19 Ocak 2025
  • Erzurum-1°C
  • İstanbul12°C
  • Ankara9°C

YÜZ YÜZE EĞİTİM İLE İLGİLİ FLAŞ KARAR CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN AÇIKLADI...

Yüz yüze eğitim ile ilgili flaş karar Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı...

Yüz yüze eğitim ile ilgili flaş karar Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı...

01 Şubat 2021 Pazartesi 21:44

Kabine toplantısı sonrası açıklama yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Köy okullarında 15 Şubat'ta eğitim öğretimin başlamasını kararlaştırdık.8 ve 12. sınıflar ile ilkokul ve özel eğitim okullarındaki eğitim-öğretimin 1 Mart'ta başlaması için hazırlıklara başlanacak" dedi.

Türkiye'nin yeni anayasa yapmasının vakti geldiğini dile getiren Erdoğan "Yakında reform paketlerimizin felsefesini, amaçlarını, hedeflerini ve faaliyet başlıklarını içeren kapsamlı çalışmayı kamuoyuyla paylaşacağız. Belki de vakti geldi. Ülkemizde yeni bir anayasa tartışması başlamalıdır. Cumhur İttifakı'ndaki ortağımızla bir anlayış birliğine varmamız halinde önümüzdeki dönemde yeni anayasa için harekete geçebiliriz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe'de toplanan Cumhurbaşkanlığı Kabinesi toplantısı 2 saat sürdü.Toplantının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan Cumhurbaşkanlığı  Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.  Yeni yılın ikinci ayının ilk kabine toplantısını yaptıklarını belirten  Erdoğan, dünya ve Türkiye için oldukça zorlu geçen 2020'nin ardından büyük  umutlarla girilen 2021'i yeni bir şahlanış yılı haline getirmenin gayreti içinde  olduklarını dile getirdi.
Erdoğan, bu amaçla yılın ilk gününden itibaren bir yandan salgınla  mücadeleye, diğer yandan yatırımlara, eser ve hizmet kazandırma çalışmalarına hız  verdiklerini kaydetti. Sadece ocak ayında milletin hizmetine sundukları eserlerin kısa bir  özetinin bile bu doğrultuda katedilen mesafeyi göstermeye yeterli olacağına  işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yılın ikinci günü Fırat Nehri üzerinde inşa  ettikleri Kömürhan Köprüsü ile bağlantı tüneli ve yolunu hizmete açtıklarını  anımsattı.
 
Bu eserin, Elazığ ile Malatya'yı birbirine bağlamanın ötesinde,  Türkiye'nin doğu-batı ve kuzey-güney ulaşım ağının en önemli noktalarından  olduğunu ifade eden Erdoğan, Kömürhan Köprüsü'nün 660 metre uzunluğu ve 380 metre  orta açıklığıyla kendi kategorisinde dünyanın dördüncü büyük eseri olduğuna  dikkati çekti. Türkiye'nin uzay çalışmalarındaki iddiasının ve gücünün son işareti  olan Türksat 5A uydusunu 8 Ocak'ta Amerika'dan yörüngesine yolcu ettiklerini  hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
 
  "İnşallah 5B uydumuzu da önümüzdeki yaz başında uzaya fırlatacağız.  Uzay çalışmalarında uzak mesafelerdeki büyük uydular yerine düşük maliyetleri ve  teknik kolaylıkları sebebiyle daha kısa mesafelerdeki mikro uyduların önemi  giderek artıyor. Biz de bu amaçla ülkemizde bir mikro uydu fırlatma tesisi kurma  çalışmalarına başladık. İnşallah çok uzak olmayan bir tarihte, ülkemizin ve  dostlarımızın uydularını kendi tesisimizden uzaya göndereceğiz. Haberleşmeden  enerjiye, çevrenin korunmasından savunma sanayisine kadar, geniş bir kullanım  alanına sahip uzay ve uydu teknolojileri konusunda ülkemizi marka haline  getirmekte kararlıyız. Bu adımın, gençlerimizin 2053 vizyonlarının altyapısına  yapacağımız en büyük desteklerden biri olacağına inanıyoruz."
 
