TİVNİKLİ HACI FARUK EFENDİ

1881 yılında Erzurum’un kuzeyinde ve şehre 15 kilometre mesafede bulunan Tivnik köyünde dünyaya geldi. Sıbyan mektebini kendi köyünde okuyan küçük Faruk 1889 yılında Erzurum’a gelerek Kurşunlu medresesinde 14 yıl dönemin önemli müderrislerinden biri olan Şavşatlı Süleyman Efendi okudu.1913 yılında icazet aldı. Seri ve nakli ilimlerde hadis, kelam, fıkıh, tarih ve siyer ilimlerinde yüksek derecelere ulaştı. Sarf, nahiv, mantık ve meani dersleri okudu. Faruk Efendi 1900 yılında açılan Darulmuallim mektebine giderek 1906 yılında Aliyyül ala (pekiyi) derecesiyle mezun oldu. Faruk Efendi işgalden sonra Erzurum Sultanisinde Ulum-i diniye ve Farsça muallimliği yaptı. Darulmuallimin mektebinde Ulum-i Diniye, Kelam, ruhiyat dersleri verdi.

1925-8 arasında Esat Paşa yokuşundaki kız ortaokulunda Tarih ve coğrafya dersleri okuttu. Hacı Faruk Efendi muallimlik yaparken şehrin muhtelif camilerinde vaazlar verdi. Gacıroğlu medresesinde 1925’den önce müderrislik yaptı.

İlmi bilgisi, doğru kişiliği ve cömertliğiyle Erzurumluların gönlünde yer etti. Tüm hayatını ilme adamış olan Faruk Efendi bütün ömrü boyunca bildiklerini talebelerine aktarmakla kalmamış cami minberlerinden halkada anlatmış, sofrasını herkese açık tutmuştur.

Öğretm4enliğinden sonra kendi köyü olan Tivnik’e(Altınbulak) yerleşmiş, hocalığının yanında rençperliğini de ömrünün sonuna kadar devam ettirmiştir. Bu nedenle Hacı Faruk Efendi Muallimliğini, müderrisliğini ve çiftçiliğini beraber yürütmüş nadide insanlardan biridir.

Hayatı boyunca okumaya devam etmiş, notlar çıkarmış, haşiyeler yazmıştır. Ne yazık ki bu yazdıkları yayınlanamamış bazılarının akrabalarında olduğu söylene gelmiştir. Faruk Efendi, cömert, yardımsever ve fedakâr bir insandı.

Erzurum’da kurulan Türk İslam eserleri tetkik komisyonunda görev aldı. Bu esnada Erzurum’da Asar-ı Atika tetkikleri adlı mühim bir eseri yazdı. Ayrıca Müsteşrik Fransız Dozy’nin yazdığı Tarih-i İslamiyet adlı kitabın eleştirisini yaparak reddiye yazdı. Ne yazık ki bu eserleri bastırılamadı. Notların akrabalarında olduğu değişik kaynaklar tarafından ifade edilmesine karşı bunları kamuya açamadık.

Hoca 1953 yılında 72 yaşında vefat etmiş ve kendi köyünde defnedilmiş ve kabri bu köydedir.