VAHDET NAFİZ AKSU YAZDI...

‘Kış Turizmi’nde Kayseri’ye dikkat’ demişiz…

Dün değil, önceki gün değil, geçen hafta değil!

Ne zaman peki?

27 Şubat 2012 tarihinde…

Yazımız, Erzurum Olay ve Palandöken Gazetesi arşivlerinde uykuya yatmış.

Sosyal medya dehlizlerinde kaybolup gitmiş.

Ne çıkar yüzlerce tıklanmış, binlerce okunmuş…

Belli ki yetkililer başlığa şöyle bir göz atıp koymuşlar  kenara gazeteyi, kapatmışlar ekranı…

Öyle ya akılsa en alası onlarda, ‘ortak akla’ ne hacet?

Fikirse en mükemmeli onlarda, ‘ortak fikre’ ne gerek?

***

Ama işte ben uyurum, biz uyuruz…

Onlar yirmi dört saat uyanık.

Senin ‘Erzurum’u dünya çapında kayak merkezi yapacağız’ idealine teker takıp Erciyes’e taşırlar.

Başbakan ve Hükümet nezdindeki 2011 desteğini sürdürülebilir kılmazsan…

Dünya çapında bir organizasyonu ‘Kış turizmi liderliği’ için milat yapamazsan…

Kış Turizmi güneşi Palandöken’de söner, Erciyes’te parlamaya başlar!

***

27 Şubat 2012 tarihli yazımı izninizle bir kere daha yayımlayacağım…

Konu şehir gündemine tekrar geldiği için…

Yoksa…

Ben demiştim, ben yazmıştım, uyarmıştım…

Görmemişliğinden nefret ediyorum. Neyleyim ki çoğu kez böyle oluyor.

***

İşte o yazı:

 ***

Kış Turizminde Kayseri’ye dikkat…

Kış Turizmi denince ülke çapında akla gelen birkaç merkez var…

Palandöken, son yıllardaki performansıyla bunlar arasında haklı bir şöhret ve itibara kavuştu.

2011 Organizasyonu sayesinde ününü uluslararası ölçekte duyurdu. Tesisleşmede önemli adımlar attı.

Daha birkaç gün önce mühim bir şampiyonadan yüzünün akıyla çıkmayı başardı.

Palandöken artık ‘Kış Turizmi âleminin’ dünya ölçeğinde klas bir üyesidir. Buna hiç kuşku yok.

***

Ancak…

Kış Turizmi, adı üstünde bir turizm faaliyeti…

Rekabetin, yarışın alabildiğine devam ettiği bir alan…

Bu nedenle,

Palandöken’in parlayan bir yıldız olmayı sürdürmesi için mevcut durumunu koruması yeterli değil…

Bazı alanlarda yeni atılımlara ihtiyaç var.

Bir kere mevcut tesislerin en iyi şekilde işletilmesi üzerinde düşünülmesi gerekiyor…

İhtiyaç duyulan yeni tesislerin planlanması ve inşası yolunda sürekli uyanık olunması lazım…

Şehir ekonomisini şekillendirme iddiasındaki ‘Kış Ekonomisi’ anlayışı içinde…

Özellikle Konaklı Bölgesi, şehir gündeminden hiç düşmemeli…

Peki,

Yeni ve iddialı bir merkez inşa edilirken…

Nelere dikkat edilmeli?

Bu konuda şehir yöneticilerinin elbette planları, projeleri, tasavvurları var.

KUDEKA’NIN önemli çalışmaları bulunuyor.

Onlara ilaveten, yazının başlığında dikkat çektiğim Kayseri’nin ‘Türkiye’nin yeni kayak merkezi’ olma hedefine ulaşmak için… Planladığı çalışmalara göz atmakta yarar görüyorum.

***

Kayserili diyor ki…

Önüme ‘Türkiye’nin yeni kayak merkezi olma’ hedefini koydum.

Hedef koyma, kesenin ağzını açmayı gerektiriyor. Açtım. Kaynak teminini gerektiriyor, temin ettim.

Toplamda 280 milyon doları bulacak yatırımla Erciyes’i, Türkiye’nin yeni kayak merkezi yapacağım.

160 kilometreyi bulacak pistler inşa edeceğim, Alpler’den sonra en uzun kayma mesafesini Kayseri’ye kazandıracağım.

Erciyes Kış Turizm Merkezi Projesi kapsamında;

Telesiyej sistemini devreye sokacağım, Karlama üniteleri,Kar sörfü,Biatlin,Kar uçurtması,Helikopter kayağı,Kar kızağı,Kar raftingi,Kar kızağı gibi kış sporları ve sosyal tesisler kısa sürede devreye girecek.

Mayıs ayına kadar 5 ay kayak imkânı var… Bu yetmez elbet… Çaresini düşünüyorum.

Yılın geri kalan 7 ayında ise kongre turizmi yapılması ve 12 saha ile futbol takımlarına kamp alanı olarak hizmet vermeyi amaçlıyorum.

Futbol sahası olarak belirlenen arsayı, imar değişikliği ile benzinlik menzinliğe dönüştürmek mi dediniz? Güldürmeyin adamı, burası Erzurum mu?

Yürüyüş, atla gezinti, bisiklet gezintisi gibi yaz sporlarına da alternatifler arasında yer vereceğim.

Proje kapsamında, Erciyes dağında özel sektör aracılığıyla 4 tanesi 500 ile 600 yatak kapasiteli büyük otel, 21 tanesi de 100 ile 120 yatak kapasiteli 21 butik otel yapılacak.

***

Kayseri’nin Kış Turizmi Merkezi haline gelme çabalarında en büyük rolü Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki üstlenmiş.
Geçenlerde bir gazetede şöyle bir haber vardı:
“Özhaseki, Erciyes projesinde de tıpkı Kadir Has Spor Kompleksi’nin yapılışında sağlanan fon gibi Kayserililere özgü ticari zekâyı kullanmış.
Erciyes dağındaki 26 milyon metrekareyi Hazine’den dört yıl önce o zamanın parasıyla 3 trilyona satın alan Kayseri Belediyesi, böylece hem akıllı bir yatırım yapmış hem de arazinin tapusunu alarak yatırımcılara fırsat sunar bir hale getirmiş.”

***
Kayseri örneğini ‘Onlar yapıyor, biz neden yapamıyoruz?’ mukayesesi için vermedim.
Erciyes için yapılan  ‘4-5 aylık sezonluk faaliyetlerin tüm yıla nasıl yayılacağına’ ilişkin planlar ilgimi çekti.
Dağ ile şehir irtibatına yönelik çabaları önemsedim.Kayseri, dağdaki canlılığın süreç içerisinde şehre yayılmasını ve Kayseri’nin yeni bir çehreye kavuşmasını planlıyor.
Böylece Anadolu şehirlerinde sıkça gördüğümüz durağan sosyal hayatı da canlandırmayı hedefliyor.
Şu ana  kadar bu konuda fazla başarılı olamayan Erzurum’un da böyle bir hedef koyması gerekiyor.
Tesisleşmedeki kararlılık hoşuma gitti.
Hoşuma giden bir diğer konu da şu oldu;:
Yerel yöneticiler; ‘Bana ne bu benim işim değil…’, ‘Görev alanıma girmiyor…’, ‘imkân yok’, ‘kaynak yok’, ‘hükümet yapsın’ nemelazımcılığından sıyrılmışlar…
Önlerine büyük hedefler koymuşlar.
Bir kalkınma gönüllüsü ve proje misyoneri haline gelmişler.
Yani başarının sırrını çözmüşler!