 "Yol haritasını konuştuk"
 
 Diyarbakır-Ergani-Elazığ yolu üzerindeki Devegeçidi Köprüsü ve  bağlantı yollarını 9 Ocak'ta hizmete açtıklarını, yılın ilk kabine toplantısını  ise 11 Ocak'ta yaptıklarına değinen Erdoğan, kabine toplantısı öncesi Türkiye  Geleneksel Spor Dalları Federasyonu'nun Ankara'daki tesislerinin resmi açılışı  sebebiyle gençler ve sporcularla bir araya geldiklerini kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de görev yapan Avrupa Birliği ülkeleri  büyükelçileri ile 12 Ocak'ta yaptığı toplantıda ise ilişkileri karşılıklı saygı  ve ortak fayda temelinde geliştirme iradesini teyit ettiklerini söyledi.  Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği'nin ödül törenine katıldıkları  13 Ocak'ta Türkiye medyasının yanında sanat, spor ve kültür dünyasının önde gelen  temsilcileri ile bir araya geldiklerini ifade eden Erdoğan, Dış Ekonomik  İlişkiler Kurulu yönetimiyle 15 Ocak'ta buluşarak yeni döneme ilişkin yol  haritasını konuştuklarına da değindi.  Erdoğan, geçen yılı 169,5 milyar dolar gibi tarihin en yüksek ihracat  rekoru ile kapatan iş insanlarının, Türkiye'de ve dünyanın her yerinde yanlarında  olmayı sürdüreceklerini vurguladı.
  
 "Silvan Projesi GAP'ın en bereketli bölümü"
 
 Türkiye'nin sanat birikimini göstermesi bakımından önemli gördüğü  Milli Saraylar Resim Sergisi'nin açılışını 15 Ocak'ta yaptıklarını anımsatan  Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 2019 ve 2020 Özel Ödüllerini, müzecilik  alanındaki çalışmalarıyla Türkiye'ye değer kazandıran kurumlara ve sanatseverlere  20 Ocak'ta takdim ettiklerini dile getirdi. Erdoğan, Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu'nun yönetim kurulu  üyeleriyle 22 Ocak'ta bir araya gelerek hem geçen yılın değerlendirmesini  yaptıklarını hem de yeni yılda yapılabilecekleri konuştuklarını kaydederek şöyle  devam etti: "23 Ocak'ta önce İstanbul Fırkateyni Denize İniş ve Pakistan Milgem  Korvet Projesi üçüncü gemi ilk kaynak törenine katıldık. Bu törende Türk savunma  sanayisinin denizcilik sektöründe ulaştığı seviyeyi bir kez daha görme imkanı  bulduk. Ardından Diyarbakır-Silvan Barajı gövde dolgusu, Başlar Barajı, Ergani  Barajı ve Ergani İçme Suyu Arıtma Tesisleri'nin açılış törenine canlı bağlantı  ile iştirak ettik. Silvan Projesi GAP'ın en bereketli bölümlerinden birini  oluşturuyor. Bünyesinde 8 ayrı baraj ve 23 sulama tesisi olan bu proje  tamamlandığında 2 milyon 360 bin dekar alanı sulayacak. Silvan Barajı'nın gövde  dolgusunu tamamlarken Babakaya ve Silvan Sulama Tünelleri'nin inşaatlarına da hız  verdik. İnşallah hem barajın hem tünellerin hem de sulama tesislerinin inşasını  hedeflediğimiz tarihlerde mutlaka ama mutlaka tamamlayarak Diyarbakır  topraklarını bölge ve ülkemiz için önemli bir kazanç kaynağı haline getireceğiz."
 
