SENDİKACILIK’DA YENİ ANLAYIŞ..

Her ne kadar güzel memleketimizden uzakta olsak da gerek yazılı ve görsel basın gerekse eşimiz dostumuz sayesinde memlekette olup bitenden haberdar oluyoruz.

Geçtiğimiz günlerde yapılan Hizmet-iş sendikası Erzurum şubesinin 5. Olağan genel kurul kongresinde başkanlığa seçilen Erol AKSAKAL beyefendiyi en kalbi duygularımla tebrik ediyorum.

Emekçiler için çıktığı bu hizmet yolunun, oturduğu koltuğun şahsına, ailesine ve Erzurum halkına özelliklede belediyelerde çalışan vefakâr, cefakâr işçi kardeşlerimize hayırlı olsun.

Artık Erzurum da o eski sendikacılık tabusunun yıkılacağını, sendikacılık da yeni bir dönemin başlayacağını AKSAKAL’LA inşallah göreceğiz.

Çünkü Sayın Aksakal bu işin tabanı olan işçilikten, işin mutfağından gelmektedir.

Her zaman söylediğimiz ‘’Damdan düşenin derdinden, damdan düşen anlar.’’ Felsefesini gerçek manada gözlemlemiş olacağız.

Aksakal yıllarca belediyede işçi olarak çalışmış damdan düşmenin ne olduğunu iyi bilmektedir.

Belediyede işçi olmak zordur.

Geçmişte belediye de görev yapmış birisi olarak o kurumda görev yapmanın ne denli zor olduğunu iyi bilmekteyim.

Öyle günler geçirdik ki hakkımız olan maaşı bile minnetle, sitemle ödeyen seçilmişler ve kafa yapısı aynı olan atanmışlar gördük.

İnanın hiçbir kurum personeli belediye personeli kadar cefa çekmemiştir.

Ezilmiştir, üzülmüştür.

Ama hiç birisi ekmek yediği tekneye vefasızlık yapmamıştır.

AKSAKAL, başkanlığa seçilmeden önce sendikada yapmış olduğu görevde her zaman emekçilerin abisi, kardeşi olmuştur.

O yolda kalmışın yoldaşı olmaya, darda kalmışın darlığını gidermek için büyük gayret göstermiştir.

Biz geçmişte çok sendika başkanlığı yapan veya yaptığını sanan zevatlar gördük.

--Gördük ki seçilmişe başka emekçiye başka konuşurlar.

--Gördük ki Avukatlarla anlaşıp 250 işçinin adam başı 500 TL sini alarak mahkemeyi kaybedeceklerini bile, bile Nasrettin hoca misali ‘’Göle yoğurt mayaladılar.’’

--Gördük ki oturdukları koltuklara yapıştı kalkamadılar.

--Gördük ki son model arabalarla tatil beldelerinde keyif ederek emekçilerin emeğini çaldılar.

--Gördük ki emekçilere gözlerine taktıkları siyah camlardan baktılar.

--Gördük ki seçilmişlere memur olup emekçilerin emeğini bir kafeteryada masa başında sattılar.

Sözümüz ortaya ilada alana.

Herkes kendini ve ne yaptığını iyi biliyor.

Yarası olanlar gocunacaktır.

Umurum da değil.

Sayın AKSAKAL da bütün bu fırıldaklıklarla mücadele ederek, bu tabuyu yıkmak yeni bir sendika anlayışı getirmek için canla başla çalışıp adeta tırnakları ile kazarak bu noktaya gelmiştir.

İnşallah artık bu yeni dönemle birlikte geçmişin kara izleri ortadan kalkacaktır.

--Makam koltuğuna yapışmak yerine, Erzurum’un ayazında kırk derece zemheride sokak süpürenlerin çektiği zorlukları yüreğinde hissederek onların emeğini satmayacaktır.

--Emekçisinin kışın ayazında elini attığında çöp bidonuna yapışan el parmaklarını avuçlarında ısıtacaktır.

--Üyesinin ölüsünde de düğününde de yanında olacaktır.

--Ağa Babalarının değil.

