30 Kasım 2024
  • Erzurum-21°C
  • İstanbul8°C
  • Ankara-1°C

SABRİ TOPDAĞI YAZDI...

HAZİN VE GERÇEK BİR GÖÇ HİKÂYESİ

Sabri Topdağı Yazdı...

22 Ekim 2015 Perşembe 19:25

Anadolu’da 100 yıl önce yaşananları, göz yaşlarını dökerek anlatan büyüklerimizden çok dinledik çocukluğumuzda; ama birkaç istisna hariç, kâğıda dökmeye üşendik. Zamanla dinlediklerimizi unuturken, anlatanları da birer birer kaybettik. Böylece farkına varmadan, kendi ellerimizle tarihin tekerrürüne zemin hazırladık. 

O günleri yazanlar parmakla gösterilecek kadar az.

Dinlediklerini unutmayan, unutmamakla kalmayıp; iki buçuk yılı aşkın süreyle verdiği büyük uğraşlarla yaşanan olayların ayrıntılı araştırmalarını yaparak yazıya döken, böylece yıllarca göz ardı edildiği için üzerine çökmüş bulunan büyük sis perdesini aralayan istisnalardan biri İbrahim KARAHAN.

Gazeteci yazar İbrahim KARAHAN; 1967 yılında Erzurum’un Pasinler (Hasankale) ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Pasinler’de tamamladıktan sonra Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon Bölümünden mezun oldu. Yüksek lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümünde yaptı. Birçok basın-yayın kuruluşunda çalışan İbrahim KARAHAN, halen Bağcılar Belediyesi Basın Depertmanında çalışmakta. Sürekli basın kartı sahibi olan yazarın imzasını taşıyan diğer kitapları; Hasan Sabah’ın Fedaileri, İhtilal Yetimleri, Atilla-Galya Fatihi.

İbrahim KARAHAN’ın bahsetmek istediğim kitabının adı Sarı Gelin (Doğudan Battı Güneş - Hazin Bir Göç Hikâyesi), Paraf Yayınları, 368 Sayfa, İstanbul, 2012; Parola Yayınları, 440 Sayfa, İstanbul, 2014.

Milyonlarca insanı evinden, barkından, bağından, bahçesinden koparmış; onların yoklukla, hastalıkla ve akla hayale gelmeyecek tehlikelerle karşı karşıya kalmasına, binlercesinin de can vermesine neden olmuş o büyük göç, ne yazık ki bu güne kadar araştırılması ve yazılması ihmal edilmiş bir konu. Sarı Gelin’in önemli bir özelliği, roman türünde Anadolu muhacirlerini anlatan ilk ve tek kitap olarak o döneme ışık tutması. 

Sarı Gelin’de; ABD, Alman, Rus ve İngilizlerin fitnesi sonucu yaşanan karışıklıkları,  Ermenilerin Ermenistan vaadiyle kandırılarak kışkırtılmalarını, huzur içerisinde yaşayan insanları birbirine düşman etmek için yapılanları, muhacirlik döneminde Anadolu insanının çektiği sıkıntıları, katlanmak zorunda kaldığı ağır koşulları ve İç Anadolu'ya göçü; büyüklerinden dinledikleriyle tarihi gerçekleri harmanlayarak romanlaştıran yazar, tüm gerçekliğiyle “hazin bir göç hikâyesi”ni içinde yaşarcasına görmemizi sağlıyor.

O ızdıraplı günleri yaşayanların psikolojisini tahlil ederek bizlere aktarmasındaki mahareti, romanın kahramanlarından asker olanların anlatımında da görüyoruz. Asker kökenli olmayan bir yazar tarafından, askerlerin psikolojisinin son derece başarılı tahlil edilerek anlatıldığı nadir kitaplardan biri kanımca.

Yıllarca Ermenileri kukla olarak kullanan emperyalistlerin benzer taktikleri devam ediyor... Yüz yıl öncesi anlatılırken, bir bakıma geçmişten ders almazsak, başımıza nelerin gelebileceği de gözlerimizin önüne seriliyor.

Bir solukta okuyabileceğimiz, okuduktan sonra günlerce etkisinden kurtulamayacağımız bir kitap.

Okumayı bitirdiğimizde, kullandığımız kelimeler farklı olsa da dileklerimizin anlamı hep aynı olacak:

Allah Anadolu insanını bir daha muhacirlik yaşamak zorunda bırakmasın.

Bu güzel ülkenin insanlarının, sahip olduğu topraklarda barış ve huzur içerisinde yaşaması dileğiyle...

Kalemine ve yüreğine sağlık Dadaş’ım...

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.