 "Geniş bir alanda gençlere hizmet verecek"
 
 Elazığ ve Malatya illerinde can kaybı yanında ciddi yıkama yol açan  depremin birinci yılında millete verilen sözleri tutmanın sevincini paylaşmak  üzere 25 Ocak'ta Elazığ'a gittiklerini belirten Erdoğan, "Depremin 6. ayından  itibaren teslim edilmeye başlananlarla birlikte toplamda 8 bin konutun anahtarını  hak sahiplerine verdik. Elazığ'da inşa ettiğimiz 20 bin konutun kalanını da yaz  aylarına kadar tamamlamış olacağız. Aynı şekilde Malatya'da da 6 bin konutun  tamamını yaza kadar bitirip, hak sahiplerinin hizmetine sunacağız." dedi.
 Bu tür projelerde sadece konut yapmadıklarını, okulu, camisi, çarşısı,  parkı, yeşil alanları ve diğer tüm ihtiyaçlarıyla adeta yepyeni şehirler inşa  ettiklerini vurgulanan Erdoğan, şunları kaydetti: "Elazığ'da yaptığımız köy konutları, yöre halkının ihtiyaçlarını  karşılayacak, planlaması ve projesiyle gerçekten örnek bir çalışma oldu. Bir kez  daha bu konutların vatandaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Rabbimden  ülkemizi her türlü afetlerden muhafaza eylemesini niyaz ediyorum. Elazığ  ziyaretimizde ayrıca Avrupa'nın en büyük çocuk ve gençlik merkezinin resmi  açılışını da yaptık. Bu merkezde yazılımdan kodlamaya, tasarımdan montaja,  tarımdan binicilik ve okçuluk sporlarına kadar geniş bir alanda gençlerimize  hizmet verilecek."
 
  "Yanlarında olmayı sürdüreceğiz"
 
Devlet korumasında yetişmiş gençler, engelliler, şehit yakınları,  gaziler ve gazi yakınları için önemli bir programı 26 Ocak'ta Cumhurbaşkanlığı  Külliyesi'nde düzenlediklerini de anımsatan Erdoğan, bu programda gençlerden  1093'ünün, engellilerden 1140'ının, şehit yakınları, gaziler ve gazi  yakınlarından 370'inin kamuya atamasını yaparak, sosyal devlet vazifesinin birini  daha yerine getirdiklerini söyledi. Erdoğan uzun süredir, genel kadroların önemli bölümünü bu amaçla  yapılacak atamalara tahsis ettiklerini belirterek, "Kamuda yaptığımız bu tür  istihdamları ve sosyal destek programlarımızı, kimsesizlerin kimsesi olan  devletimizin, milletinin her kesimine vefasını bir gereği olarak görüyoruz.  İnşallah bundan sonra da ihtiyaç sahibi herkesin istihdamından aynı ve nakdi  desteğine kadar her konuda yanında olmayı sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı. Uluslararası ilişkiler çerçevesinde pek çok devlet ve hükümet  temsilcisiyle telefon ve telekonferans görüşmeleri ile yüz yüze kabuller  gerçekleştirdiklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tabii her biri aynı  zamanda ülkemiz meselelerinin konuşulduğu, tartışıldığı platformlar olan parti  kongre üyelerimiz ve diğer parti faaliyetlerimiz bu listenin dışındadır. Bunların  yanında haftanın her günü devlet ve millet meseleleri ile ilgili yaptığımız  kabulleri veya telefon görüşmelerini mutat mesaimiz olduğu için ayrıca  saymıyoruz." ifadelerini kullandı.
 