--Mazlumların yanında olacaktır.

--Beş yıldızlı bir otelde beş günlük tatil için emekçisinin emeğini birilerine peşkeş çekmeyecektir.

İnşallah Sayın AKSAKAL’IN yapacağı hizmetler görünce hepimiz göğsümüzü kabartarak methiyeler yağdırmaya devam edeceğiz.

Çünkü biz yiğidi öldür ama hakkını ver diyenlerdeniz.

Çünkü biz hak edenin, haklının memleket ve milletin hayrına çalışanların her zaman yanında durmaya devam edeceğiz.

Ama Sayın AKSAKAL şunu da iyi bilir ki dost acı söyleyendir.

Şahsının atacağı yanlış bir adımda bugün methiyeler dizdiğimiz gibi o günde eleştirilerimizi mutlaka yapacağız.

Son olarak AKSAKAL’A şunları hatırlatmadan da geçemeyeceğim.

 --Alçak gönüllü ol.

--Mütevazı insan, meyve ağacına benzer.

 --Bir işe öfkeli ve sinirli iken karar verme.

-- Bekle, öfken geçsin.

--Zira öfke ile kalkan, zarar ile oturur.

--Bir işçiye söz vermeden önce iyi düşün.

--Fakat verdiğin sözden de dönme.

--Sözünden dönmek,   işin en kötü tarafıdır.

--Üyelerine hürmet et ki, üyelerden hürmet göresin.

--Başkalarından gördüğün kötülük, seni iyilik yapmaktan alıkoymasın.

--İyilik bir tür ibadettir.

--Kötülükle hesaplaşamaz.

--Başladığın işte güçlüklerden korkma, gerileme.

--Yılgınlık, maskeli bir tembelliktir.

 --Bir basın yayın organında hakkında çıkan haberi okuduğunda mutlaka analiz etmeye bak.

Anlayıp, anlamadığın bunun sonucun da ortaya çıkar.

--Haris olma.

Haris insan, ciğer bulaşmış, eğeyi yalayan aç kedi gibidir.

Dilinden akan kanları yalamakla uğraşır...

--Dostuna vefalı ol, düşmanına müsamaha göster.

--Vefa ve âlicenaplık, yüksek ahlâkın iki şiarıdır.

--Düşeni görürsen, elinden tut.

 Tut ki sen de bir gün düşersen, senin de elinden tutan olsun.

--Olduğun gibi görün. Göründüğün gibi ol.

--Paslı teneke lehim tutmaz.

--İşçi kardeşlerimizin, geleceğini güvence altına al.

--Gününü sendika başkanlık koltuğunda geçirme.

Bir gün gelir o koltuğun hesabını vermek zor olur.

--Bir üyen bir sıkıntısını anlattığı zaman en ufak bir detayı bile küçümseme.

Senin gözünde küçük gözüken, o işçi kardeşimiz için büyük bir mesele olabilir.
 
--Danışacağın kişiyi iyi seç.

İşine geleni değil. Sana sert gözükse de, ömrün boyunca pişmanlık duymayacağın tavsiye ve öğütlerde bulunacak akil kişileri bulmaya çalış.
 
 --Doğruluktan ayrılma.

-- İyiliğe, iyilik ile karşılık ver.

İyiliğe kötülük edersen bu bir cinayettir.

Adil ol. Geldiğin yeri unutma.

Bak Rabbim seni bir belediye işçisi iken onları temsil edeceğin koltuğa oturttu.

Geçmişi Tamir etmeye hemen başla.

--Azmini kırma.

Gün olur, zorlarsın, kapıları açamazsın, gün olur açamayacağın kapı kendiliğinden açılıverir.
Şahsımı bir dost olarak görürsen eğer benden bu kadar.

Umuyor ve diliyorum ki AKSAKAL gibi memleket ve millet sevdalı vatan evlatlarının sayısı çoğalsın. ‘’Mevla görelim neyler neylerse güzel eyler.’’

Sözün özü; Şerefli insanlar şerefle ve gururla hak ettikleri için şerefliler tarafından methedilirler.