yelleri esecek.resim-1.pngresim-2.pngresim-3.pngresim-4.png

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.