 
 
 Bugüne kadar yaptıklarıyla yetinmeyip, geleceğin büyük ve güçlü  Türkiye'sini inşa etmek için her alanda yoğun hazırlıklar yürüttüklerini  vurgulayan Erdoğan, "Ülkemizin son 18 yılının en büyük özelliği, demokraside ve  ekonomide kesintisiz bir reform gündemine sahip olmasıdır. Yıllarca siyasi  istikrarsızlıklar, ekonomik krizler, darbeler, vesayet kıskacında bu ülkenin ve  milletin enerjisini, vaktini, imkanlarını heba edenlerin yol açtığı kayıpları  telafi etmek için gerçekten çok çalıştık. Üstelik bu mücadeleyi, ülkeyi bu hale  getiren vesayetçilerin, darbecilerin kriz tüccarlarının nice sinsi tuzaklarına  rağmen başarıya ulaştırdık." ifadelerini kullandı.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tabii 'reform' dediğimiz değişim ve dönüşüm  gündemi, dinamik bir süreci ifade ediyor. Görevimiz dünyanın ve Türkiye'nin  değişen şartlarına, milletimizin değişen ihtiyaçlarına ve beklentilerine göre  yeni reform gündemleri oluşturmaktır. Her kim 'Artık bu ülkede yeni reforma  ihtiyaç yok.' derse bilinmelidir ki o kişi Türkiye'den de dünyadan da toplumdan  da bir haberdir." diye konuştu.
Türkiye'nin geçmişten günümüze eğitim sistemine değinen Erdoğan, şöyle  devam etti: "Mesela daha düne kadar kendi çocuklarına dahi üniversite eğitimi  imkanı sunamayan bir Türkiye ile bugün 8 milyon evladı yanında 200 bin yabancıya  yükseköğrenim sağlayan bir Türkiye'nin eğitim yaklaşımı aynı olabilir mi? Aynı  şekilde geçmişte bırakınız dünya ile rekabet etmeyi, kendi vatandaşlarının asgari  ihtiyaçlarını karşılayacak sağlık, ulaşım, enerji, sanayi, teknoloji, şehircilik,  çevre, spor altyapısına sahip olmayan bir ülkenin ihtiyaçlarıyla bugünküler aynı  olabilir mi? Yine kendi sınırları içindeki teröristlerle baş etmekte zorlanan bir  Türkiye ile sınırlarının ötesinde güvenli alanlar oluşturan çok da ötelerde  harekatlar yürüten bir Türkiye'nin güvenlik stratejileri aynı olabilir mi?
 
 Bu örnekleri her alana teşmil etmek mümkündür. Daha önemlisi hayatın  bir gerçeği olan değişimin dışında kalan veya değişimi doğru istikamette  yönlendirilemeyen toplumların yaşadıkları acı tecrübeleri ve yıkımları hemen yanı  başımızda bizzat görüyoruz. Avrupa'dan Amerika'ya, Asya'dan Afrika'ya kadar  dünyanın her yerinde köklü siyasi, sosyal, ekonomik çalkantılar yaşanırken  Türkiye'nin olduğu yerde çakılıp kalması elbette düşünülemez."
 
"Ülkemiz her alanda bölgesel ve siyasal liderlik politikası  izlemektedir"
 
 Türkiye'nin yıllarca küresel siyasi ve ekonomik değişimlerin gerisinde  kalıp, statükoya teslim olduğu için hep büyük bedeller ödediğini kaydeden  Erdoğan, "İnşallah bu defa küresel siyasi ve ekonomik değişimin önünde kendi  inisiyatiflerimizi hayata geçirmek suretiyle hedeflerimize ulaşacağız. Ülkemiz  işte bu amaçla bir süredir ekonomiden güvenliğe her alanda bölgesel ve siyasal  liderlik politikası izlemektedir." dedi. Gelinen noktada yeni ve köklü reform ihtiyaçlarının ertelenemez  olduğunu gördüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu sözlerle  sürdürdü: "Bu çerçevede hukuki ve ekonomik reform paketlerinin hazırlıklarını  zaten bir süre önce başlatmıştık. Adalet Bakanlığımız hukuki reformlarla Hazine  ve Maliye Bakanlığımız ekonomik reformlarla ilgili teknik çalışmaları hamdolsun  belirli bir seviyeye getirdi. Bu reform paketleri çalışılırken dünyadaki ve  ülkemizdeki gelişmelerin detaylı bir analizi yanında, ilgili tüm  bakanlıklarımızla kurumlarla sivil toplum kuruluşları ile görüşmeler yapıldı.  Hazırlık çalışmalarında ortaya konulan tespitler ve teklifler çerçevesinde her  kesimin ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılayacak taslaklar ortaya çıktı."
 
