ŞEHRİN GELECEĞİ BÜYÜKŞEHİRİN ELİNDE…

Erzurum’un, belediyecilik hizmetlerinde belli aşamalar kaydettiğini kim inkâr edebilir?  Hep söyleriz ya “bu memleket için taş üstüne taş koyanın eli öpülesidir, en küçük hizmete imza atandan Allah razı olsun.”

Dünden bugüne şehirleşme alanında emeği geçenleri hayırla yâd edip tüm çabalara rağmen başarılı olunamayan bir sahaya işaret edelim. Erzurum’da ‘imar hareketleri’; on yıllardır çağdaş planlama mantığına uygun şekilde yerine getirilemedi.  Eski kent dokusunu bir yana bırakalım, sonradan oluşan ‘uydumsu kentler’ belli bir plan dâhilinde inşa edildi, evet… Ya sonra… Sonrası düşündürücü ve üzücü… Özellikle yeni şehirde tasarlanan yeşil alanlar hovardaca katledildi… Yerleşim planlarında estetik ve mimari kaygılar pek gözetilmedi. Mücbir nedenler hariç kılına dokunulmaması gereken şehirciliğin Anayasası hükmündeki ‘Şehir Planı’ adeta delik deşik edildi.

Hormonlu bir büyümeye mahkûm edilen Şehri,  bir yandan yanlış imar politikaları çirkinleştirirken; diğer yandan da  “Kentsel Peyzaj Tasarımı” konusunda hatalar üst üste konularak bugünlere gelindi.

***

Erzurum’un geç kaldığı işlerden birisi de ‘kentsel dönüşüm’ seferberliği oldu. Birçok şehir, merkezi hükümetin kendilerine sunduğu zengin kentsel dönüşüm kaynaklarını en iyi şekilde kullandı. Nice kasaba irisi harabe şehir;  beş on yıllık bir süreçte bir sihirbaz asası değmişçesine göz kamaştırıcı yerleşim merkezine dönüştü.

İyi de un var, yağ var, biz neden helvayı kavuramadık; bu alanda yeterli performansı gösteremedik?  “Vizyoner şehir planlaması ve icrasında” bugüne kadar neden eksik kaldık?

Baş sebep yönetimsel başarısızlık ve dirayetsizlik midir, bilmediğimiz nedenler mi vardır; masanın bu tarafından kati hükümler verip haksızlık yapmayalım.

Hükmü, şehrin vicdanına bırakalım.

Önümüze bakalım.

Şu an itibarıyla önemli olan şudur:

Yeni kent yönetimine; yeni şehirleşme politikalarının belirlenmesinde katkıda bulunulmalı. Yeni proje ve hizmet dağarcığını oluştururken destek olunmalı.

Şehre hizmet yolunda gönül, akıl ve fikir beraberliği sağlanmalı.

Sivil toplum kuruluşları, medya ve şehir eliti yararlı işlerde desteğini esirgememeli.

Hata, eksik ve yanlış gördüğünde de ikaz ve eleştiriden geri durmamalı.

Bunun için de üst düzey yerel yöneticilerinin kapısı sözde değil özde halk önderlerine ve halka daima açık olmalı.

***

Makul bir gelecekte Erzurum ‘Belediyeciliğin parlayan yıldızı’ haline gelebilecek midir?

Şehrin beklentisi bu yöndedir. Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mehmet Sekmen’e oylarıyla büyük destek veren hemşehrilerimiz, şimdi de ona aynı büyüklükte bir hizmet kredisi açmış görünüyor.

GÜZELLİK ONDUR, DOKUZU DONDUR!

Belediyecilik geniş bir hizmet alanını içine alıyor. Şehri geleceğe taşıyacak büyük alt yapı projeleri kadar gündelik hizmetlerin süratle ifası da önem taşıyor.

Belediye, gündelik hayatın kolaylaştırıcı aktörüdür, öncelikle… Doğana beşik, ölene mezar olma sanatıdır. Büyük işler, mega projeler hizmet kuşunun bir kanadıdır. Diğer kanat, sözünü ettiğimiz gündelik hizmetlerdir. İki kanat da var ve sağlam olacak ki, iş tamama ersin, hizmet tat versin, fakir fukaranın yüzü gülsün. Aksi halde ne kervan yürür, ne kuş uçar.

Büyükşehir Belediyesinin Kongre Caddesi tanzimi birçok kişi tarafından beğenilmiş. Şehir girişi ile Havuz ’un ehil peyzaj uzmanlarınca yeniden tasarlanmasında fayda gördüğümü bir arkadaşa anlatırken o,  ana caddelerde gerçekleştirilen ‘Işıklandırma makyajı’nı hatırlattı.

Dedim ki ona “Güzel hareketler bunlar, büyük projeler de ihmal edilmeden yapılacak bu hizmetler şehri güzelleştirecektir. Ustalıkla, dikkatle yapılan makyaj, kadını güzelleştirdiği gibi şehirleri de görsel zenginliğe kavuşturur. Şehri iyi donatmak ve güzel elbiselerle süslemek de belediyecilik maharetidir. Atalarımız güzel söylemiştir; Güzellik ondur, dokuzu dondur!”