24 Kasım 2024
  • Erzurum6°C
  • İstanbul6°C
  • Ankara0°C

ŞEHİR YÖNETİMİ AHLAK BİLDİRGESİ…

Vahdet Nafiz Aksu

ABD’de ‘Uluslararası Şehir Yönetimi idaresi’ adlı bir kuruluş var.

Yerel yönetimlerin daha iyi hizmet sunması amacı ile kurulan idare, 1924 yılında bir ahlak bildirgesi yayımlamış.

 Daha sonra bildirgeyi güncel ihtiyaçlara göre birçok kere yenileyen idare, 1987 yılında metne son şeklini vermiş.

Daha önce de sizinle paylaştığım bildirgeyi, yerel seçimler vesilesiyle bir kere daha köşeme taşımama izin verir misiniz?

***

Uluslararası Şehir Yönetimi İdaresi’nin amacı; şehir, kasaba ve diğer yerel idare yöneticilerinin bilgi, beceri ve uzmanlığını geliştirmek ve profesyonel yönetim yoluyla şehir yönetiminde kaliteyi artırmak ve güçlendirmektir. Bu amaçlara ulaşmak için, Uluslararası Şehir Yönetimi İdaresi’nin Tüm üyelerinin belirli ahlaki ilkelere sahip olması gereklidir.  Bizler:

1. Etkin ve demokratik yerel yönetim kavramlarına kendimizi adayacağız ve amaçlarımızı

Gerçekleştirmek için profesyonel yönetimin gerekli olduğuna inanacağız.

2. Yerel idareler ve devlet tarafından yapılan hizmetlerin değerli ve itibarlı olmasını beyan edeceğiz ve şehir yönetimi ile ilgili konularda yaratıcı, yapıcı ve pratik olmaya caba göstermeye çalışacağız; kamu görevlisi olarak vatandaşların güvenini tesis edeceğiz ve sosyal sorumluluk anlayışına sahip olacağız.

3. Devletle ilgili ve şahsi ilişkilerimizde dürüstlük ve şeref gibi en ustun ideallere ulaşmaya kendimizi adayacağız.

4. Yerel yönetimlerin ana fonksiyonunun, her zaman insanlar için en iyi ve en faydalı hizmetleri yapmak olduğunu kabul edeceğiz.

 

5. Seçilmiş yöneticilere şehir yönetimi ile ilgili politika önerilerinde bulunacağız; onlara gerçek bilgileri ve önerilerimizi aktaracağız. Seçilmiş kamu görevlileri tarafından onaylanan politikaları uygulayacak ve geliştirmeye çalışacağız.

6. Halkın seçtiği temsilcilerin, belediye politikalarının oluşturulmasında söz sahibi olduklarını ve sadece alınan kararların uygulanmasından sorumlu olacağımızı kabul edeceğiz.

7. Profesyonel yönetici olarak yerel idarelerin performansını olumsuz olarak etkileyecek ve düşürecek her turlu partizan faaliyetlerden kaçınacağız.

8. Profesyonel yönetimde sahip olduğumuz bilgi ve becerileri sürekli bir şekilde geliştirmeyi bir görev kabul edeceğiz ve yönetim tekniklerini öğrenme ve kullanma konusunda bilgi ve becerilerimizi geliştireceğiz.

9. Belediyenin faaliyetleri ile ilgili olarak toplumu bilgilendireceğiz; vatandaşlar ile tüm belediye görevlileri arasındaki iletişimi tevsik edeceğiz; vatandaşlara sevgi ve saygı ile hizmet sunacağız, hizmetin kalitesini ve kamu hizmeti inancını artırmaya çalışacağız.

10. Profesyonel sorumluluklarımızın sınırını asmayacağız; yerel idare yöneticilerinin

Her hangi bir engellemeye maruz kalmaksızın görevlerini serbestçe ifa edebilmeleri gerektiğine inanacağız ve her durumu adalet ilkeleri çerçevesinde ayrım yapmadan ele alacağız.

11. Personel ile ilgili atama, ücret ödemesi, kıdem, yükselme ve disiplin gibi tüm konuları adalet ve tarafsızlık ilkeleri çerçevesinde ele alacağız ve değerlendireceğiz.

12. İsimizi yaparken bir karşılık ve çıkar beklemeyeceğiz; halkın zamanının boşa harcanmasının, gizli bilgileri sızdırarak özel çıkar sağlamanın; devletin gücü ve nüfuzunu, şahsi güç ve nüfuz olarak kullanmanın yanlış olduğuna inanacağız.

 

***

Bildirgeyi okuduğumda şöyle düşündüm:

Dürüst şehir yönetimi, şeffaflık, saydamlık ‘bildirgeyle’ sağlanabilir bir şey midir? Hem bizim bu konularda böyle referanslara ne ihtiyacımız var ki?

İdarecilerimiz inançlarımızın gereğini yapsa, ilahi emirleri keyfine göre tevil etmese, yasalara uygun hareket etse yolsuzluğun yolu uğrar mı hiç şehir yönetimine… *** Bildirge metninde altı çizilen hususlar bir ortak kararlılığı yansıtıyor. Toplumun ortak özlemini ifade ediyor. Göreve talip olanlar,  bildirgedeki esaslara sadık kalmaya toplum önünde söz veriyorlar. Sözlerinde durmayanlar halk tarafından dışlanıyor ve bu toplumsal yüz çeviriş, hukuki cezalardan daha da etkili oluyor. ***

Büyük devlet olmak, küresel lider konumuna oturmak sadece ‘ekonomik, teknolojik, askeri’ güç olmakla alakalı değil. Bunları da mümkün kılan ‘kurallar bütününü’ iyi oluşturmak… Bunlara uyulmasını sağlamak, uymayanları ‘dışlamak’ … Böylesine  sağlam esaslar, büyüklüğe atılan ‘küçük küçük büyük adımlar’ı oluşturuyor.

***

Şeffaf, dürüst yönetim vurgusunu sadece ABD yapmıyor.

Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası, IMF ve OECD gibi kuruluşlar, yoksulluk ve yolsuzluğun ortadan kaldırılmasında “İyi yönetimin” ilk şart olduğunda ittifak ediyorlar.

Erzurum seçmenin de bu konuda son derece duyarlı olduğunu belirtmeye gerek var mı? Erzurumlu,  hiç kuşkusuz dürüstlüğü en temel “İyi yönetici” kriteri olarak kabul ediyor… Yerel seçimde başa güreşen partilerimizin ‘aday adaylarına’ baktığımızda şunu söyleyebiliriz... Hepsi birer temiz Erzurum evladı olan bu kardeşlerimiz, haramdan canavardan kaçar gibi kaçacak yüksek şahsiyetli insanlar.

Yetki, tantana ve rant dağıtma gücünün temiz seciyelerini bozmayacağını umduğum değerli adayların, seçim kampanyalarında “Temiz yönetim” sözü vereceklerinden ve bu sözlerini tutacaklarından kuşku duymuyorum.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.