   "Kapsamlı çalışmayı kamuoyuyla paylaşacağız"
 
 Ortaya çıkan bu taslakları hem kendi içlerindeki kurullarda hem de  Cumhur İttifakı'ndaki ortaklarıyla değerlendirerek nihai aşamaya getireceklerini  söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:  "İnşallah çok yakında reform paketlerimizin felsefesini, amaçlarını,  hedeflerini ve faaliyet başlıklarını içeren kapsamlı bir çalışmayı kamuoyuyla  paylaşacağız. Hemen ardından yasamanın alanındaki konularla ilgili Meclis'te,  idari alandaki konularla ilgili de Cumhurbaşkanlığımızda gereken müşahhas  adımları atmaya başlayacağız. Esasen Türkiye'de sorunların kaynağının 1960'tan  beri hep darbeciler tarafından yapılan anayasalar olduğu açıktır. Ne kadar  değiştirirsek değiştirelim anayasanın ruhuna dercedilen darbe ve vesayet izini  silmek mümkün olmuyor.  Bunun için daha önce yeni bir anayasa girişiminde bulunmuştuk.  Mecliste sandalye sayılarına bakmadan tüm partilerden eşit temsilci ile  başlatılan çalışmalar, CHP'nin süreci tıkaması ve uzlaşmaz tutumu sebebiyle  maalesef neticeye ulaşamamıştır. Ülkemizin bu önemli fırsatı kaçırmış olmasından  dolayı üzüntülüyüz. Belki de şimdi Türkiye'nin tekrar yeni bir anayasayı  tartışmasının vakti gelmiştir. Anayasa çalışması öyle gizli saklı mahfillerde terör örgütü ile  irtibatlı kesimlerin gölgesinde, ülkesiyle zihni ve kalbi bağlantısı kopuk  isimlerle yürütülebilecek bir iş değildir. Bu çalışmanın, milletin gözü önünde ve  onun temsilcilerinin tamamının katılımıyla şeffaf bir şekilde gerçekleştirilmesi,  ortaya çıkan metnin de mutlaka milletin takdirine sunulması gerekir. Cumhur  İttifakı'ndaki ortağımızla bu konuda bir anlayış birliğine varmamız halinde  önümüzdeki dönemde yeni anayasa için harekete geçebiliriz."
 
 
'SALGINDA TÜRKİYE'NİN ÖNÜNE YENİ FIRSATLAR ÇIKTI'
 
Salgın nedeniyle ekonomik küçülme kaçınılmaz oldu. Bu da işsizliğin artması demek. Salgın süresince Türkiye'nin direnci kırılmadığı gibi tam tersine önüne yeni fırsatlar çıktı. Türkiye, yardımseverliğini tüm dünyaya yeniden gösterdi. Aşı ve ilaç geliştirmeye kendini adayan bilim insanlarımızın tutkusu, öğretmenlerimizin çabaları tamamladı. Hafızalarınız tazelemek adına verdiğimiz desteklerin bazılarını söylemek istiyorum. 650 bin emeklimizi kapsayan en düşük emekli maaş ödemesini bin liradan 1500 liraya yükselttik. Bay Kemal, danışıklı dövüşle öyle çöp konteynırından aldatmak üzere vatandaşlarımızı "aç açık sefil" gibi spekülasyonlarla milletimizi aldatamayacaksın. Sen böyle söyledikçe, bak partin parçalanmaya başladı. Ücretsiz izne çıkarılanlar için nakdi ücret desteği vermeye başladık. Sosyal koruma kapsamı kapsamında verilen hibe desteği rakamı, 49 milyar liraya geçti. Diğer SGK ve İŞKUR destekleriyle bu rakam 71 milyar liraya ulaştı.
 
