YAKINLARIMI ERZURUM DOKTORLARINA EMANET EDİYORUM

Sağlıklı bir dilenci hasta bir kraldan daha mutludur. Eksiksiz bir sağlıktan ve kusursuz sağlık hizmetlerinden daha büyük nimet olabilir mi bu fani dünyada? Bunu, kendiniz yahut bir yakınınızın ayağı hastaneye düştüğünde daha iyi anlıyorsunuz.

Artık ihtiyarlığa merdiven dayayan sevgili validemizin sağlığını titizlikle takip eden hekim dostlarımız var, Allah eksikliklerini vermesin. Birkaç ay önce bazı şikâyetleri yoğunlaşınca, annelerinin etrafında pervane gibi dönen vefa numunesi, fedakâr kardeşlerime telefon edip, “Valide Sultanımızı bir de Hakan Hocamıza götürseniz” ricasında bulundum.

Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi Gastroenteroloji bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Hakan Dursun Bey’e hastanızı teslim edersiniz de arkanız geri çeker mi hiç? Dikkatlice muayene, titiz tahlil, tetkik sürecinden sonra kıymetli hocamız, böbrek üstü bezlerinde bir sorun tespit ettiği ‘Ezesini’, Endokrinoloji bölümüne havale etmiş.
Bu bölümün kıymetli hocalarından Prof. Dr. Güngör Akçay, annemizi güzelce muayene edip, ilave tetkikler neticesinde teşhisini koymuş. Kendine mahsus ciddi, otoriter tavrı ile “Hastamız kliniğimizde belki 1 ay, duruma göre 40 gün yatacak, dâhili hazırlık tedavisinden sonra mutlaka ameliyat olacak, aksi takdirde çok ciddi sonuçlar ortaya çıkar” diye kestirip atmış…

Bilgisine, tecrübesine güvendiğimiz hekimlerin tavsiyesi, bize padişah fermanı hükmündedir. Tereddüt etmeden kararımızı verir, icabını yaparız. Sebebe müracaat edip, şifayı yüce Mevla’dan bekleriz. Bu sefer de öyle yaptık.
Telefona sarılıp, otorite saydığımız hekim dostlarımızla da müşavereyi ihmal etmedik. Kendileri, dâhili tedavi için alanında çok iyi bir hekim olan Prof. Dr. Güngör Akçay’a güvenmemizi ve bir başka arayışa gerek olmadığını söylediler.

Ameliyat için de, en zor operasyonları bile tereyağından kıl çeker gibi başarıyla gerçekleştiren Endokrin Cerrahı Prof. Dr. Müfide Nuran Akçay’ı tavsiye ettiler.

***
Mevla’sına sırtını dayayıp, üç çevrim tespihiyle dünyaya meydan okuyan yiğit Erzurum kadını Hatice Hanımın ameliyat neticesinden korkacak hali yok ya… Tevekkül ve teslimiyetle karşıladı doktorların tavsiyesi üzerine aldığımız kararı. Endokrinoloji servisinde yaklaşık 20 gün yattı. Umulandan daha erken operasyona hazır hale gelip, Endokrin cerrahisine sevk edildi, başarılı bir ameliyattan sonra da sağlığına kavuşup, taburcu oldu.  Cenabıhakk’a şükürler olsun. Cümle dertlilere deva, hastalara şifa diliyorum.

***
Onun şenlendirdiği evde, o hastanede iken ilk kez onsuz kaldım. Evin nasıl zindana döndüğünü şöyle anlatmaya çalıştım, lakin gördüğünüz gibi kudretim yetmedi:

Bunu bilir bunu söyler yetim gönüller
Envaiçeşit gurbet üretir Ana’sız evler

Evet, anasız evler, envaiçeşit gurbet, hüzün ve yalnızlık üretim merkezine dönüşüyor.

***
Hastalığın teşhis aşamasında şefkat ve ilgisiyle gönlümüzü fetheden Doç. Dr. Hakan Dursun’a kalbi şükranlarımı iletiyorum. Allah bilim ve hekimlikte yolunu açık etsin; üstün başarılarıyla değerli ağabeyimiz, kıymetli babası Avni Dursun’un ve bizim göğsümüzü kabartmaya devam etsin.

***
Yazının başında da ifade ettim, Prof. Dr. Güngör Akçay kıymetli bir Erzurum evladı, bilgili, ciddi, çalışkan, kendi işinde gücünce değerli bir hoca. Ailemiz adına ilgisine müteşekkirim. Annemizin makbul dualarından hissesine düşeni aldığından haberdar olsun lütfen.

***
Prof. Dr. Müfide Nuran Akçay, mahir elleri ve şifalı neşterinden önce, tatlı dili ve güler yüzü ile annemin evliya gönlünde taht kurmayı başardı. Evet, anneciğim Hatice Hanım, cerrahını pek sevdi, inandı, güvendi.
Günü geldi, ameliyat başladı; oğullar, kızlar, torunlar, gelinler hepimiz gerginiz. O da ne? Kısa sürede bitti, özen ve titizlik isteyen çetin operasyon. Kıymetli Profesör Hanımı, Allah iki cihanda aziz etsin, uzun ömürler versin.

***
Her iki serviste de 7 gün 24 saat hastalara hizmet için seferber olan tüm doktor, hemşire ve personele yürekten teşekkürü borç biliyorum.

***
Soğuk ve hüzünlü hastane ortamını, güler yüzü ve içten ilgisi ile adeta evimizin sıcak odası haline getiren; Endokrin kliğinin sorumlu hemşiresi, Metehan yiğidimizin sevgili nişanlısı İnayet Erbay Hanıma da içten teşekkürler.

***
Dr. Kübra Tercanlı yeğenim, seni unutur muyum hiç? Yoğun bakım sürecinde Anneannenin yanından bir saniye ayrılmadın ve o kasvetli koğuştan bize moral aşıladın. Seni anneannenin yanında doktor kıyafetiyle gördüğümde içimden şöyle geçirdim: “Eğer melekler dünyaya indiklerinde bir kılığa bürünmek isterlerse, bu kesinlikle doktor önlüğü olur!”

***

Tedavi süresince bize kıymetli ilgi ve desteğini esirgemeyip, moral veren Sayın Prof. Dr. Durkaya Ören ve Prof. Dr. Bedii Salman’a da kalbi şükranlarımı iletiyorum. Hatırları her türlü tasvir ve takdirin üzerindedir.
***
Şükürler olsun, Ankara’da bu tür tedavi ve operasyonları yaptırabileceğimiz imkânlar var. Dostlukları ile iftihar ettiğimiz hekim dostlarımız da az değil. Lakin tıbbi zorunlulukların gerektirdiği durumlar hariç, yıllardan beri bütün yakınlarımı, tereddütsüz Erzurum doktorlarına emanet ettim. Bilgilerine, becerilerine hep inandım, güvendim.
İyi hekim olmak için öncelikle iyi insan olmak lazım. Erzurum’da insanlıklarıyla numune, hekimlikleriyle destan yazan nice doktorumuz var.
İyi hekim olsalar da kötü insan olanlar, hem kötü insan, hem kötü hekim olanlar yok mu? Elbette vardır...
Şükürler olsun ki biz hep, hem iyi insan, hem iyi hekim olanlara denk geldik.
Allah onların sayısını artırsın! 

https://www.erzurumolay.com/yakinlarimi-erzurum-doktorlarina-emanet-ediyorum-16813h.htm