23 Kasım 2024
  • Erzurum10°C
  • İstanbul3°C
  • Ankara16°C

SİYASET NEZAKETTİR…

Selman Soğukpınar

Türkiye özellikle öyle bir süreçten geçmektedir ki deyim yerinde ise bıçak sırtındayız.

Özellikle seçilmişlerimiz siyasi partisi, görüşü ne olursa olsun bir birlerine karşı hoşgörülü ve nezaketli davranmalıdırlar.

Yeter ki seçilmişler hakkı, hakikati bilsin mazlumların yanında, zalimin karşısında olsun Vatanını, Bayrağını Milletini, Dinini, Kitabını, Peygamberini tanısın cüzdanının değil, vicdanının sesini dinlesin.

Biz o siyasetçileri her zaman baş tacı yaparız.

Şu an ülkemizde yaşanan süreç çok zordur.

Her siyasi parti bu süreçle ilgili olarak fikirlerini elbette söyleyeceklerdir.

Demokraside bunu gerektirir.

 Ama siyasetçilerimiz bu fikirlerini söylerken nezaketi elden bırakmamalıdırlar.

En katı görüşlere sahip insanlar karşısında bile serinkanlı ve dostane tavrımızı korumak zorundayız.

Alaycı olamayız, sert konuşamayız, sükûnetimizden taviz veremeyiz.

Bu yoldaki en ufak sapma toplumumuzu zehirler.

Milletimize zarar verir.

Şu süreç de her bir siyasetçi yollara taş koyan değil yoldaki taşı kaldıranlardan olmalıdır.

Boş davula da vursanız sesi gür çıkar ve insanları rahatsız eder.

Ama bunun yanında Neyde bir çalgı aletidir.

İnsanı Ney dinleyince huzur bulur sükûnete erer.

O yüzden boş davul misali sesimizi çıkarmanın bir manası yoktur.

Boş davul olmaktansa Ney gibi olmayı tercih etmeliyiz.

Konuştuğunuz her kelime her cümle bu ülkede yeni nifak tohumları ekmesin.

İnsanların fikri, zikri ne olursa olsun tevazu sahibi olup, hoş görülü davranışlarla her insanı dinlemek gerekir.

İşte bu hoşgörülü davranışlarla ancak aziz milletin gönlünde çok güzel intibalar bırakarak yer bulursunuz.

Bu konuda geçmiş yıllarda şuan ismini hatırlamadığım bir İngiliz gazetesinde okuduğum İngiltere de vuku bulan bir olayı sizlerle paylaşmak isterim.

Bakınız İngiltere’de avam kamarasında konuşan başbakan sinirlenir ve yumruğunu kürsüye indiriverir.

Kürsüde bulunan bardak, sürahi v.b ne varsa yerlere saçılır.

Söz sırası muhalefet partisi lideri Benjamine gelince oturduğu yerden ayağı kalkarak her kesin meraklı bakışları önünde yere saçılan bardak, sürahi v.b. ne varsa hepsini toparlayarak güzelce kürsüye yerleştirir.

Kendisini merakla izleyen kamaraya dönerek şöyle der;

‘’İngiltere işte böyledir efendiler, siz kırıp, döküp savuracaksınız bizler göreve gelerek kırılan dökülen ne varsa toplayıp düzelteceğiz.’’

İngiltere başbakanı işte o an bütün siyasi kariyerini ve siyasi gücünü kaybeder.

İşte bu iki örnek olay, siyasette zekânın, nüktenin, hitabetin ve nezaketin ne denli

Önemli olduğunu ortaya koymaktadır.

Bizim ülkemizde maalesef bunu göremiyoruz.

Dinlemeyi sevmeyen ve bilmeyen, farklı görüşlere tahammül edemeyen, fikrini savunurken kabul görmediğini görünce buna tahammülsüzlük gösteren bir siyaset hiçbir zaman başarılı olmamıştır, olamazda.

Herkes bilsin ki; Siyasetin tek limanı ahlaktır.’

Siyasetçilerimiz varlığın ve yokluğun makamın ve mevkiinin kendisini kişiliğinden, haysiyetinden, şerefinden, onurundan ödün vermeden bu milletin yararına olan her konuda elini kaldırması gerekmektedir.

Siyasetçilerimiz oturduğu makamda o koltukta 75 milyon insanın, tüyü bitmemiş yetimin, fakirin, fukaranın hakkı olduğunu bilerek oturması lazımdır.

Siyasetçilerimiz bu fani dünyada belki hesap vermenin kolay ama ebedi hayatta hesap vermenin çok güç olacağını idrak etmelidirler.

Siyasetçilerimiz attığı her adımda dikenler arasında yürür gibi yürüyecek, yapacağı her yanlışta bir dikenin batacağını vicdanında, ruh dünyasında yaralar açacağını bilerek yürümelidirler.

 

Siyasetçilerimiz yolda dikenler bazen küçükte olsa onu küçük görmemeli bilmelidirler ki küçük yaraların büyük yaraları oluşturur.

Biz İnsanoğlu olarak bu dünyada iyiliklerimizin kötülüklerimize galip gelmesi için imtihan veriyoruz. 

O zaman Hz Lokmanın (a.s)’ın oğluna yapmış olduğu bir nasihat ile bu hafta ki yazımızı sonlandıralım;

 ‘Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme. Ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah kendini beğenmiş, övünüp duran kimseleri asla sevmez’ Yürüyüşünde tabi, ol sesini alçalt. Unutma ki, seslerin en çirkini merkeplerin sesidir buyuruyor.

Rabbim sizleri ve bizleri kendini sevenlere sevdirsin inşallah.  

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.