ESNAF VE SANATKARLARIMIZIN YANINDA OLMAYI SÜRDÜRECEĞİZ'
 
Geçtiğimiz yıl salgına rağmen 16 milyon turist sayısına ulaştık. İhracatçılara destekleme fonu kapsamında 2.4 milyon destek ödemesi yaptık. 2,5 milyon vergi mükellefini rahatlattık. Yeme içme, sinema tiyatro, konaklamada KDV oranını %1'e indirdik. Genel orana tabi esnaf hizmetlerinde KDV'yi %8'e düşürdük. Kıraathane, internet kafe, sineme salonu gibi işletmelerin vergi yükümlülüklerini erteledik. Taksi, dolmuş pazarcılar gibi esnaflarımızı doğrudan destek ödeme kapsamına aldık. Aynı şekilde lokantacılık, pansiyon gibi faaliyet yerlerini aynı kapsama dahil ettik. Ayrıca esnafımıza büyük şehirlerde 750, diğer şehirlerde 500 lira kira desteği yapıyoruz. 2019 yılı cirosu 3 milyon liranın altında olan işletmeler, eğer 2020 yılında %50 kaybı yaşadılarsa yaşadıkları kaybın %3'ü kadar hibe alabilirler. Bundan sonra da esnafımızın, sanatkarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz
 
ENFLASYON ÇIKIŞI
 
Son uluslararası analizler, G20 ülkeleri içinde 2020 yılını  pozitif büyüme ile kapatabilecek iki ülkenin Türkiye ve Çin olduğunu  gösteriyor.Gıda fiyatlarının artışını yakından takip ediyoruz. Yüksek enflasyonun hem üretici hem de tüketici cephesinde  oluşturduğu tahribatın farkındayız. Gıda enflasyonu en büyük tehditlerden  biridir.
 
KÖY OKULLARINDA 15 ŞUBAT'TA EĞİTİM BAŞLIYOR
 
Uzaktan eğitim öğretimin temeli olan internete erişimdeki sınırlılığı  dikkate aldıklarını ifade eden Erdoğan, "Köy okullarında 15 Şubat'ta  eğitim-öğretimin başlamasını kararlaştırdık. Ancak okulların açıldığı köylerde  vaka artışı yaşanması halinde eğitim ve öğretime yeniden ara verilebilecek. Bunu  da özellikle söylemek zorundayım. Kovid-19 her şeyden tehlikeli ve önemli.  Yavrularımızın kaybına tahammülümüz olamaz." ifadelerini kullandı.
 
Her türlü tedbiri almak zorunda olduklarını söyleyen Erdoğan, şunları  kaydetti: "8 ve 12. sınıflar ile ilkokul ve özel eğitim okullarında ki eğitim  öğretimin 1 Mart'tan itibaren başlaması için hazırlıklara başlanacak. Vaka  sayılarındaki iyileşmeye paralel olarak 1 Mart'tan itibaren il bazında eğitim  öğretimin kademeli başlaması için gereken çalışmalar da yürütülecek. Yine  vakaların belirli bir sayının altına düşmesiyle birlikte esnafımıza yönelik  kısıtlamaların kademeli olarak gevşetilmesiyle ilgili takvimi de başlatmayı  planlıyoruz. Bu vesileyle belediyelerden ve organize sanayi bölgeleri  yönetimlerinden İl Hıfzıssıhha Kurulu kararlarının uygulanması hususunda  hassasiyet göstermelerini beklediğimizi belirtmek istiyorum." Erdoğan, yaklaşık 11 aydan bu yana sabır ve metanetle tedbirlere  riayet eden herkese teşekkür etti.
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.